bir- istesen gelebilirsin yola çıkmadan olmaz

2.7K 271 538
                                    


pinhani-nehirler durmaz

Kalbi kırık geri dönüş orkestrası.

Zhang yixing'in bir kitabı olsa adı bu olurdu. Mürekkebi de turuncu olurdu. Silmeyi sevmez üstünü karalardı. Müsvedde kağıtlarına ayrı bir düşkünlüğü vardır, ve nedense duygusuz bir oğlan çocuğu gibi görünmesine rağmen göz pınarlarında iki damla tuzlu su bekler, canına okur.

Hastanenin diken gibi batan kalitesiz şilteden yatakları da canına okur. Ispanak yemeyi çok sever ama içindeki demirler aldığı ilaçları dövdüğü için haftalardır şöyle güzel bir ıspanak yiyemedi. Bir de cheeseburgeri çok sever ama onu ne zamandır yiyemediğini saymaya kalkışmayacak bile. Saçlarının sarı olduğu bir dönem elinde az peynirli bir cheeseburger tuttuğunu hatırlıyor gerçi, saçlarını sarı yaptığında yaşı on dokuzdu. Aşıktı, çilek reçelini ekmeğine sürüp sürüp balkonda yerdi yapış yapış olan ellerini sarı saçlarına sürerdi. O zamanlar dünyanın en sert 19'luk delikanlısıydı. Çünkü aşıktı, ve kendini yenilmez sanardı. Kimsenin yenilmez olmadığını anlayamayacak kadar sarı kafaydı. Kaşında da ufak bir piercing olabilirdi o zamanlar, tam olarak hatırlayamıyor ilaçlar biraz zihnini bulandırıyor.

Odasında tek kalıyor konuşmak istediği zaman ısıtıcının gülen yüze benzettiği büyük düğmesiyle sohbete giriyor. Bir keresinde laf lafı açtığında sarı kafa bir delikanlı olduğu zamana kadar konuştu düğmeyle. Oda yirmi dereceydi biraz üşümüştü ama düğmeyi sağa çevirirse düğmenin sohbete değer bir hali kalmayacaktı çünkü yamulmuş bir gülen suratla sohbet edemeyecek kadar simetrik bir insandı. Onun yerine sağa sola vurmaktan ya da hemşirelerin zapt etmek için sapladığı iğnelerden moraran ayaklarına bir çorap geçirdi. Hayatında ilk kez bu kadar çirkin bir çorap giydiği için düğmeyle sohbet edesi kaçtı, kireçli sudan keçe gibi olan saçlarından ellerini geçirdi, elleri çatlaktı kupkuruydu tırnak diplerindeki küçük etleri koparıyordu. Serçe parmağının altında basit bir güvercin dövmesi vardı bunu neden yaptırdığını bile bilmiyordu nereden bilecekti ki aşık bir sarı kafaydı o zamanlar. Aşkından damağı yanıyordu.

Saatin kaç olduğunu bilmiyordu çünkü sürekli tekrar eden seslerden oldum olası nefret ettiği için saati odaya giren eli ağır şişman hemşirenin kafasına fırlatmıştı. Bir taşla iki kuş. Ama bu hikayede taş da kuş da kendisiydi ince güzel bileklerini kızartan kalın kemerlerle yatağın yanlarına bağlanması kendisiyle gurur duyduğu bir an değildi. Zaten saat hemşireyi ıskalayıp doğruca odanın mavi kapısına çarpmıştı, yixing büyük bir kahkaha atmıştı öyle büyük bir kahkaha atmıştı ki çarpraz odadaki tilki kapının küçük penceresinden gözlerini büyütmüş odanın içine bakmıştı.

Adam kıçında koca bir tilki kuyruğu olduğunu iddia ettiği için doktorlar hariç herkes ona tilki diyor, hani merak etmişsen diye.

Yixing şu an saatin kaç olduğunu bilmiyor ama saat 10 ilacından beri yan odadaki yıldız savaşçısı yarım saatte bir dört kez tuvalete gittiğine göre bu saati gece en az 12 yapar. Nöbetçi yakışıklı dakik doktor da hastaneye teşrif etmişler. Saat kesinlikle on iki çift sıfır yani yixing'in en fazla 9-10 saati var.

Bir delilik yapmak üzere ama zaten deli yaftası üstüne zamk gibi yapıştığından bunu sorun etmiyor. Yixing çoğu şeyi sorun etmiyor, gamsız pezevenk dediğimiz adamlardan birine dönüşmüş durumda. İri sarı hapın yutarken kursağına batmasından ya da damar yolundan ismi havalı bir yığın sıvıyı almaktan moraran kollarından başka bir şeyi hemen hemen sorun etmiyor. Bir de hastanedeki suların tadını ve kokusunu beğenmiyor. Suyun tadı ya da kokusu mu olur deme, kesinlikle var.

Rengi sarı olduğu halde sevmediği tek şey şu zımbırtı. Şeffaf bir kabın içinde komodininin üzerinde duruyor. Hap neredeyse orta parmağının ucu kadar ve ona inanılmaz bir uyku yapıyor. Ne zaman bu hapı içse rüya görmüyor, ölü gibi uyuyor ölüden farksız hissediyor ve bu onun biraz bile hoşuna gitmiyor çünkü yixing ölmekten çok korkuyor. Bir daha çıplak ayak toprağa basamamaktan, kirpi okşayamamaktan ya da ıspanak yiyememekten korkuyor. Yapmak istediği çok şey, görmek istediği çok diyar var, öpmek istediği dudaklar var ve onun dudakları kupkuru, soyuluyor, soydukça kanıyor pembe dudakları ciğer gibi oluyor.

dünyanın en sert 15'lik delikanlısı // sulayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin