Pera: Yıldız çiçeğim?
Beril; Efendim Pera?
Pera: Nasılsın?
Beril: Nasılsın?
Pera:İyi. Sen?
Beril: İyi. Sen?
Pera: Aynı anda yazıyoruz ya.
Beril: Aynı anda yazıyoruz ya.
Pera: Neyse. Ne yapıyorsun?
Beril: Hiç öylesine. Sen? Yaraların nasıl?
(Görüldü)
Pera yazıyor...
Pera çevrimiçi.
Pera yazıyor...
Pera çevrimiçi.
Pera yazıyor...
Pera: Bugün gece evde birisi olacak mı?
Beril: Hayır. Ne oldu ki?
Pera: Geleceğim.
Beril: Tamam.
********
"Seni seviyorum Tarık." Dedi ve ordan uzaklaştı. Genç adam şaşkına dönmüştü
Genç adam saatine baktı ve ayaklandı. Saat 20:23-tü.
********
Ezbere bildiğim yolu bitirdikten sonra demir parmaklıkarın arasından geçtim ve yine ezbere bildiğim yere adımlamaya başladım. Çocukken yerini bula bileyim diye mezarın yanına yıldız çiçekleri ekmiştim.
Mezarın yanına vardığımda göz yaşlarımı umursamadan gülümsedim.
"Annem ben geldim." Dedim
"Bak sana ne getirdim. Gece çiçeği." Elimdeki çiçeği çıkardım ve usulca toprağa ektim.
"Annem." Dedim ve mezar taşını sanki annemin saçlarını okşarmış gibi okşadım. Ve öptüm. Yavaşça ayaklandım ve yine ezbere bildiğim yolu yürümeye başladım
*******
Bulanan midemi göz ardı edip kapıyı tıklattım. Anında açılınca gülümsedim ve içeriye geçtim.
"Hiç bir şey konuşmayalım lütfen. Sadece uyuyalım." Dediğine kafamı salladım ve ardından yatağa girdim ve konuştum.
"Olurda gelmezsem,
Ölürde karşılaşmazsak,
Bil..
Sevdim..."Ve ikimizinde ağzından çıkan son söz şu oldu.
"Seni çok seviyorum." Ardından ikimizde gözlerimizi hiç açmamak üzere kapattık.
********
Genç adam bilemezdi kızın aynı saate onunla aynı ilacı içtiğini.
Genç adam bilemezdi o anlatmadan sevdiğinin yaşadığı herşeyi öğrenmiş olmasını. İki yıl önce niye çıkıp gittiğini artık biliyordu genç kız.
Genç kız ise onların kalplerinin atmayı bıraktığı anda ufak bir çiçeğin usulca açtığını.
Onlar mutlu sonla bitti. Onlar bibirlerini severek bittiler.
Hayır, hayır. Onlar bitmedi. Onlar sonsuzluğa kavuştular. Mutlu Sonsuzluk.
Genç kız herşeyi düzenlemişti. Saat sabah tam sekizde cenaze arabası gelecek ve onların soğumuş bedenlerini birbinden ayırmadan yan yana toprağa gömecek.
Ve böyle onların kalpleri atmayı bıraksa da onların ruhları bağlıydı.
Belki dillere destan bir aşk yaşamadılar ama çok acı çektiler.
Çok gençtiler. Daha toydular. Ama Allah sevdiği kullarını yanına alırmış.
Evet onların sevdası tam "Bu Nadıl Sevda?" Denmelik sevdaydı.
Evet onlar mutlu sonla bittiler.
Belki Beril ve Pera mutsuz sonla bite bilir fakat Sidelya ve Tarık ebedi mutluluğa kavuştular.
Ve son bir şey daha.
Onlar kalplerinin durduğu, vücut ısılarını kaybettiği an, gece, ne tarafdan geldiği belli olmayan şu yavaş ve kısık sesi duymadılar.
"Dağı kar tutmuş, o şehirden dön Bu Nasıl Sevda?!
Acılar kusmuş, o şehirden dön bu nasıl kavga?!"Onların sevdası unutulmayan sevda oldu ve sonsuzluğa kavuştu...
"Olurda gelmezsem,
Ölürde karşılaşmazsak,
Bil..
Sevdim..."Evettt. Bu kitapta böyle bitti. Çok duygulandım.
Sizi çok seviyorum can içlerim 🌹 🌹 🌹
Ve şuraya bırakayım şunu da...
Adam gitti, kadın bitti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Nasıl Sevda?
Short Story"Olurda gelmezsem, Ölürde karşılaşmazsak... Bil. Sevdim.... 537******: Bahara söyle güneş toplasın, Sabaha kalmaz yanındayım ...