- PARFÜM DÜKKANI -

81 5 9
                                    


*

*

*

Duvardaki saate baktığımda 06:58' di. Güneş yavaş yavaş doğmaya başlıyordu. Güneş ışınları, uykusuzluktan kızarmış olan gözlerimi kısmama sebep olmuştu. Vücuduma sardığım battaniyeyi kenara itip saatlerce oturduğum koltuktan kalktım.

Uzun süre oturduğumdan bacaklarım uyuşmuştu. Ayaklarım karıncalanmaya başladığında bunu umursamadım ve mutfağın kapısına doğru adımladım. İçeri bakacak cesareti kendimde bulamıyordum.

Derin bir nefes aldım ve kapıdan kafamı uzattım. Her şey olduğu gibi yerinde duruyordu. İçeri adım attığım anda ayağıma cam parçaları girmişti. Acıdan dolayı tısladım ve ayağımın altını temizledim. Cam olan yerlere basmayarak kırılan cama doğru ilerledim. Hava aydınlanmıştı bu yüzden her şey daha net gözüküyordu.

Geceden beri korkumdan hiçbir şeye dokunmamıştım ve olanlardan sonra battaniyeye sarınıp sabah olmasını beklemiştim. Dünden beri olanlar istemsizce tüylerimin diken diken olmasına sebep oluyordu. Bu evden kısa süre içinde gitmem gerekiyordu.

Düşüncelerden kurtulmak için kafamı iki yana salladım ve faraşı alıp cam kırıklarını temizlemeye başladım. Ölü kargaları temizlemeye başladığımda başım da dönmeye başlamıştı. Midem bulanıyordu ve bayılacakmış gibi hissediyordum. Elimi tezgâha dayadım ve yavaşça üst raflara uzanarak bardak aldım. Bardağa soğuk suyu doldurup bir dikişte bitirdim. Resmen hasta olmak için her şeyi yapıyordum. Biraz da olsa kendime gelmemi sağlamıştı.

Kargaları da temizledikten sonra poşete doldurdum ve çöpe attım. Geriye kırık pencereyi onarmak kalmıştı. Eğer bantla kaplarsam, içeriye birinin girmesi çok kolay olurdu. Üstelik peşimde kesinlikle biri vardı. Evin dışına çıkıp birkaç tahta ve çivi alarak pencereye döndüm. Tanrıya şükür evde her şey vardı.

Pencereyi de onardıktan sonra geri salona döndüm ve etrafı toparlamaya başladım. Kısa süre içinde buradan gitmem gerekiyordu. Bavulum çok dağılmadığından içinden birkaç parça üst aldım ve kıyafetimi değiştirdim.

Her şeyin tam olduğunda kanaat getirdiğimde son bir kez evi kontrol ettim ve dışarı çıktım. Bavulları zorlanarak ata yere yerleştirdim ve yola çıktım. Bulunduğum yerden bir buçuk saat sonra Gyeongju' da olacaktım.

Sonunda Gyeongju' ya geldiğimde saat 12:14' tü. Pazar meydanı kurulmuştu ve ortalık insan doluydu. Burada bu kadar insan yaşayacağı hiç aklıma gelemezdi. Bir miktar üzülmüştüm çünkü bu şartlar altında kızı bulmam daha da zorlaşacaktı.

Pazar meydanına girdim ve en baştan stantlara bakmaya başladım. İnsanlar beni garip garip inceliyordu çünkü pazarda atla gezen sadece ben vardım. İnsanların bakışlarından rahatsız olmuştum bu yüzden attan indim ve kenardaki dükkana girdim. Girdiğim anda kapıdaki zil çıngırdadı ve burnuma parfüm kokusu doldu. Dükkanda ilerledim ve teker teker parfümleri koklamaya başladım. Bazıları baharatlı, bazıları tatlı, bazıları ise çiçeksi kokuyordu.

Kokular beni mutlu ederken karşımda bir yaşlı amcanın durmasıyla ben de durakladım. Bana ve elimdeki parfüme gülümseyerek bakıyordu. Buranın satıcısı olmalıydı. Önünde eğildim ve ben de ona gülümsemeye başladım.

-" Merhaba. Hoş geldiniz. Parfüm mü satın almak istiyorsunuz?" dedi ve kafasını kaşıdı. Uzun süredir banyo yapmıyor gibi gözüküyordu. Sanırım durumu iyi değildi. Yüreğim burkulmuş gibi hissediyordum.

-" Merhaba. Ben buraya gezmek için gelmiştim fakat atım olduğundan rahatça gezemiyorum. Size emanet edebilir miyim?" dedim ve kabul etmesini umarak beklemeye başladım. Kafasını bir süre eğdikten sonra onaylayarak:

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 15, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SOĞUK SAVAŞ || JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin