UZAK DURUN BENDEN!!

621 64 30
                                    

Murat'tan devam...

Hilal ani bir hareketle mısır tarlasına girdi. Her ihtimale karşı ambulansı aradım. Ne olur ne olmaz. Belki burnu bile kanamadan kurtulacaktı. Ya ciddi birşey olursa. Hilal'e birşey olursa hayatımın sonuna kadar vicdan azabı yaşarım. Babamın bana yazdığı vasiyette ölümünün tek suçlusunun Hilal olduğunu ve ona eziyet etmemizi istemişti. Ben yapamazdım ki. Kıyamazdım kardeşime. Ama Akın abim ve Emre için aynı şey geçerli değil babama çok değer veriyorlar.

Araba takla atmayı bıraktığında Yunus komiserle birlikte yanına gittik. Araba düz durmuştu. Nasıl iyi bir tesadüftü bu. Eğer ters dursaydı herşey daha zor olurdu. İçine bakmak için şoför kapısının önünde durdum ve camdan içeriye baktım. Hilal kanlar içindeydi. Çok berbattı. Ama kendindeydi. Hâlâ bilinci kapanmamıştı.

+Güzelim güzelim sakın kapatma gözlerini kıpırdamaya da çalışma ambulans yolda geliyor lütfen dayan kardeşim. Biz seninle çok şey yapacaktık. Daha seninle birlikte senin mezuniyetine gidicektik. Eğer uyumazsan sana söz veriyorum mezuniyete Oğuz ile gitmene izin vereceğiz.

Dedim ve saçlarını okşamaya başladım. Elini tuttum gitmesine izin veremezdim. O benim kardeşimdi. Komiser Yunus diğerlerine haber vermişti yoldalardı. Geliceklerdi ve benim kardeşimden özür dileyeceklerdi. Arkamdan Yusuf abimin haykırışı ile arkamı döndüm. Yerde dizlerinin üzerine çökmüş ağlıyordu. Alp'in de durumu pek iç açıcı değildi. Arsaya Akın abimin arabası girdi. İçinden Yasemin fırladı arabaya doğru koşmaya başladı. Arabaya doğru döndüğümde önünden dumanlar çıkıyordu. Eğer ambulansın gelmesini beklersek patlayabilirdi. Hemen kapıyı açmaya çalıştım ama olmadı. Sonra ambulansın siren sesi ile biraz rahatladım. Arsaya bir anda dalan Oğuz'un arabasıyla o tarafa döndüm. Arabadan inip koşmaya başladı. Ağlamış mıydı bu. Gerçekten de seviyordu Hilal'i. Ambulans arsaya girdi. Oğuz olduğu yere yığılı kaldı. Hemen onun yanına gittim. Onu ayılttım arabasına götürdüm. Ambulansın takip etmeye başladık.

Hastahaneye girer girmez arabadan indik Oğuz yolda kendine gelmişti. Hemen inip Hilal'in sedyesini takip ettik. Etrafima baktığımda komiser Yunus hala bizimleydi. Bu adamın Hilal ile derdi ne ? Ameliyathane'nin önünde beklemeye başladık. Oğuz çok kötü durumdaydı. Ameliyathane'nin kapısını okşuyor ve

+Gitme sevgili bak ben buradayım. Geri dön sevgili lütfen beni bırakma lütfen bana bir şans ver. Belki hayat bize güler lütfen pes etme.

Diyip ağlıyordu. Emre onu sakinleştirmeye çalışıyordu onunda pek iyi olduğu söylenemez. Sadece bir kişiye gözüm takıldı. Bu neydi şimdi. Yunus komiser sırıtıyordu. Yakasına yapıştim. Ve sertçe duvara attırdım.

+Ne yaptın lan sen arabayı bu gün tamire götürmüştüm. Bozulması imkansız sen yaptın değil mi kimin adamısın lan sen!

Hala sırıtıyordu ve bu beni daha da çok sinirlendiriyordu.

-Polis olabilirim ama benimde kötü yanlarım var ERDEM derdim Hilal değil derdim baban. O adam benim patronumu yatalak etti. Öcünü almak için geldim. O adam öldüğüne göre ben öcümü çok değerli kızından alacağım.

Boğazına yapıştim. Evet babam bir mafyaydı. Mafyalık işleri yüzünden sürekli ya zarar verir ya da zarar görürdü. Ama o artık öldü. Arkasında bir sürü ailesine zarar verecek düşmanlarını düşünmeden çözüm aramak yerine ölümlü seçti.

Oğuz fenalaştığı için hastahane odasına alınmıştı. Sakinleşmesi için serum verdiler. Dinlenmesi gerekliydi. Adamı hala boğazından tutmuş sıkıyordum. Yüzü mosmos olmuştu. Bu adamı ölümle kurtarmayacağım. Babamın korumalarından birini aradım ve hastahaneye gelmesini söyledim. O sırada Yunus komiserle ben ilgilenecektim. Kaçmasına izin vermeden bir hemşire çağırdım.

YANSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin