KURALLAR

268 36 4
                                    

Oğuz ve abilerimin tuhaf gelişinin üzerinden 1 hafta geçmişti. Tam bir hafta sorunsuz geçmişti. Semih de bu bir haftada sayemde bir gün bile aksatmadan okula gelmeye başladı. Şimdi hepimiz bir odada oturup ders calışıyorduk. Yazılı haftasına gitmiştik ve yarın benim Elis'in ve Eylül'ün kimya yazılısı vardı. Ve hoca acayip kazık sorular soracaktı. O yüzden hepimiz bir odada yazılıya çalışmakla meşguldük. Kapı zili ile olduğum yerde sıçradım. Dersten başımı kaldırmadan ezberlemem gereken bölüme çalışmaya devam ettim. Bir anda ne olduğunu anlamadan kendimi Semih'in omzunda buldum. Beklemediğim için ufak bir çığlık attım

+Kızım kulağımın içine ettim be

Tamam küçük olmayabilir

-Ya Semih ödüm koptu insan bir haber verir ama değil mi belki bu kız çok derse daldı korkar falan diye hiç düşünme

+Öpücüğümü ne zaman alıyorum

-Neyi neyi?

+Öptüm dedin ya ben o öpücüğü neden hissedemedim acaba

-O hissiz öpücük ya hissetmiyorsun

Beni yere indirdi ve duvarla kendi arasına sıkıştırdı.

-Semih ders çalışacağım ya hep bölüyorsun beni ama ya olmaz böyle

+Ben çalıştıracağım seni

-Söz mü?

+Söz. Ama önce birşeyler yemen lazım duyduğuma göre hiçbir şey yememişsin

-Birazcık öyle oldu ama olsun yarınki yazılı çok önemli

+Hadi salona geçelim bizimkiler içeride bekliyorlar

Kafamı salladım ve salona doğru hareketlendim. Salona geçip ikili koltuğa oturdum hemen yanıma da Semih oturdu

+Hayırdır ya sıkıntı falan mı var niye toplandık

Diye sordum Meriç

-Hilal biz şimdi 4 kız 4 erkek olmak üzere 8 kişilik bir arkadaş grubuyuz ya bizim arkadaşlığımız bozulmasın diye de biz bir takım kurallar koyduk

Meraklı bakışların hepsi Meriç ve Elis arasında mekik dokurken Elis söze başladı bu sefer de

-Yani anlayacağınız bu kuralların ilki hiçbir şekilde gruptan iki kişi sevgili olamaz ikincisi grupta kavga çıkınca gruplaşma olamaz

Kafamı salladım. Zaten çok az kavga ediyorduk ve kavgalarımız en fazla beş dakika sürüyordu. Ayrıca kimse kimseye de aşık değildi. O yüzden bir sıkıntı olacağını sanmazdım. Öte yandan bakılacak olursak aslında ilk kural biraz acımasızdı ama eğer arkadaşlığımız uzun süre devam edecek olursa mantıklıydı da.

Biraz salonda oturup sohbet ettikten sonra odama geri dönmüş ve ders çalışmaya geri başlamıştım. Sayısal bölümü seçtiğimiz için tüm kızların dersleri çok fazlaydı erkeklerin ise hepsi eşit ağırlıktan olduğu için onların dersleri biraz daha az ama bizim derslerimiz o kadar fazla ki sonra sayısalcılar neden bu kadar mırın kırın ediyor oluyor bir güne 3 yazılı koyarsanız tabiki mırın kırın ederiz. Okul formamı ve okul çantamı hazırladıktan sonra Elis ve Eylül'e iyi geceler dileyip yattım.

    Sabah erken kalkıp okul için hazırlanmaya başladım. Banyo sırası bu sefer ilk bendeydi. Hemen havlumu alıp banyoya girdim. Saçlarımı ve vücudumu Hindistan cevizli şampuanla yıkayıp havluma sarıldım ve odama geçtim. Saate baktığımda dersin başlamasına beş dakika kaldığını gördüm hemen formamı giyinip saçlarımı taradım ve evden çıktım. Elis ve Eylül evden erken çıkmış olmalıydı. Koşarak okula yetiştim okulun kapısına geldiğimde okulun kapısının kilitli olduğunu gördüm. Telefonumu çıkarıp tarihe baktığımda 1 Ocak olduğunu gördüm. Tabi ya yeni yıl tatiliydi bu gün. Ve benim gibi bir yarım akıllı bunu unutmuştu. Rüzgar esince soğuktan titredim. Hem mont almayı unutmuştum hem de saçlarımı kurutmamıştım. Hızlıca eve doğru yola koyuldum. Eve geri döndüğümde anahtarımı almayı unuttuğumu fark ettim. Uzun bir süre Zile bastım fakat açan olmadı.  Bizim kızlar da dana gibi uyuduğu için zili duymuyorlar diye düşündüm ve telefondan aramayı denedim. Ama ikisinin telefonu da kapalıydı. Dış demir kapının önüne oturdum ve saatin ilerlemesini bekledim. Bir saat iki saat üç saat derken Bizim kızlar hala uyanmadı. Ya da telefonlarına bakmadılar. Emin değildim ama eve geçince hasta olacağım kesindi. Birden telefonuma gelen mesaj sesiyle irkildim. Mesaj Meriç'ten gelmişti. Hemen açıp okudum.

Meriç
Civcivim biz depodayız kızlar yanımızda sabah çok tatlı uyuduğun için Semih sana kıyamadı uyanınca depoya gel. :)

Depoya gitmeye akıl etmediğim için kendime kızdım hızla oturduğum yerden kalktım ve otobüs durağına doğru yola koyuldum. Durakta fazla beklemek istemediğimden ilk gelen otobüse binecektim. Durağa vardım ilk otobüs durakta durmadan geçti. Diğerine o kadar el işareti yapsam da beni görmedi. Arkadan iki genç çocuğun bana güldüğünü görünce daha da sinirlendim. Üçüncü otobüs ise durakta durmadan geçti. Çocuklardan biri öne atılıp

+İstersen senin için bir otobüs durdurabilirim malum boyun kısa olunca görünmüyorsun.

Çocuğa hiç cevap vermeden gelen otobüse odaklandım bu otobüsün durması gerekirdi çünkü ya burada donarak ölecektim ya da Meriç bu saate kadar uyunur mu diyip beni öldürecekti. Koşarak kendimi otobüsün önüne attım. Düşünmeden yaptığım bir hareket ölümüme bile sebep olabilirdi ama şu anda soğuktan mantıklı düşünemiyordum. Otobüs tam önümde durunca hemen içine atladım.

+kızım manyak mısın atlanılır mı koskoca otobüsün önüne

-Valla abi gideceğim yere geç kaldım önceki geçen 3 otobüste beni görmeden geçti.

+Tamam yavrum hadi geç otur bir yere

Hemen arka koltuklardan birine oturdum ve depoya hızlı varabilmek için dualar etmeye başladım. Otobüs bazı duraklarda hızla geçti bazılarında ise çok fazla oylandı.

En sonunda depoya vardığımda deponun kapısını alacaklı gibi hızla yumruklamaya başladım. Bir nevi alacaklı sayılırdım çünkü bana koca bir özür borçlulardı. Bu soğukta ıslak saçla ve montsuz beni kapının önünde 3 saat oturtmanın cezası ağır olacaktı. Cem kapıyı açıp bana baktı ve

+Ne alacaklı gibi çalıyon kız korkuttun beni ayoll

-Cem döverim seni şirinlik yapma çekil şuradan ben şunları öldüreceğim

Salona doğru koşarak ilerlerken hapşırma isteğim ağır bastı ve olduğum yerde durmak zorunda kaldım. Birkaç kere üst üste hapşırdıktan sonra bizimkilerin yanına geçtim ve kendimi zorla sandalyenin üzerine attım. Galiba grip olmuştum. Semih'in telaşlı sesi ile ona doğru döndüm

+Hilal ne oldu sana böyle niye saçların ıslak

-Ulan gerizekalılar niye bana bu günün bir Ocak olduğunu söylemiyorsunuz ben sabah kalkıp okula yetişmek için montumu evde unuttum bir de saçlarımı kurutamadım. Anahtarım da evde kalmış zaten eve giremedim 3 saat aşağıda soğuk mermerin üzerinde oturdum. Dondum lan dondum!

Hepsi kahkahalarla gülmeye başlayınca beni bu sefer öksürük krizi tuttu. İşte grip belirtileri başlamıştı Allah'ın gerizekalıları yüzünden yeni yılda grip olmuştum.


YANSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin