3.BÖLÜM TATİL

112 45 8
                                    

Yerimde kalakaldım. Hırsızın arkasından bile koşamıyorum. Ayaklarım sanki yere yapıştı. Bir adım dahi gitmiyor. Birden bağırdım.

"İmdaaaaaaat ! Hırsıııız!"
Hırsız o kadar hızlı koşuyordu ki ona yetişmek imkansız. Sonunda kendimi öne atabildim ve tüm gücümle koşmaya başladım. Bir yandan da bağırıyordum

"Yakalayın lütfen yakalayın hırsızııı" diye. Okulun arka sokağına girdi ve gözden kayboldu. Allah'ım yardım et. Ben şimdi ne yapıcam. Harçlığım ve birçok şeyim çantamda. Lütfen bulunsun lütfenn.

Etrafımda dönmeye başladım. Yok. Yok. Hiçbir yerde gözükmüyor. Bir dakka şu. Benim. Çantam. İlerde ki sokağı girişinde yerde gözüküyor.
Koşarak yanına gittim. Lütfen lütfen içinden bir şey almış olmasın.

İçerine göz atmaya başladım. Telefon. Tamam
Kulaklık. Tamam.Kimlik . Tamam. Ee paralarım da burda ne aldı ki çantamdan . Hızla toparlanıp yerden kalktım. Evden erken çıktığım için okula geç kalmak gibi bir sorunum yok. Saate baktım. 07.45 Daha dersin başlamasına 15 dakika var. Banka oturup biraz sakinleşsem iyi olacak. Çantamı alıp okulun bahçesindeki banklardan birine oturdum.

Acaba hırsız ne aldı. Bir şey almayacaksa neden çalsın aklım almıyor.
Bir dakka ya yoksa kolyemi mi aldı? Hemen çantamı çıkarıp en küçük gözüne baktım. Yok . Gerçekten almış. Ama o ne işine yarayabilir ki? Para verilmez bile ona. Annem geçen doğum günümde almıştı. İçinde annemin ve benim isimlerimizin kazılı olduğu ipten bir kolyeydi. Neden aldı ki ? İşine bile yaramaz. Off atmasa bari o benim için çok önemli.

Doğa sen salak mısın? Tabi ki işine yaramazsa atacak. Sana geri verecek hali yok ya! Hırsız bu kızım!
Haah! İç ses bir sen eksiktin gel gel sen de üstüme gel. Sadece fikir atmıştım ortaya. Ben de biliyorum hırsız olduğunu. Zaten moralim sıfır bari sen sus!!
Ayhh! Tamam sustum ne azarlıyon kızım!
Aman şuan senle uğraşamıcam. Benim sınıfa çıkmam lazım zil çalacak şimdi.

Çantamı alıp sınıfa çıktım. Ders matematik ve ben bu derste çok iyiyim. Yerime geçtim ve kulaklığımı çıkardım. Son haftalar ve hoca ders işlemiyor. Yani en azından sinirli olmadığı zamanlar. Aslında Akif hoca çok iyi ama bazen derse barut gibi geliyor ve bize patlıyor.Neden hala anlamış değilim. Orta boylarda, zayıf ,kumral 34 yaşında. Aslında yaşına göre çok genç gösteriyor. 28 falan diyebiliriz. Üçgen vücüda sahip. Gerçekten spora düşkün.Bazen okulun basket takımında oynuyor.Benide çok sever zaten. Bilir bu dersi sevdiğimi .

Çok konuştun yine .Beynim patladı laan !Kısa kes kısa!
Sanane iç ses sanane!
Düzgün konuş benimle alınıyorum. Bak bir daha senle konuşmam.
Konuşmazsan konuşma! Rahat bırak beni.
İyi küstüm. Bir daha beni çağırma !
Hocanın girmesiyle düşüncelerimden ayrıldım. Bugün de yine çok yakışıklı olmuş. Kızım sen ne diyosun kendine gel. Hafifçe kafamı sağa sola salladım. Dersi yine boş bıraktı hoca. Kulaklığı takıp müzik dinlemeye başladım.

Sonunda bütün dersler bitti. Çantamı alıp evin yolunu tuttum.

Bugün bütün hocalar boş bıraktı. Ne yalan söyleyim boş oturunca da iyi olmuyormuş. Son iki saat telefonumun şarjı bitti ve boş boş oturdum. Hatta bir ara tam uykuya dalacaktım zil çalmıştı. Neyse ben eve gidince anneme ne diyeceğim. Çok telaşlanır. Evet kolye için kızmaz ama benim için çok telaşlanır. Hatta 15 dakkalık yolu yürümeme bile izin vermez. Artık söylemeyeceğim başka çarem yok.
Eve geldim ve kapıyı anahtarla açtım. Bugün gerçekten yoruldum. Yemeğe kadar uyusam iyi olacak.

"Anneee! Ben geldim. Odama çıkıyorum biraz dinleneceğim. Yemek hazır olunca çağırırsın." Diyerek merdivenlere yöneldim. Önce bir duş alıyım sonra yatarım.Odaya girdim. kendime temiz kıyafet seçip banyoya geçtim. Sıcak su gerçekten çok iyi geldi. Uykumu da getirdi. Temiz kıyafetleri giydim ve yatağa uzandım. Tam uykuya dalacakken annem seslendi.

"Kızıııım yemek hazır hadi gell." Anne sen ne yaptın tam uyuyacaktım ya. Of.
Yemeği yedim ve tekrar yatağa girdim. Uykum kaçtı ama olsun biraz sonra uyurum.

Yanağımda sulu sulu öpücüklerle uyandım. Bu ne yaa! Gözlerimi açmamla Arda yı gördüm. Ben seni yerim ya.
"Sen sabah ablayı da mı uyandırıyosun bakıyım ha." Yatağıma çekip gıdıklamaya başladım.
"Abla yap-yap-ma !" Yanaklarını ısırdım ve bıraktım. Hemen yanımdan kalktı ve kapıya koştu. Tam açtı çıkacakken aklına bir şey gelmiş gibi durdu.
"Annem çağıyıyor. Kahvaytı hazıymış." Kapıyı hızla kapattı. Ne yapıyor bu çocuk ya.

Yataktan kalktım ve hazırlandım. Aklıma dünki olay gelince yüzümdeki tebessüm gidiverdi. Kendimi toparladım ve aşağı indim.
"Babaa!" Babamı görmemle dona kaldım. Normalde benden 1 saat önce işe giderdi.
"Gel kızım gel seninle bir şey konuşalım." Yüzündeki endişe ve üzüntü anlaşılmayacakmış gibi değil.
"Baba yoksa..." kelimeler boğazıma tıkandı.
"Evet kızım düşündüğün gibi işten atıldım." Anneme bakındım. Şimdiye evi inletiyor olması lazımdı. Tekrar babama döndüm.
"Peki neden baba hiç işi aksattığını görmedim. " kelimeler zar zor çıkmıştı ağzımdan.
"İşçi fazlalığı varmış kızım onlar da bu işte en tecrübesiz olanı çıkarttılar. Biliyorsun daha yeni başladım orda çalışmaya. Tabi affetmediler ve çıkarttılar. Başka bir yerde bulmam gerekiyor." Gözlerini benden çekti ve çayına odaklandı. Çay kaşığıyla oynamaya başladı.
"Ama yazın nerde iş bulacaksın ki? Kolay değil."
Bana döndü.
"Evet bulmak zor. Şimdiden araştırıyorum. Bir arkadaşımın oteli var. Teklif etti çalış diye ama buraya uzak. Sizide götürmem gerekiyor. Düzenimiz bozulacak."derin bir iç çekti ve tekrar çayına döndü. Annemin sesiyle kendime geldim.
"Aferin Faruk. Bir bizi peşinden sürüklemediğin kalmıştı onu da yaptın tamoldu aferin." Sinirle geldi ve sandalyeye oturdu. Birazdan burda kıyamet kopabilir. Anlaşılan Arda yı odasına götürdü. Kavga edecekler ya çocuk görmesin diye.
"Ne yapıyım Derya sizi burda yalnız bırakıp çalışmaya mı gidiyim. Aklım hep burda olacak! " babam da sesini yükseltmişti. Bıktım artık şu kavgalardan. Annem bir şey söyleyecekken araya girdim.
"Evet anne babam haklı biz de gidelim. Bende çalışırım.Hem tatil de yaparız. " bu fikir gerçekten çok iyi. İnşallah annem kabul eder.
"Kızım senin yaşın küçük reşit bile değilsin." Anne bunu yüzüme vurmana gerek yoktu ya. Babama döndüm ve yavru kedi gibi baktım.
"Baba sen arkadaşınla konuş garsonluk falan olur. Yapabilirim onlarıı lütfeen lütfeen." Biraz düşündü.
"Olur konuşurum. Ama kendini yormak yok tamam mı kızım?" Başımı aşağı yukarı salladım. Bir dakika ya biz annemi unuttuk. Ses çıkartmadığına göre kabul etti. Lütfen kabul etsin.
"Anne sen ne düşünüyorsun? Lütfen gidelim." Kafasını olumlu anlamda salladı. Oleyy be! İşte bu. Bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim.

"Seni ve kardeşini düşünerek veriyorum bu kararı abin zaten çalışıyor kendisine bakıyor. Biz de baban gidince burda tek başımıza kalmayalım. Hem ciddi anlamda tatile ihtiyacımız var." Dedi.

İnanmıyoruum. Hayal ettiğim tatile gideceğiz. Yaşasııın!!

Bu bölümde bitti.
Nasıl buldunuz bölümü?
Lütfen okuyanlar yorum yapabilir mi? 😇😇

Hayatını DeğiştirenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin