EIGHTEEN%

8K 810 223
                                    

İyi okumalar.

#Jeon Jungkook
Ellerimi ovarak kapıya bakmaya devam ettim, Jimin gelmeliydi.
O kadar mı değerim yoktu diye düşünecektim ama yoktu, benim onun için neden bir değerim olacaktı ki?

Gelmeyeceğini anlayıp ayağa kalktığımda kapı açıldı ve Jimin yavaşça içeri girdi. Tekti.
Bana gözlerini dikerek karşıma oturdu.

"Seni dinliyorum."

Mesafeli sesi afallamamı sağlasa da gelmişti sonuçta değil mi?

"Aslında bakarsan , ben seni dinlemek istiyorum önce."

"Ne söylemeliyim?"

"Neden böyle biri olduğunu."

Gülerek kafasını yana yatırdı.

"Beni kullanacaktınız Jeon, annemden nefret etmemi sağlayıp gücümü kullanacaktınız. Kız kardeşim olmasa sana inanıyordum bile."

"Seni kullanmalarına izin vermezdim Jimin."

"Dalga mı geçiyorsun? En başta sen kullanacaktın beni."

"Seni neden kullanayım?"

"Belki de o kadar güçlü değilsindir, karşında bir melez görmek istememişsindir Jeon. Belki de sen korkağın tekisindir."

Beni yakamdan tutup duvara savurmasına izin verirken bu kadar güçlü olduğunu tahmin etmemiştim.
Birkaç kemiğim kırılmıştı sanırım.
Acımı belli etmemeye çalışarak yüzüne baktım.

"Annem gibiyim, uzak dur benden. Eğer yolumuza çıkarsan, sende ölürsün. Gözümü bile kırpmayacağımdan emin olabilirsin, benim için bir değerin yok."

Söylediklerinin ağırlığıyla nefesim kesildi. O benim için neydi, ben onun için neydim.

"Gidiyorum, bir daha karşılaşmayalım."

Hızla ayağa kalkıp omuzlarından ittirerek duvara yasladım.

"Senden uzak durmayacağım, öldüreceksen şimdi denemelisin."

Dişlerini sıkıp bir süre yüzüme baktı.

"Ne istiyorsun sen? Neden bir anda değerli gibi oldum senin için? Çok iyi bir yalancısın."

"Değerlisin zaten! O sikik beynin bunu anlamıyor ama seviyorum seni. Piç gibi davranıyor olsan da, o eski tanıdığım umursamaz veleti hâlâ seviyorum."

Dolan gözlerime lanet okuyup tepkisini görmek için yüzüne baktım, sözler benden bağımsız ağzımdan çıkmıştı ama söylemiştim işte.

"Ne dedin sen?"

"Git Jimin, git ve ortalığın anasını sik sonra da gel beni gebert. Rahatlarsın.
Ama seni kullanmayı bir an bile düşünmedim, annenden nefret ediyordum evet çünkü benim ailemi öldürdü. Sen ailemin katilinin oğlu olmana rağmen ben bunu önemsemiyordum, aileme ihanet etmiş gibi hissetsem bile sana ihanet etmek istemedim."

Jimin'in gözleri kırmızılaştı ve arkasını döndü.

"Bunu söylememişsin gibi varsayacağım, bu da sana son iyiliğim olsun."

Histerik bir gülüşle kafamı salladım, gitmek istiyorsa giderdi.
Denemiştim en azından.

"Eğer, dönmek istersen..."

"İstemeyeceğim."

"Seni bıraktığın yerde beklemediğimi bilmeni istiyorum."

Gözleri kocaman açıldığında düz bir
ifadeyle yüzüne bakıp kapıyı açmaya yeltendim ama bir güç beni karşıdaki duvara çarptı.
Jimin'in kolunu ittirip onu kapıya vurdum ve kırılan kapının parçalarını çeviklikle bana fırlattı.
Az kalsın birisi kafama geliyordu ama son anda tutabilmiştim.

"Yeter!"

İçeri giren Yeri ile ikimizde durduk.

"Onu öldüreceğini sanıyordum."

Jimin tepki vermeyip düz bir ifadeyle bana bakmaya devam etti.

"Yolumuza çıkacak, bu yüzden abimin başladığı işi ben bitirmeliyim."

Yeri saniyeler içinde arkamda belirdi ve ellerini boynuma koydu.
Onu engelleyecektim elbette ama birisi benden önce davrandı.

Jimin.

"Yeri, istemiyorum. Ölmeyecek."

"Ne?"

"Yürü, o ölmeyecek."

"Sebep?"

"Ben seni sorgulamıyorsam sen de beni sorgulama kız kardeşim."

Jimin'in soğuk bakışları karşısında Yeri kafasını salladı ama bana ters ters bakmayı ihmal etmedi.
Neden engellemişti?

"Jimin."

"Efendim?"

"Tekrar karşılaşacağız."

"Belki."

Jimin başka bir şey söylememe izin vermeyip pencereyi kırdı ve Yeri ile ormana doğru koşmaya başladılar.



***

#Park Jimin
Yeterince uzaklaştığımızdan emin olduğumuzda durup Yeri ile birbirimize baktık.

"Açıklama bekliyorum."

"Ne açıklaması?"

"Onu öldürmeme neden engel oldun?"

"Öldüremeyecektin zaten, sandığından daha güçlü."

"İki meleze karşı gelemez."

Doğru, gelemezdi.

"Bir sebebi yok, yaşamasını istiyorum sadece."

"Seviyorsun onu değil mi?"

"Sevmiyorum."

"Bana dürüst bile olamıyorsun artık!"

"Değiştiğimi biliyorum, ama değişen tek ben değilim. Birbirimize böyle alışalım."

Yeri sinirle ellerini saçlarına geçirdi.

"Bu iş bittikten sonra yurt dışına gideceğiz."

Kafamı sallayarak ona onay verdim.

Yere oturup bir süre düşünmek için kendime zaman verdim.

Seni seviyorum.

Jungkook söylemişti bunu değil mi?
Benim başlamadan kafamda bitirdiğim hislerimi yeniden uyandırmasına izin vermemeliydim ama onu ilk defa çaresiz görmüştüm.
Tek ihtiyacı benmişim gibiydi ve lanet olsun ki orospu evladı çok inandırıcıydı.
Dudaklarına yapışmamak için kendimi zor tutmuştum, ve bir daha karşıma çıkarsa daha ağır konuşacaktım.
Tek istediğim benden uzak durmasıydı, uzak durup sorunsuz bir hayat sürmeliydi.

Jungkook tekti hep, onu tekrar yalnız bırakmak istemiyordum ama güvenemezdim.
Son bir ayda ben değişmiştim, yeni Jimin'i tanıyamıyordum bile.
Kendimi tanımıyordum artık.
İyileşmem ise imkansızdı , Jungkook'u kaçış yolu olarak görüyordum işte bu yüzden ondan uzak durmalıydım.

"Taehyung'un yanına gidelim mi?"

Yeri söylediğinde gözlerimi kırpıştırarak ona baktım, eve Taehyung'u 2 Aydan fazladır görememiştim. Büyük ihtimalle bizim için çok endişelenmişti.
Ve bana o iyi gelebilirdi, en yakın arkadaşımdı sonuçta.
Değişen bendim.



****

Bu bölüm fazla kısa oldu biliyorum ama devam ettiremedim, bir dahaki bölüme yazacağım.
elimde chanbaek ve jikook ficleri var yayınlamak için sabırsızlanıyorum onları asdoepdpwps.

Revel ve Stray Kids cb yaptı ben MV'lerle aşk yaşamaya gidiyorum.

Aima 血液 |jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin