/Müzik Önerisi/ , Indila - DERNIERE DANSE
Olaylı geçen bir günün ardından evdeyim. Odamın kapısını açıp içeri giriyorum. Yatağımın ucuna oturup üzerinde duran yastıklardan herhangi birini elime alıyorum. Mihriban hoca dediklerimden sonra bayılmıştı. Ardından okulda çağrılan ambulans ile en yakın hastaneye götürüldü, ciddi bir durumu yoktu zaten. Ayıldıktan sonra evine gönderilmiş. Okulda dersi olmasına rağmen gelmediği için önceden anlamıştım bunu. Küçükken çoğu insanın yapamadıklarını yapmayı hayal etmişimdir ama dediğim gibi hayal etmişimdir. Şimdi gerçek olması...
Ortada bir şeyler döndüğü belli. Bu dönen şeyler beni bir hayli korkutuyor ama şimdilik bu korkularımı saklamayı tercih ediyorum.
Alt kattan gelen kırılma sesiyle yataktan kalkıp aşağıya inmeye başladım. Oturma odasına geldiğimde babamın televizyon önünde elinde kumanda ile ilgiyle öne doğru eğilerek oturduğunu gördüm. Gözlerini sanki izlediği şeye inanamıyormuş gibi kıstığını farkettim. Kırılma sesi aklıma geldiğinde nereden geldiğini bulmak için etrafıma baktım, o sırada anneminde odada olduğunu elinin de bir bardak tutuyormuş gibi durduğunu gördüm. Ancak ortada bir bardak görünmüyordu, yere baktığımda yarısı parçalara ayrılmış kırık bir bardak olduğunu görebildim. Demek ses kırılan bardaktan geldi. Peki bu kadar şaşırılacak ne var?
Yavaş adımlarla koltuğun yanına gittim. Televizyonda bir haber duyurusu vardı ve büyük harflerle yazılmış 'SON DAKİKA' ibaresi haberin sıra dışı bir olay olduğunu açıkça belli ediyordu. Kırmızı şerit üzerine yazılmış yazıyı okuduğumda vücudumdaki kanın emildiğini hissettim.
' HİNDİSTAN'DA BİR GENÇ ELLERİNDEN ATEŞ SAÇTI !' . Hızlıca babamın yanına gittim ve elinden kumandayı kaptığım gibi başka bir haber kanalını açtım. Bütün kanallar anlaşmış gibi aynı haberi veriyorlardı. 'HİNT ASILLI BİR GENÇ GANJ NEHRİ YAKINLARINDA KATLİAM YARATTI!' , 'HİNDİSTAN'DA ŞOK OLAY! BU GENÇ NELER YAPIYOR?'. Bu son haberde durdum ve izlemeye başladım. Bu sırada hala kumanda elimde ayakta dikiliyordum.
'' Görüntüler hızlıca yayılıyor. Detaylı bilgi almak için muhabirimiz Emir ALÇOLAK'a bağlanıyoruz''
Sunucunun bu sözlerinin ardından ekranda bir adam belirdi. Gözlerinde saf korku ve endişe olmasına rağmen profesyonelliğinin verdiği etkiyle sakin ve anlaşılır bir şekilde konuşuyordu.
'' Evet sayın seyirciler şuan arkamda görmüş olduğunuz bina Ganj nehri kıyılarına çok yakın olan Satyam Palace adında bir otel. Gördüğünüz gibi binadan ateş-ah... ateşler çıkıyor.''
Muhabir etraftaki seslerden dolayı bağırmak zorun da kalıyordu. Arada ise takıldığı yada insanlar çarptığı için lafı kesiliyor sonra kaldığı yerden devam ediyordu. Bir eli kulağındaki kulaklıkta olan muhabir kameramana işaret amaçlı elini hala yer yer ateşlerle kaplı olan otele doğru çevirdi. Kameraman ise binaya zum yapmaya başladı. Yakınlaştırdıkça bulanıklaşan görüntü hızla netleşmeye başladı. O an onu gördüm.
''HAYIR !! BIRAK ONU HEMEN!!'' bütün çabalarıma rağmen dostumu koruyamıyorum. Gözümden dökülen yaşlarla beraber son kez adını fısıldıyorum... ''Arun''
Önceden yaşamadığım anılardan biri daha beliriyor beynimin derinliklerinde. Ekranda, alevlerin içinde şaşkınlıkla kalakalmış hafif esmer o çocuğu tanıyormuş gibi hissediyorum. Kalbim daha hızlı atmaya başlıyor sanki. Yeni farkettiğim itfaiyeleri görüyorum bu sefer. Kuvvetli yangını söndürmeye uğraşıyorlar ama nafile. Onlar söndürdükçe aynı yerden başka alevler çıkıyor. Muhabir tekrar konuşmaya başlıyor.
'' Yangının tam ortasında görmüş olduğunuz genç çocuk dakikalar önce ellerinin ve sonrasında vücudunun alev alması sonucunda yangına sebep oldu. Nasıl olduğu hala anlaşılamıyor.''
Yangının sorumlusu olduğunu söyledikleri çocuk kendisine doğru dikilmiş silahların sonucunda ellerini başına koyup dizlerinin üzerine çöktü. Teslim oluyor...
Aramızda bir bağ varmış gibi hissettim. O bağa uzandım ve ona fısıldadım,
'' Pes etme...''
Beni hissetmiş gibi çöktüğü yerden kalktı ve etrafını ateşlerle çevreledi. Çığlıklar , kaçışan insanlar, geri çekilmek zorunda kalan polisler ve bir anda çıka gelen uzun saçlı kız. Kameramanın çekimi gittikçe kötüleşiyordu. Görüntü sürekli titriyordu. Muhabirden ise ses yoktu. Kalitesiz olmasına rağmen izlemeye devam ettim. Bir anda çıka gelen o kız onlarca itfaiyecinin yapamadığını yaptı.
Ne mi yaptı? Genç çocuğun yaptığının tersini. Koskoca yangını söndürmesi bir dakikasını almadı. Uzun saçlı kızın yaptığı bu olağanüstü şeyden sonra yayın kesildi. Televizyonun ekranı kapkaranlık oldu. Sadece cızırtılı bir ses vardı. Olanları kavramaya çalışırken kanalı değiştirdim ancak aynı görüntü tüm kanallarda vardı. Belki televizyonumuzdan kaynaklıdır diye kablolarını kontrol ettim ancak bir sorun yok gibi duruyordu. Ben hala kontrol ederken ekranda bir yazı çıktı.
'' Çeşitli sebeplerden dolayı yayınımız kesmek zorundayız.''
Boş boş ekrana bakmaya devam ettim. Ne kadar o şekilde baktım bilmiyorum ama annemin omzuma koyduğu elleriyle kendime gelebildim. Annemin yüzüne baktığımda günlerdir görmeye alışık olduğum o endişeli bakışları gördüm. Tek fark artık bu bakışların sahibi sadece ben değildim...
MERHABA!
Biliyorum uzun süredir yoktum ama benimde kendimce sebeplerim var. Ancak bundan sonra yazmaya tam gaz devam. Gelelim olay kurgumuza. Birtakım şeyler kafamızda netleşmeye başlamıştır diye umuyorum. Eğer daha netleşmedi ise ilerleyen bölümlerde elbet anlaşılır. Tekrar dediğim ve hep diyeceğim gibi bölüm arasında bolca spoiler veriyorum ancak anlaşılabilirse.
SON OLARAK VOTE VE YORUMU UNUTMAYALIM! YENİ BİR BÖLÜME KADAR SEVGİYLE KALIN .<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜNYANIN 10 GÖZÜ - ALFA -
Science FictionBİR İKİ HAFTA KADAR BİR SÜRE ASKIDA ---------------------------------------------------- Kaynağı bilinmeyen bir patlama, Olağan dışı yetileri oluşan 10 genç, ONLAR DÜNYANIN GÖZLERİ ONLAR......ÖZELLER Kendi ülkeleri bile onları istemezken Amerika'nı...