SENİN BURADA NE İŞİN VAR?

505 47 18
                                    

Şu anda cenaze töreninde olan herkes beni ayıplıyordur. Ama bu benim umurumda bile değil o adam utanmadan cenazeye kadar gelemez. En azından benim psikolojimi bozupta hiçbir şey olmamış gibi davranması az yada çok insanın sinir krizine sokuyor. Çok zor günler geçirdiğimizin farkındayım. Bu adamı görünce içimden beni gene o odanın içine atacak diye düşünüyorum. Öyle birşey olamaz biliyorum. İçimde tuhaf bir korku vardı. Tamam bunun tamamen benim kafamın içinde bitmesi gerek ama öyle haydi diyince hiçbir şeyin yarası geçmiyor. Sadece zamanla azalıyor. Arada sırada yarana tuz basanlar oluyor asla ama asla unutamıyorsun.

Bir yandan ona vuruyor bir yandan da hıçkırıklarımın arasından konuşmaya çalışıyordu.

+Seni adı pislik yüzsüz hangi yüzle buraya gelirsin sen benim geleceğimle oynadığın yetmedi mi. Sen beni o odaya kapatırken ne düşünüyordun. Senin yüzünden istediğim mesleği olmaktan korkuyorum. Aynı şeyleri görmekten korkuyorum. Senin yüzünden uyuyamıyorum. Gözlerimi her kapadığımda o odanın içindekiler gözümün önünde beliriyor.

Yusuf abim yanıma geldi ve beni sakinleştirmeye çalıştı. Ama olmuyordu işte sakinleşemiyordum. O adamı her gördüğümde cesetler aklıma geliyor. Ağlamam şiddetlenirken ayaklarımın beni taşıyamayacağını anladım. Oğuz koşarak yanıma geldi. Şu anda tek düşündüğüm şey Oğuz'a zarar gelirse ne olacağı? Oğuz'a zarar gelirse ben ne yapacaktım. O olmazsa ben yarım kalırdım. Hayatıma sonradan gitmişti ama tek gerçeğimdi. Ben Oğuz olmadan yapamazdım.

Oğuz beni kucağına aldı Yusuf abiye dönüp

+Abi Hilal çok şey yaşadı sakinleşmesi için eve götüreceğim burada daha fazla kalamaz

Dedi Yusuf abim onaylayınca kafamı Akın abimlere çevirdim. Hepsi mezarın başında oturmuş ağlıyorlardı. İlk defa Akın abimin bu kadar yıpranmış olduğunu gördüm. Akın abim kafasını kaldırıp bana baktı. Yanımıza geldi kulağıma eğilip

+Senin kadar rezil bir kardeşim olduğu için utanıyorum. Babamın cenazesinde bari rezillik çıkartma. Babamın dirisine saygın yoktu ki ölüsüne olsun. Senden utanıyorum bana.bir.daha.sakın.ABİ.deme !!

Dedi son cümleyi dişlerini sıkarak söylemişti. Hala Oğuz'un kucağında yarı baygın şekilde yatıyordum. Hareket edemiyordum. Sanki vücuduma büyük bir baskı uygulanıyordu. Bu baskı hem beni korkutuyor hemde rahatsız ediyordu. Hiç birşey diyemiyordum. Ağzımı oynatmaya çalışıyordum ama canımın acımasından başka birşeye yaramıyordu. Kendimi karanlığa teslim etmek istiyordum. Uyumak ya da bayılmak istiyordum. Ama olmuyordu. Yarı uyanık şekildeydim. Oğuz bana birşey olduğunu anladı. Koşarak arabaya gitmeye başladı. Yusuf abim arkadan nereye diye bağırdı. Oğuz hala arabaya doğru yürürken

+Hilal'e birşey oldu. Gittikçe ağırlaşıyor. Hastahaneye götüreceğim.

-Kilo almıştır her şeye hastahaneye götürmeyin şunu şımarıyor.

Dedi Tolga abim. Tolga abimden bunu beklemezdim ama kilo almadiğima emindim.

+Kilo almadığına eminim ilk kucağıma aldığımdan beridir ağırlaşıyor. Hem bu kız sizin umurunuzda mı ki.

Alp annesinin mezarında yere çökmüş ruhsuzca mezara bakıyordu. Bir anda kendime geldim. Üzerimdeki ağırlık hala vardı ama konuşabiliyordum.

+Oğuz beni Alp abimin yanına götürür müsün?

Dedim zorlukla bana anlamazca baktı. Kafamı ben iyiyim anlamında salladım. Oğuz biraz tereddüt etse de Alp abimin yanına doğru gitmeye başladı. Alp abimin annesine düşkün olduğunu biliyordum. Oğuz beni yanına oturtup geri çekildi.

+Oğuz beni arabada bekler misin?

Tamam diyip yürümeye başladı ne yapacağımı anlamaz gözlerle bana bakıyorlardı. Alp abime sarıldım ve

+Abicim özür dilerim belki de ben olmasam annen yaşayacaktı. Çok özür dilerim...

Kollarını bana doladı. Öldükleri günden beri içine akıttığı göz yaşlarının içindeki gölü büyütüp okyanusa çevirmesine izin veremezdim. Ağlamaması çok kötüydü. Üzüldüğü belliydi içine atıyordu. Kendine zarar vermesinden korkuyordum. Ağlayarak konuşmaya başladı

-Senin suçun değil bu konuda benden özür dileme. Çünkü hepsi annemin kendi aptallığıdı. Gözlerimin önünde intihar etti. Etmeden öne dediği tek şey neydi biliyor musun ? Hayatım boyunca sizin yüzünüzden canım yandı sizin de canınız yansın dedi gözlerimin içine baka baka kafasına sıktı. Hilal lütfen kardeşim kendini suçlama.

Akın abim oradan atılarak

+Asıl suçlu Hilal ve burada döktüğü timsah göz yaşlarını eve gidince göremeyeceksiniz. Eve gidince kahkahalarla gülecek. Bunu yapmazsam babama ihanet etmiş olurum.

Dedi ve belindeki silahlı çıkarıp bana doğrulttu. Alp abim hemen önüme geçti. O anda ölümden korkmadım. Sadece Alp abime zaran gelmemesi için onu önümden çektim. Ayağa kalktım. İlerlemeye başladım. Kürsünün sadece bana isabet edebileceği bir yere gelince durdum. Akın abime döndüm. Anlamamıştı ne yapmak istediğimi. Zor bela yürüyerek gelmiştim buraya. Bağırarak konuşmaya başladım. Cenazeye gelen herkesin çığlıklarını susturacak şekilde bağırdım.

+AKIN ERDEM KARŞINDAYIM. ÖLÜMDEN KORKMADAN KAÇMADAN KARŞINDAYIM. BUNDAN DAHA İYİ BİR FIRSATIN YOK. SIK. SIK VE KURTULALIM HEPİMİZ. HEM SİZ MUTLU OLUN HEMDE BEN SÜREKLİ İŞKENCE ÇEKTİĞİM BİR EVDE TEKRAR YAŞAMAK ZORUNDA KALMAYAYIM.

Akın abim silahı bana doğrulttu. Terddütte kaldı bir anda sıkmak istemediği her halinden belliydi. Ama babamın vasiyetine bakmıştı o. Orada yazıyor olmalıydı. Bunun olacağını biliyordum ama bu kadar ani beklemiyordum. Yusuf abim gür sesiyle

-YETER BU KADAR ŞAMATA CENAZESESİNİZ KENDİNİZE GELİN.

Dedi ben ona boş boş bakmaya başladım. Ne yani bu mudur şamataymiş. Şu anda Yasemin hem ağlıyor hemde çığlık atıyordu Akın abimin arkasındaydı. Yusuf abim yanında bir kızla konuşuyordu. Zaman durmuş gibiydi. Tek düşündüğüm ölümümün kendi öz abim tarafından olmasına göz yummamın ne kadar yanlış olduğuydu. Akın abimi tanıyorum. Kafasına koyduğu şeyi yapardı. İşin ucunda ölüm dahil olsa da onu yapmadan öbür dünyaya da gitmezdi. Bunu da biliyordum. Oğuz geliyordu. Endişeli gözlerle bize bakıyordu. Akın abimin yanına gitti. Onu ikna etmeye çalışıyordu. Çok tedirgindi. Ben ise onun aksine rahattım ölüm korkusundan zerre kadar içimde kalmamıştı. Gözlerimi kapattım ve beklemeye başladım. Sessizlik oldu. O an ölümün yaklaştığını hissettim. Kanım çekiliyordu. Hiçbir şey yapamıyordum. Üzerimdeki ağırlık yavaş yavaş tüy olup uçuyordu sanki. Üzerime esen soğuk rüzgar bile titretmemişti bedenimi. Hayatım boyunca düşünsem bunların olacağına inanmazdın. Aynı anda hem mutluğu tatmıştım hemde acıyı. Şunu fark ettim. Mutluluğumuz ve Acılarımız doğru orantılıdır. Ne kadar çok mutlu olursak o kadar çok acı çekmemiz lazımdır. Ha mutluluğu yaşarken ha mutluluğu yaşadıktan sonra. O acıyı elbet bir gün yaşamak zorundasındır. Sessizce ölümü bekliyordum. Herkes susmuştu. ÖLÜM SESSİZLİĞİ dedikleri bu olsa gerek sonra iki el silah sesi duyuldu. Sessizlik bozuldu...

____________________

Şarkı bölümle alakalı değil dinlemenizi tavsiye ediyorum. Acayip güzel bir şarkı❤️❤️❤️

Diğer bölümde neler olacak acaba??

Sizi çok seviyorum çilekli Nutellalarım
🍫🍓🍫🍓🍫🍓🍫🍓🍫🍓🍫

YANSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin