- ESKİ BİR ARKADAŞ -

60 4 4
                                    



*

*

*

Gözlerime vuran güneş ışığı güzel uykumun yarıda kesilmesine sebep oluyordu. Ellerimi gözüme siper ettim ve ışığın gelmesini engellemeye çalıştım. Bu sefer de sızlayan ayağım uyumama engel oluyordu. Can sıkıntısıyla nefesimi üfledim ve yatakta dik oturmaya başladım. Sabah olmuştu ve gece geç yattığımdan uykumu alamamıştım. Saate baktığımda 07:26' ydı. Saat daha erken olduğunda kimse şu an beni ziyarete gelmezdi.

Bugün kasaba gezisi vardı fakat sakat olduğumdan dolayı buna katılamayacaktım. Üç ayda bir kasabaya iniliyor ve köylülerle sohbet ediyorduk. MiCha' yı göremeyeceğim için çok üzülmüştüm. MiCha benim en yakın kız arkadaşımdı, onunla iki yıl önce kasabaya indiğimizde tanışmıştım. Sarayda yakın bir kız arkadaşım olmadığından kasabada gezinip kendime arkadaş edinmek istiyordum. İki yıl önce yine kasabaya indiğimizde etrafta geziyordum ve bir kız dikkatimi çekmişti. Elindeki su dolu kovaları bir yere götürmeye çalışıyordu fakat zorlanıyor gibi gözüküyordu. Yanına gidip ona yardım etmiştim ve bana teşekkürlerini sunmuştu. O zaman tanışmıştık ve o zamandan bu yana çok yakın bir dostum olmuştu. Kardeşinin hasta olduğunu, kardeşine ve ailesine su götürmek zorunda olduğunu söylemişti. O günden sonra MiCha' yla çok yakın olmuştuk. Saraya birini getirmek yasak olduğundan saraydan kaçamak yapıp onunla kasabada buluşuyordum.

Kalbinde hiçbir kötülük olmayan, kalbinin güzelliği aynı zamanda görünüşüne de vurmuş çok güzel bir kızdı. Fakir bir ailede ve fakir bir kasabada yaşıyordu fakat dışarıdan biri onu görse prenses sanabilirdi. Tanrı ona güzel bir kalp bahşetmişti. Kısa süre sonra MiCha' yı abimlerimle tanıştırdım ve onlar da MiCha' yı çok sevdiler. Ama aralarında en çok JiMin onu sevmişti ve kalbini ona kaptırmıştı. MiCha' da JiMin' i seviyordu ama onlar daha birbirlerine kavuşamadan kader onları ayırdı. MiCha' da benim gibi acı çekiyordu fakat bu konu hakkında pek konuşmak istemiyordu. MiCha' yı uzun süredir görmüyordum ve onu özlemiştim. Kasaba ziyaretini ertelettirmeye çalışacaktım.

Düşüncelerimi bozan kapı tıklama sesiyle kendime geldim ve içeri çağırdım. Yaşlı minyon bir nine gelmişti ve bana çekik gözleriyle gülümsüyordu. Gülümsemesine karşılık verdim:

-" Buyurun gelebilirsiniz." dedim. Yanıma yaklaştı ve beni tanımamasına rağmen çekinmeden yanıma oturdu ve gülümseyerek yüzümü incelemeye başladı. Yaşı büyük olduğundan göz kapakları düşmüştü fakat bu ona sevimli bir hava veriyordu. Saçları griydi ve tepeden bir topuz yapmış ince bir çubukla tutturmuştu. Elinde ağzı kapalı bir sepet tutuyordu ve sıkıca ona sarılıyordu. Beni uzun süre inceledikten sonra konuşmaya başladı:

-" Ayağının sakatlandığını duydum ve bakmak istedim. Biliyorum dün bir doktor tarafından kontrol edilmişsin fakat bu zamanki doktorlar pek işe yaramıyor." dedi ve elindeki sepetin kapağını açtı. İçinde bir sürü bitkiden karıştırılıp yapılmış karışımlar duruyordu. Aralarından bir tanesini seçti ve havaya tutup incelemeye başladı.

-" Ayağını uzatır mısın tatlım?" dediğinde uzattım ve o da ayağımdaki morlukları incelemeye başladı. Daha sonra kreme benzer yapısı olan karışımı ayak bileğime sürdü. Sürdüğü anda bileğim karıncalanmaya başlamıştı.

-" Emin ol bu doktorun verdiği uyduruk kremden daha etkili olacaktır. Sadece birkaç gün ayağının üstüne basmazsan kısa sürede iyileşirsin tatlım." dedi ve küçük şişedeki kremi bana uzattı.

-" Teşekkür ederim." dedim. Bana gülümseyerek karşılık verdi ve odadan çıktı. Dediği gibi ayağımın üstüne basmamaya dikkat ederek dolabıma ilerledim ve pijamalarımdan kurtuldum. Kazak ve pantolonumu giydikten sonra tek ayağıma bot geçirdim diğerini de iyice bandajladım. Odamdan çıktım ve salona ilerledim. Etrafa baktığımda uyanık kimse gözükmüyordu, sadece birkaç çalışan kahvaltıyı hazırlıyorlardı. Boş zamanımı değerlendirmek için elime bir kitap aldım ve koltuğa oturarak okumaya başladım. Saat tam 9 olduğunda dev saat çaldı ve yavaş yavaş bizimkiler salona damlamaya başladı. YoonGi içeri girdiğinde hala gözünden uyku akıyordu ve koltukta beni görünce şaşırmıştı. Yanıma geldi ve koltuğa oturdu:

SOĞUK SAVAŞ || JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin