Aaliyah'nın dilinden:
Tüm geceyi Park Kim Chang ve Antoine'ı düşünerek uyumuştum. Artık sabah olmuştu ama yerimden kalmak istemiyordum. Ben polis merkezindeyken yanıma bir adam gelmişti. Park Kim Chang'dan bana bir selam, Antoine'aysa sürpriz. Demek o sürpriz bir mektupmuş. Ve demekki de Park Kim Chang'la Antoine arasında büyük bir bağ var. Ama dün Celine'in konuşmasından sonra Celine hakkındakı düşüncelerim değişmeye başladı. Bence Celine göründüğü kadar iyi biri değil. Ve hatta Fransua bile onun yüzünden yani onun tarafından öldürülmüş olabilir. Belki Park Kim Chang, Fransua'nı öldürmemiştir. Bu düşünceler benim için zaman kaybı değildi. Ama sonuçta bir şey yapmak lazımdı. Henüz burda cinayet falan işleyemem. Çünkü eğer gerçekten de Park Kim Chang'ın oyuncağı olduysam geçmişe göre haraket etmem gerek. Antoine'ın yanında olmam lazım. Tıpkı yıllar önce Celine'in Fransua'nın yanında olduğu gibi. Antoine geçmişteki Fransua, bense geçmişteki Céline olacağım. Acaba geçmişteki Park Kim Chang şimdi kim olacak? Bu oyun gerçekten hoşuma gidecek. Neyse galiba bugün çok düşündüm. Saate baktım. Saat tam 9du. Tanrı'm, kaç saatdir yataktaydım. Hemen yatağımdan kalktım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra Antoine'ın odasına gittim. Odanın kapısını tıklatıktan sonra 'gel' diye seslendi. Bende hemen kapıyı açıp içeri girdim. Boy aynasının karşısında kravatını düzeltiyordu. Ama bir türlü yapamıyordu. Onun yanına yaklaştım. Çünkü eğer geçmişi yeniden yaşatmak gerekiyorsa bunu yapacaktım. Antoine'a daha yakın olacaktım.
"Günaydın, sevgilim."dedim. Ve kravatını düzeltmeye başladım
Bana soğuk bir şekilde günaydın demişti. Sanırım dün gece onun için iyi geçmemişti. Bir anda kravatını düzeltdiyimde ellerimi aşağı indirdi.
"Kendim hal ederim, Aaliyah."dedi.
Aaliyah: Neden böylesin Antoine?Antoine: Son günlerde hiç iyi değilim.
Aaliyah: Seni anlıyorum. Daha dün yanımda olacağını söylemiştin? Nerde o Antoine?
Antoine: Ben hep senin yanında olacağım. Sebebini gayet iyi biliyorsun.
Bir dakika falan öyle bir birimize baka kaldık.
Bir birilerine bakarlar.
"Pekala, ben gidiyorum." Arkamı dönüp gidecekken Antoine beni durdurdu ve kendine doğru çekti. Aramızdakı mesafe çok yakındı. Gözlerimi sadece onun gözlerine kenetlemiştim. Konuşmasını bekliyordum.
Antoine: Nereye?
Aaliyah: Amerika'ya.
Antoine: Amerika'ya mı?
Aaliyah: Tabiki de mutfağa. Açlıktan öleceğim. Hadi sen de gel.Yine tam gidecektim ki bir anda kafama dank etti. Antoine bu saatte neden böyle giymiş olabilir? Bunu öğrenmenin sadece bir yolu var. Arkam hayla ona dönükken sordum.
"Bu arada, bu kıyafet ne? Sen nereye gidiyorsun?"
"Arkadaşımla özel bir şey yapacağım. Yemeye falan gideceğiz. Akşama kadar.."dedi.
Ben de hemen ona taraf döndüm.
"Peki ya ben? Ben nolucam? Akşama kadar...."
"Annem yanında zaten. Televizyonu açıp izlersiniz."
Sakince demişti.
Bir düşündüm de aslında doğru söylemişti. Celine'in karanlık tarafı olduğunu düşünüyorum. Bu karanlık tarafını gün ışığına sanırım ben çıkarcağım ama şimdi değil. En azından bugün değil. O yüzden bugün Antoine'ı takip edeceğim.
"Antoine, ben akşama kadar televizyon izleyemem. Çıkıp alış veriş falan yapacağım."
"Ne istersen yap Aaliyah. Ama kendine dikkat et. Park Kim Chang senin bilmediğin zamanlarda, bilmediğin yerlerde olabilir. Bunu her zaman o söylermiş."dedi Antoine.~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Konum: Ryu Tae Hyung'un evi...
Ryu Tae odasında oturmuş sakince kitap okumaktadır. Birden odasının kapısı dövülür ve içeri Tae Hyung'un adamı girer.
-Efendim, bana söylediğinizi yaptım. Her şey bu dosyanın içinde.
Tae Hyung dosyanı açar. İçindeki bilgilerin bazılarını okuduktan sonra masanın üzerine bırakır.
-Nerde olduğunu da öğrene bildin mi peki?
-Polis merkezinde olan adamımız herşeyi öğrenmiş. Çanta yüzünden Aaliyah'nın başı belaya girmiş. Ama merak edilicek bir şey yok. Büyük ihtimalle gönderdiğiniz mektup Antoine'ın kafasını karıştırmış olmalı. Aaliyah'nın hayatını kendi annesinin hayatına benzete bilmektedir bence.
-O mektup çok işime yarayacak. Hele şu taklitçiyi bir bulayım. Park Kim Chang'ın intikamını o zaman hepsinden alıcam. Hepsinden.... (söylerken elini yumruk şeklinde tutar)
((((Arkadaşlar, Ryu Tae Hyung karakteri yaşlı birisi değildir.))))~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Aaliyah ve Céline kahvaltı için sofraya oturduklarında Antoine sabah yemeyine katılamayacağını ve arkadaşlarıyla birlikte hem yemek yimeye hem de akşama kadar eğlenmeye gideceğini söyler. Tabi eğer bu doğruysa....
Antoine kapıdan çıkmak isterken telefonu çalır. Arıyan Lee Chang'dır.
Antoine: Dinliyorum Chang.
Aaliyah yine Antoine'ı dinlemektedir. Chang ismini duyunca şaşar. Onun Park Kim Chang olduğunu sanar.
Antoine: Biliyorum Chang. Şimdi yanına geliyorum. Söylediğim gibi, bu tür şeyleri telefonda ya da polis merkezinde konuşamayız. Ben şimdi çıkmak üzereyim. Sen de gel. Görüşürüz.
Diyip telefonu kapattı. Aaliyah'nın iç sesi konuşur:"Bu Chang, bizim Park Kim Chang olsa çok iyi olur. Bence finale az kaldı. Oyunumun finaline! Ama daha bana tuzak kuranı bulmak zorundayım. Antoine'ı bugün takip etmeliyim. Bakalım kimle ne için görüşücek."
Antoine dışarı çıkar. Aaliyah da fazla oyalanmayıp onun ardınca çıkar. Ve Antoine'ı takip eder. Antoine bir taksi tutar Aaliyah da öyle. Bir kafeye gelirler. Antoine kafeden içeri geçer ve Lee Chang'ın oturduğu masaya doğru ilerler. Aaliyah da içeri geçince Antoine'ın nereye doğru gittiğini görür. Bu polis merkezindeki Lee Chang'tır.
Aaliyah:"Acaba ne konuşucaklar."
Antoine, Lee Chang'ın karşısında oturur.
Antoine:Önce biraz bir şeyler yiyelim. Sonra konuşuruz.
-Bence de. Ama yiyerekte konuşa biliriz, değil mi?
Antoine evet anlamında kafasını sallar.
Aaliyah onları daha iyi duymak için bir masaya oturur. Antoine ve Lee Chang ise onu göremezler. Aaliyah kafasına şapka takmıştır. Siparişleri verdikten sonra Lee Chang konuşur:
-Park Kim Chang'dan mektup aldığını söylemiştin. Peki ya şimdi? Bir şeyler gönderiyor mu?
-Hayır. Henüz bir şey yok. (Biraz duraksadıktan sonra) Sence o kim olabilir? Gerçek Park Kim Chang mı yoksa bi' taklitçi mi?
Derken siparişler gelir. Garson Aaliyah'nın yanına gelir:
-Bi' siparişiniz var mı?
-Ben su alayım.
Garson siparişi getirmeye gider. Lee Chang ise Antoine'ın sorduğu cevabı boğazını temizleyerek cevaplar:
-Bana kalırsa bunu yapanın kim olduğunu bilmek için henüz erken. Biraz zamana ihtiyacımız var.
-Daha bir cinayetin işlenmesi için mi?
Lee Chang çataldaki yemeyi ağzına aparırken duraksar.
Lee Chang:
-Cinayete dur diyemeyiz. Onu bulmayana kadar bu asla bitmeyecek....... Senin işler nasıl gidiyor? Aaliyah'dan bahsediyorum.
Antoine aslında Lee Chang'a ve Seo'ya aslında yalan söylemiştir. Çünkü hiç kimse eskiden Park Kim Chang ile Antoine'ın annesinin arasında neler geçtiğini bilmemektedir. Aaliyah'nın olaydan suçlu olması Antoine'a geçmişte annesinin başına gelenleri hatırlatmaktadır. Çünkü Céline'in de başına bu tür olay gelmiştir. Kimliği Park Kim Chang'ın işlediği bir cinayette bulunmuş ve Céline de tıpkı Aaliyah gibi suçlu bulunmuştur. Bu yüzden Antoine bu soruya cevap vermekten biraz zorluk yaşar. Lee Chang bunu görünce yüksek sesle konuşur:
-Konuşsana.... Yoksa.... Bizim Antoine, Aaliyah'a aşık olmuş!
Aaliyah bu zaman su içmektedir. Ve suyu Lee Chang'ın sözlerini duyduktan sonra suyu püskürtür. Tabiki dikkatleri üzerine çeker. Antoine ve Lee Chang onu hemen farkederler. Aaliyah ve Antoine birbirilerine bakarlar. Lee Chang ise onları dikkatle izler ve düşündüklerinin gerçek olduğunu, Antoine'ın Aaliyah'a nasıl baktığından anlar.~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
7.bölümün sonuna geldik. Okuduğunuz için teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kill of the Night
غموض / إثارةHikaye gerçek bir dünyayla ilgisi olmayan, tamamen hayal ürünüdür. Gerçek dünyayla alakası olmadığı için bazı bölümler bir az değişik ola bilir. Bu hikayede yeni kanunlar vardır. Bu yüzden hikayemi okurken gerçek dünyadan ayrılın. İyi okumalar