YİNE Mİ ABİLER!?

56 9 0
                                    

    Hilal'den devam...

Uyandığımda hastahanedeydim. Gece olduğu bariz bir şekilde belliydi. Yan tarafıma baktığımda kollarını birbirine bağlamış kafasını geriye doğru yaslamış uyuyan bir adet Semih vardı. Gülümsemeden edemedim. Biraz doğruldum. Yanımda duran masanın üzerinde gördüğüm telefonumun ekranının aydınlandığını görünce uzanarak telefonu aldım. Ekrana baktığımda Akın abimin mesaj attığını görünce gözlerimi açıp geri kapattım.

"Akın abim
  Bu daha başlangıç..."

Hemen mesajı sildim ve telefonu yerine bıraktım. Demek o doğal gaz borusunu abimler kesmişti. Peki ama nasıl nasıl yaptılar bunu. Eve girmeleri imkansızdı. Nasıl yapmışlardı. Sesli bir şekilde ofladım. Semih bir anda uyandı ve bana baktı. Suçluluğumu bastırmaya çalışarak gülümsedim. O da bana tebessüm etti.

+Uyandırdım mı?

-Yok hala uyuyorum canım

Semih'e dikkatlice baktım. Kaşları çatılmış düşünceli ve sinirli gözüküyordu. Semih'te bir şeyler vardı. Ve Hilal Erdem bunu öğrenmeden duramazdı.

+Neye sinirlisin?

-Hiçbir şeye.

+Yalan.

-Değil.

+Yaaalaaann.

-Hilal değil dedim.

+Bu arada doğal gaz olayı bence tesadüf değildi. Eminim.

-Bence de

+Ahaa biliyordum bundan sinirlisin.

-Of Hilal evet bundan evet. Da sen tesadüf olmadığına nasıl bu kadar eminsin?

+Eminim işte

-Nereden?

+Bir yerden işte

-Hilal

+Nereden olduğunu boşver eminim işte.

-Hilal nereden dedim

+Abim mesaj attı. Bu daha başlangıç diye.

-Sen ciddi misin!? Neden bana haber vermedin Hilal

+Çünkü blöf yapıyor. Bence bu ilk ve sondu.

-Sizin evin önüne koruma koyacağım hatta siz direk bizim eve gelin orası daha güvenli.

+Öyle bir şey olmayacak. Onların derdi benimle siz karışmayın. Kızlar da karışmayacak bunu abilerim ve ben aramızda halledeceğiz.

-Saçmalamak bedava sonuçta saçmala sen saçmala..

+Ciddiyim.

-Ben kapının önündeyim sen uyu dinlen mantıklı düşünemiyorsun  

+Gayet de mantıklıyım Semih

-Değilsin konu tartışmaya kapandı. Biraz zıbar da beynin yerine gelsin.

+İhh tipe bak tipe hareketlere bak Allah'ım deliricem.

-Tamam hadi yat uyu

+Tomom hodo got oyo. Pis tuvalet terliği.

Sedyenin üzerine seruma dikkat ederek uzandım. O da odadan çıkmaktan vaz geçmiş olacak ki demin kalktığı koltuğa geri oturdu. Bu çocuğun ergen tipleri beni öldürüyor. Ayh gıcık. Madem geri oturucaksın neden ayağa kalktın. Telefonumu elime aldım ve hesabıma girdim. Uzun zamandır fotoğraf paylaşmadığımı fark ettim evde kızlarla çekindiğimiz güzel bir fotoğrafı seçtim. Altına emojiler koydum ve paylaştım. Hesabımda gezinirken bir anda Yasemin ve Emre abimin bir fotoğrafına denk geldim. Yasemin elinde aile cüzdanı tutuyordu. Abim takım elbise giymişti. Yasemin'in üzerinde de beyaz sade bir elbise vardı. Ya da gelinlik olabilir. Gözlerim doldu bir anda. Yasemin'i özlemiştim. Her ne kadar kavgalı olsak da biz beraber büyümüştük ve onunla tekrar eskisi gibi olup Elis ve Eylül ile tanıştırmak isterdim. Ama maalesef eskisi gibi değiliz. Telefonumun ekranına düşen göz yaşıyla anladım ağladığımı. Gözlerimi sildim elimin tersi ile. Artık uyumanın zamanı gelmişti. Göz ucu ile Semih'e baktım. Birine mesaj atıyordu. Pek yaklaşım ve gözlerimi kapattım. Kendimi uykunun mükemmel rahat portatif kollarına bıraktım.

3.kişi ağzından...
    Genç kız üzerindeki beyaz elbiseye baktı. Gülümsedi. Arkadaşı Hilal yanında olsaydı ne yapardı diye düşündü. Gülümsemesi yavaşça yüzünden düştü. Genç kız arkadaşını çok özlemişti. Ama kavgalıydılar. Keşke buradan kaçıp onu bulmak için onun olduğu şehire gidebilseydi. Ama bu imkansızdı. Emre Erdem ve kardeşleri onu öldürürdü. Gözünden akan yaşı eli ile sildi. Yanındaki yatağın üzerine oturdu. Daha üniversitesi bile bitmeden evleniyordu. Karnındaki düğme yüzündendi herşey. Karnının üzerine baskı uyguladı. Sanki böyle yaparsa oradaki bebek dışarı çıkacak ve herşey son bulacak gibiydi. Hayatındaki en büyük hatası bu düğmeydi. Bütün hayatının mahvolmasının sebebi. Ayağa kalktı. Makyajını bozmadan göz yaşlarını sildi. Yanında olacak onun göz yaşlarını silecek bir arkadaşı yoktu. Düğmeyi öğrenen her arkadaşı ondan uzaklaşıyordu. Odanın kapısını açtı. Turuncu saçlarını yana doğru savurdu. Bir sağa bir de sola baktı. Akın abi onu merdivenlerin başında bekliyordu. Düğün başlamak üzereydi. Genç kız kapıyı kapatıp kilitledi. Kendini odada bulunan banyonun içine attı. Göz yaşlarını serbest bıraktı. Küvetin suyunu açtı. Dolmasını bekledi. Kuvetteki soğuk suyun içine girdi derin bir nefes aldı ve yüzünü suyun içine soktu. Bu sayede düğmeden ve bu işkenceden kurtulacağını düşündü. Tam o sırada bir ses geldi. Silah sesi tüm düğün salonunu inletti. Sonra tarama sesi geldi. Biri baskın yapmış olmalıydı. Sudan çıktı ne yapacağını düşünmek için fırsatı yoktu. Odanın camından dışarı çatının üzerine çıktı. O anda tek umduğu şey birinin gelip onu kurtarmasıydı. Gelin odasının kapısı açıldı. İçeriden gelen korkunç silah sesi genç kızı çok ama çok korkuttu. O anda tek yapabileceğini yaptı saklandı. Birkaç saat çatıda tek başına yapayalnız kaldı geri içeri girdi. Her yerde mermi izleri vardı. Bu görüntü genç kızı biraz ürküttü. Aşağı indi. Herkes yerde kanlar içinde hareketsiz bir şekilde yatıyordu. Gözleri Emre'yi aradı. Her tarafı kan içinde olan cesetler arasından yüzünü seçmek imkansızdı. Biri ona seslendi. Seslenen Akın abiydi. Arkasını döndü Erdem ailesini sapasağlam olduğunu gördü. Buna üzülmeli miydi yoksa mutlu mu olmalıydı bilmiyordu. Tek yapabildiği ağlamaktan. Bacakları daha fazla genç kızı ayakta tutamadı genç kız yere yığıldı. Karnındaki sancı ile neye uğradığını şaşırdı. Sevgilisi koşarak genç kızın yanına geldi. İyi olup olmadığını sorup duruyordu. Genç kız hissetti. Düğmenin artık olmadığını. Ağrıya daha fazla dayanamadı ve kendini sonsuza kadar süreceğini bilmediği bir uykuya bıraktı. Genç adamın ağzından bir feryat koptu. Seviyordu. Hayatında ilk defa seviyordu ve sevdiğini bu şekilde kaybetmek acı veriyordu. Abilerine baktı. Kızın cansız bedenini kucakladı. Arabaya götürdü. Hastahaneye sürmeye başladı. Fakat bilmediği bir şey vardı. Herşey için çok geç kalmıştı...

YANSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin