Sabah ilk Jihoon uyanmıştı.Yanı başında Kuanlin'i görünce ilk önce anlayamamış sonradan dün aklına gelmişti.Kendisiyle ilgilendiği için ona minnettardı.Kalkmak için haraketlendiğinde ellerini fark etti.İkisi sımsıkı el ele tutuşuyorlardı.
Elini çekmeye çalıştığında Kuanlin uyandı.İlk önce uyku sersemi etrafına bakındı.Ardından kendine gelip hemen ayaklandı.
"Ah,burda mı uyumuşum?" Kendi kendine sorduğu soruya Jihoon kıkırdamıştı.
"Bu arada,kendini nasıl hissediyorsun?""İyiyi-" Kuanlin,Jihoon'un gözlerinin içine bakıyordu.Artık iyiyim diyerek onu kandıramayacağını anlamıştı.
"İyi değilim." Diyerek başını öne eğdi.Kuanlin yanına oturup elini Jihoon'un alnına koydu.Dünkinden daha fazla ateşi vardı.En iyisi ilaç almaktı.
"Çok ateşin var,eczaneden ilaç alıp geleceğim ben.Sen sakın kalkma."
"Hayır,gerek yok.Eve gider biraz dinlenirim ben.Sende okuluna git."
"Seni bu halde bırakacağımı sanıyorsan,yanılıyorsun." Yataktan kalkıp üstüne bir hırka aldı ve evden çıktı.
Eczaneye gidip bir ilaç ile derece aldı.
Eve döndüğünde ise hızlıca odaya çıktı.Jihoon,aynı bıraktığı şekilde yatakta oturuyordu.Hemen yanına oturdu ve aldığı derceyle ateşini ölçtü.Olması gerekenden daha yüksek çıkmıştı.
"Şu ilacı iç." Aldığı ilacı kutusundan çıkartıp Jihoon'a uzattı ve komodinin üstündeki su bardağını verdi.
Bir kaç saat geçtikten sonra kafeye gitme saati geliyordu.Ancak Jihoon bu halde gidemezdi,Kuanlin'de onu tek bırakamazdı.
Seongwoo'ya telefon edip gelemeyeceklerini söyledi.O ise anlayışla karşılayıp halledeceğini söyledi.
Aradan biraz zaman geçtikten sonra mutfağa gidip çorba yapmaya koyuldu.Yemek konusunda hiçbir şey bilmiyordu.İnternetten tarife bakarak yapmaya çalıştı.
Uzun uğraşlar sonuçu çorbasını yapmıştı.Hemen kaseye koyup Jihoon'a götürdü çorbayı.
Yanına oturdu ve kaseyi Jihoon'un eline verdi.
"Bu çorba iyi gelecektir." Kendinden emin bir şekilde konuşması Jihoon'u gülümsetmişti.
Çorbadan bir kaşık alıp ağızına götürdü."Nasıl olmuş?" Heyecanlı bir şekilde sordu.
"G-güzel." Kalbini kırmamak için güzel demişti
ancak çorbanın tadı berbattı.Yinede hepsini içmiş ve beğenmiş gibi yapmıştı."O zaman bir kase daha getireyim." Elindeki tabağı alıp ayağa kalktı.
"Hayır...yani ben doydum." Eğer bir kase daha içerse kusabilirdi.
Kuanlin başıyla onayladı ve yanına oturdu.
"Pekâlâ,o halde bana dün ne olduğunu anlatacak mısın?" Bunu sormasının üstüne Jihoon olanları tekrar hatırlayınca yüzü düştü.
Kuanlin onun üzüldüğünü görünce sorduğu için pişman olmuştu.Fakat ne olduğunu da merak etmiyor değildi.
"Sadece,bir hata yaptım.İçimde tutmam gerekiyordu duygularımı fakat yapamadım.Çok uzun zamandır bu anı beklemiştim ama hiçte hayal ettiğim gibi gelişmedi." Anlatırken sesinin titremesinden belli oluyordu ne kadar üzgün olduğu.
"Yoksa sana kötü bir şey mi dedi o herif?" İstemsizce ellerini yumruk yapıp sıktı.
"Hayır,hayır.Onun hiç bir suçu yok.Sadece ben kabullenemiyorum,benim aptallığım." Hala onu savunması Kuanlin'i sinirlendiriyordu.
"Dün seni o hale getiren kişiyi nasıl savunabilirsin?"
"Çünkü ondan hoşlanıyorum." Bu kelimeyi bir daha duyarsa Kuanlin,kendini kaybedecekti.Ondan hoşlandığını her söylediğinde Kuanlin'in kalbinden bir şeyler kopuyordu.
Aralarında uzun bir sessizlik olduktan sonra Jihoon tuvalete gitmek için ayağa kalktı.Kuanlin de tabakları mutfağa götürdü.
Merdivenden çıkarken Jihoon'u eliyle duvara yaslanmış bir şekilde gördü."Jihoon,iyi misin?" Hemen yanına koşarak kolundan tuttu ve destek sağladı.
"İyiyim,sadece biraz başım dönüyor." Dedi ve kafasını Kuanlin'in göğüsüne yasladı.
"Odaya kadar gidebilecek misin?" Kuanlin'in sorduğu soruya kafasını iki yana sallayarak yanıt verdi.
"Tamam o zaman." Jihoon'un bacaklarından tutarak kucağına aldı ve odaya götürerek yatağa yatırdı.Dereceyi alıp ateşine baktığında ateşinin daha da yükseldiğini gördü.
"Ah,acaba doktora mı gitmeliyiz?" Ne yapacağını düşünmeye başladı.
"Hayır,doktor olmaz.Ben iyiyim." Yine her zamanki gibi yalan söylüyordu.
Kuanlin,Jihoon'un yanına yaklaşıp tişörtünün kollarını kıvırdı ve yakasındaki düğmeleri açtı.
"Ama yanıyorsun." Kuanlin iyice korkmaya başlamıştı.
Uzun süre düşündükten sonra Jihoon'u duşa sokmaya karar verdi.Onu tekrar kucağına alıp banyoya götürdü ve tişörtünü çıkarttı.
Pantolonunuda çıkarttıktan sonra sadece boxerıyla kalmıştı.Böylece küvete sokmuştu onu ve suyu soğuğa ayarlayıp boynundan aşağı ıslattı onu.
"Kuanlin...soğuk." Sessiz bir şekilde konuştu.
"Biliyorum,üzgünüm.Biraz dayan." Her yerini ıslattıktan sonra suyu kapattı.
Küvetten çıkmasına yardım etti ve kuruladı.
Üstünüde giydirip odaya geri götürdü.
Yatağa yatırdığında ateşinin düşmüş olduğunu görüp rahatladı.Yanına oturdu ve halsiz düşmüş olan bedenin yanağını okşadı.Uyuduğunu fark edince alnına düşen saçları geriye itip minik bir buse kondurdu.
"Bir daha hastalanıp beni korkutma.Sana bir şey olursa ne yaparım bilemiyorum."