"Pera?" Diye bir ses geldi. Nefes nefeseydi. Koşmuştu. Sesi hala aynıydı. Ama pürüzlü. Yavaşça arkamı döndüm. Sokak lambasının ışığı yüzüne vuruyordu. Çok güzeldi. Çokta iri olmayan ama tatlı yanakları soğuktan burnunun ucu ile birlikte kızarmıştı, saçları kumral, gözleri mavi. O gözlerin içinde boğulmak istiyorum bazen.
"Geldim." Dedi nefes-nefese ve burnunu çekip eliyle gözlerini silerek. Birkaç adımda yanıma geldi ve yüzüme baktı. Aramızda fazla olmayan ama yinede gözle baya fark edilen boy farkı vardı. Elindeki poşeti açtı ve siyah iki tane eldiven, bere ve atkı çıkardı.
"Annem," Diye başladı cümleye.
"Annem odaya kilitledi beni. Pencereden kaçmak şstedim olmadı yangın merdiveninden kaçtım ama yolda sapıklar tuttu beni karakol filan derken akşam oldu sonra beş altı tane mağaza gezdim ve bunları buldum." Dedi ellerindekileri göstererek. Ellerimin birini aldı ve buz gibi olduğunu fark edince gözleri dolu bir şekilde bana baktı.
"Özür dilerim." Dedi. Elimi ellerinin arasında ovup ısıttı ve elfiveni geçirdi. Diğer elime de aynı şeyi yaptı. Bereyi başıma geçirdi ve düzeltti. Atkıyı da boynuma doladı ve ağzıma kadar çekti. Hırkanın da fermuarını boğulana kadar çekti.
"Teşekk-" dediğimde vücuduma sarılan kollarla sözüm yarım kaldı. Şoktan çıkıp ben de kollarımı beline sardım.
Özlemişim.
Köpek gibi özlemişim. Burnuma dolan vanilya kokusuyla gözlerimi kapadım. O da derin bir nefes alıdığında kokumu içine çektiğini anladım ve sonra ikimizde aynı anda konuştuk.
"Çok özlemişim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Nasıl Sevda?
Short Story"Olurda gelmezsem, Ölürde karşılaşmazsak... Bil. Sevdim.... 537******: Bahara söyle güneş toplasın, Sabaha kalmaz yanındayım ...