0.5

424 66 14
                                    

Taehyung ertesi sabah uyandığında, Jeongguk'un hala yanında uyuyor olmasına şaşırmamıştı. Esneyip iyice Jeongguk'un göğsüne yapıştı ve vücuduna yayılan sıcaklık hissi ile gülümsedi.

"Jeongguk-ah,"

Jeongguk homurdandı.

"Uyan artık." Taehyung gülümseyerek Jeongguk'u rahatsız etmeye devam etti.

"Jeongguuuuuk," sızlandı ve çok fazla düşünmeden konuştu. "Sabah öpücüğü?"

Bir dakika, ne?

Taehyung utançtan elleri ile yüzünü kapatırken Jeongguk'un gözleri hemen açılmıştı.

"Özür dilerim." Taehyung ellerinin arasından Jeongguk'un kocaman açılmış gözlerine bakarak konuştu. "Senden bir anda öpücük istememeliydim."

Ama Taehyung'un bütün vücudu öpücükler için kıvranıyordu. Jeongguk'un dudaklarını kendi dudaklarının üstünde hissettiği zaman oluşan sıcaklık çok harika hissettiriyordu ve Taehyung bu histen vazgeçmek istemiyordu.

"Seni öperim." Jeongguk yeni uyandığı için hırıltılı çıkan sesi ile konuşurken uzanıp Taehyung'un elini tuttu ve yüzünden uzaklaştırdı. "Sormak zorunda değilsin, Tae."

Jeongguk'un yüzündeki ifadenin yumuşaklığı Taehyung'un kalbine dokunuyordu.

Bu sefer ilk Taehyung uzanıp Jeongguk'u yavaşça öptü ve sıcaklık tekrar bütün vücuduna yayılmaya başladı. O kadar iyi hissediyordu ki ikisinin de sabah nefesi ile olması önemli değildi. Sadece Jeongguk'a yakın olmak ve onu vücudunun her yerinde hissetmek istiyordu.

Ellerini Jeongguk'un yüzünden aşağıya kaslı kollarına indirdi ve yavaşça okşadı. Jeongguk bundan hoşlandığı belli edecek bir şekilde mırıldandıktan sonra Taehyung'u iyice kendine çekti. Jeongguk bir yandan Taehyung'un dudaklarını dili ile ıslatırken diğer taraftan elini Taehyung'un tişörtünün sıyrılıp açık bıraktığı beline götürdü. Taehyung ani sıcaklık isteği ile bir anda irkilince Jeongguk hemen geri çekildi.

Tam özür dilemek üzereyken Taehyung eli ile Jeongguk'un ağzını kapattı. "Sakın," Jeongguk şaşkın bir şekilde Taehyung'u izledi. "Bu iyiye yorumlanılacak bir tepkiydi, inan bana."

Taehyung elini geri çektiğinde hızlıca eski pozisyonlarına geri döndüler. Jeongguk'un elleri Taehyung'un beline yerleşti yavaşça okşamaya başladı.

Kapının gürültülü bir şekilde çalınmasıyla birbirlerinden o kadar hızlı ayrıldılar ki Jeongguk az kalsın yere düşüyordu. Taehyung dışardan "Geliyoruz." sesini duyduğunda Jeongguk'u kolundan tuttu ve düzgün oturmasını sağladı.

Ve 5 üye odaya girerken Taehyung 30 saniye önce en yakın arkadaşıyla yiyişen o değilmiş gibi davranmaya çalışıyordu. Jeongguk hala şokta gibi görünüyordu ve saçları dağınıktı, Taehyung'un elleri yüzünden. Taehyung, Jimin'in ikisine olan şüpheci bakışlarını görmezden gelmeye çalıştı.

"Beyler," Taehyung çocuklar odada tuhaf yerlere otururken onları karşıladı. Hepsi endişeli gözüküyolardı ve olmakta haklılardı da.

"Nasıl hissediyorsun, Taehyung?" Namjoon sordu.

"Harikayım." Dürüstçe cevapladı. "Jeongguk bana çok iyi bakıyor."

Jeongguk boğazından homurdanmaya benzeyen bir ses çıkardı ve Taehyung yavaşça Jeongguk'un sırtına vurdu. Jimin dikkatlice ikisini izlemeye devam ediyordu.

"İyi, mutlu oldum." Namjoon odadaki gerginliği göz ardı ederek konuştu. "Ama bu konuda ciddi olmamız gerek. Muster bitti ve dün geceki halin çok kötüydü. Bir an gerçe-" Boğazını temizledi ve konuşmaya devam etti. "Başarabileceğinden emin olamadım."

Fever started long ago •Taekook (çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin