YENİ BİR BAŞLANGIÇ...

605 52 33
                                    

Eve vardığımızda Alp abim resmen üzerime atladı. Bundan şikayetçi değildim hatta çok memnundum halimden sevildiğimi bilmek beni mutlu ediyordu. Ondan ayrıldığımda Yusuf abim sarıldı. Hiç düşünmeden boynuna kolumu doladım.

+Çok özledim seni cadı

-Bende seni çok özledim Yusuf abi

Benden ayrıldı. Tolga abim sarılmak için atağa geçmişti ki arkamı dönüp odama doğru gitmeye başladım. Arkamdan belime sarılan kollarla durdum. Tolga abimdi bu kolların sahibi affetmeyecektim onları. Artık herşeyi affetmekten, yaşanmamış gibi davranmaktan sıkıldım. Tek elimi kullanarak Tolga abimin belime sardığı kollarından kurtuldum. Koşarak yukarıya çıktım. Anlaşılan dünyanın en zor bir saatini geçirecektim. Derin bir nefes alıp valizimi çıkardım. Kıyafetlerimi alıp gelişi güzel koydum içine. Yusuf ve Alp abimle daha çok vakit geçirmek istiyordum. Nasıl olsa okul hayatım boyunca bir daha göremeyecektim. Valizimi kapattım yanıma sadece gerekli eşyaları aldım fazla birşey taşımak istemiyordum. Kapının kilidini açtım derin bir nefes aldım sakin olmalıydım. Kapıyı açıp çıktım odadan. İçeriye girdiğimde Tolga abim yerde oturmuş dizlerini kendine çekmiş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Akın abim duygusuz bir şekilde masadaki bardağa odaklanmıştı. Bir an bardağın çatlamış olduğunu düşündüm. Murat abim ve Emre abim ortalıklarda yoktu. Oğuz da sinirle odada volta atıyordu. Beni görünce bir an durdu gözlerimin içine baktı. Çok farklı bakıyordu. Üzgün gibi bir hali vardı.

+Hilal

-Oğuz ne oldu sana ?

+Bitti

-Ne bitti?

+Duydun işte bitti Hilal'in Oğuz'u yok artık Oğuz'un Hilal'i yok kendine iyi bak

Hiçbir şey diyemedim. Sadece gözlerinin içine baktım. Yalan söylediğine dair bir şey aradım orada. Göz temasını ilk kesen o oldu. Arkasını dönüp evden çıktı. Olduğum yerde kaldım. Ne ağlayacaktım ne de üzülecektim. Oğuz'u çok seviyordum ama bu yaptığına üzülecek halim dahi yoktu.

Sonunda bir saat bitmiş artık gitme vaktim gelmişti. Mutluydum. Oraya gidip kendime yeni bir hayat kuracaktım. İşkence çekmediğim zorla evlendirilmediğim abi baskısı çekmediğim sevgili dırdırı olmayan bir hayat kuracaktım kendime. Yusuf ve Alp abimle vedalaştıktan sonra sıra daltonlara geldi. Akın abimin umrunda olmadığımı anlamıştım zaten Murat abim fark etmese de şu an ağlıyordu. Emre abim ve Yasemin okula gitmişlerdi. Tolga abim artik saklamadan hüngür hüngür ağlıyordu. Duygusal çocuk. Hepsine bakıp umutsuz vakalarmış gibi kafamı iki yana salladım.

+Hey sizin bu durumda ağlamanız değil bir yerlerinize kına yakıp oynamanız gerekirdi. Hoş bunlar timsah göz yaşları da olabilir ben gidince mutluluktan havaya uçarsınız

Sustular. Zaten tek bildikleri susmak. Oğuz beni neden terk etti hala aklım almıyor ama Akın abimin parmağı olduğu çok açık.

+Her neyse görüşmemek üzere Daltonlar.

Yusuf ve Alp abime bir daha sarıldım valizimi alıp kapıda bekleyen taksiye bindim. Bana verilen vasiyetteki paranın hepsini lösemili çocuklar için bağış olarak verdim. Otobüs terminaline gelince taksiye parasını ödeyip indim. Otobüs tam kalkacakken durdurdum biletimi muavine verdim valizimi bagaja koydurup otobüse bindim.

Kulaklığımda çalan hareketli müzikler biraz olsun ağlama isteğimi az da olsa bastırmayı başarıyordu. Yol boyunca şu birkaç ay içinde yaşadığım duyguları düşündüm. Oğuz'la mutluluğu yaşamıştım, Yasemin'de koca bir hayal kırıklığı, Abilerime karşı içimde olan tek duygu nefretti. Onlara karşı en ufak Sevgi tanesi kalmamıştı içimde. Geleceğimi planladım. Elisle küçüklükten beri arkadaşız onu da ailesi Ankara'ya göndermişti. Çok ağlamıştık. Babası ve annesi onu gönderdi diye gecelerce ağlamıştık.

YANSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin