İlk Hayal Kırıklığı

108 10 0
                                    

Otobüse bindiğim de kafam allak bullaktı. Eve değil Kocaeli'ye gidiyordum. Annemin yanına. Orada tüm derdimi sıkıntımı unutuyordum. Kuzenlerim,arkadaşlarım herkes oradaydı. Seviyordum Kocaeliyi. Çok geçmeden gelmiştim anneanneme. Anneme sarılmak ise daha da duygusallaştırmıştı beni. Onun varlığı yetiyordu bana. Her derdim sıkıntım da ona koşuyordum. Oda bıkmadan usanmadan dinliyordu beni.

Ne hissettiğimi bilmiyordum. Ne yapacağım konusunda ise hiçbir fikrim yoktu. Kuzenlerimle konuştum. Ama rahatlayamıyordum. Çünkü onlar da Koray'ın yaptıklarına anlam veremiyordu. Birşey ya vardır ya yoktur. Bir insanı ya seviyorsundur ya sevmiyorsundur. Bu konunun gri olmasından nefret ediyordum. Koray'ın dengesiz tavırlarından yorulmuştum. Bana net değildi. 

Bir gece yatağa yattığım da bir söz karşıma çıktı instagram da. Şöyle yazıyordu. ''Başımı omzuna koyduğum da kokunla dünyanın güzelleşebileceğine inandım.'' Hoşuma gitmişti. Beni eski günlere döndürmüştü bu söz. Sahil de otururken Koray'ın omzuna başımı koyduğum gün geldi aklıma. Hayatımın en güzel günüydü. Sözü whatsapp durumum da paylaştım hemen.

Çok geçmeden uykum gelmişti. Uyumadan önce ''Allah'ım ne olur birşey olsun. Mesaj atsın.''diye dua etmiştim. Biliyorum bu mümkün değildi. Ama bir umuttu işte insanı ayakta tutan. Küçücük bir umuttu beni hayata bağlayan. Sonrasın da ise gözlerim kapanıyordu. 

Sabah uyandığım da ise her yerim ağrıyordu. Sanırım ruhsal yorgunluğum beni ele geçirmişti. Telefonumu elime alıp kim yazmış diye bakayım dedim. Gelen mesajı gördüğüm de ise yataktan sıçrar gibi kalktım. Koray mesaj atmıştı. Duam kabul olmuştu. Mesajı heyecanla açıp okumaya başladım. Paylaştığım söze yanıt vermişti.

''Hayırdır? Sen başını kimlerin omzuna koyuyorsun anasını satıyım?''yazıyordu. 

Mesajı görmemle şaşkınlığım daha da arttı. Kalp atışım hızlandı. Ellerim uyuştu. Koray bende böyle etki yaratıyordu işte. Yine beni kıskanmıştı. Neden yapıyordu bunu? Neden aklımı karıştırıyordu.

''Öylesine paylaştığım birşey. Bir anlamı yok.''dedim çok geçmeden cevap vererek.

''İyi.''yazmıştı sadece. 

Bense hala uyku sersemliğiyle şaşkındım. Yine yapmıştı işte. Yine gelmişti. Yine elim ayağım kesilmişti. Ne kadar sorsam da sebebini öğrenemeyecektim. O yüzden konuşmayı uzatmadım. Ama kafam daha da karışmıştı. Ceyda'yı arayıp hemen anlattım olanları. 

''Kızım bu çocuk neyin peşinde? Niye böyle yapıyor? Adam akıllı ya yanında olsun ya da defolsun gitsin.''dedi Ceyda sinirlenerek. Benim derdimi kendi derdi gibi sahiplenirdi. Kuzenden de öteydi benim için.

''Bilmiyorum kuzum. Bilsem bu durum da olmazdım.''diyebildim. Soru işaretleri ile doluydu kafam. Artık ağırlık oluyordu bana. Kaldırmıyordu kafam bunca şeyi. Bugün dönecektik annemle eve. Geldiğimden hiç birşey anlamamıştım zaten. Kafam o kadar doluydu ki ilgilenemedim kimseyle. 

Annemle otobüse bindiğimiz de konuşmadık hiç. Sanki anlıyordu beni. Sormuyordu. Üstüme düşmüyordu. Canım annem. İstanbul'a geldiğimiz de ise kendimi eve attığım gibi uyumaya karar verdim. Ne zaman kötü birşey yaşasam uykuya teslim ederdim kendimi. Uyuyunca geçiyordu sanki herşey. Ya da ben kendimi öyle avutuyordum.

Her zaman her sıkıntım da ağlamak yerine gülmeyi tercih ettiğim için güçlü kaldım. Çok ağladığım gecelerin ardından bile hiç birşey yokmuş gibi davrandığım da atlattım herşeyi. Hayatıma devam ediyordum ama bir yanım yarımdı. Eksikti sanki. Onunla olamayışımın üzüntüsü vardı. Onun elini tutamıyordum. Ona sarılamıyordum. Bunları ne zaman düşünsem içimde anlatamayacağım bir hüzün,acı oluyordu. Zaten ne hissettiğimi anlatabileceğimi düşünmüyordum.

AŞK SAZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin