19
Bugün doğum günü.
Benimle konuşmak istiyor. Nisan serin.
Çok mutsuz. Son günlerde hiç güldüğünü hatırlamıyorum. Nisandan daha soğuk, giderek kararıyor ve artık neredeyse sarışın değil. Sol elimdeki sayfa daha fazla sanki kitabın sonuna geliyorum.
Yemek bittiği gibi eli hemen sigarayı buldu. Artık kendi kokusunu da duymuyor gibiyiz. Her şeyin üstünü başka bir şey kapladı ve ben altındaki gerçekleri çok özlüyorum. Elimi cebime soktuğumda market alışverişinin buruşturulmuş fişi değdi parmaklarıma. O seviyor diye ceviz yedim.
Ortada bir pasta yok. Üflenecek mumlar yok. Kimse de alkışlamayacak. Öylesine bir çarşamba gibi. Canım su içmek istiyor. Dilimi taşımak istemiyorum.
Paketteki son sigarayı çekip büyük bir iştahla kavradı izmariti. Dumanı verdi. Omuzları düştü. Avuç içi teras mermerini buldu. Ensemdeki tüyler dikildi. İki dakika sonra yarın olacak.
Başını çevirdi ters tarafa. İçerken. ''Kimse senin gibi parlamıyor'' dedi, ''Senin de büyün bu''
27
''Fotoğraf çektirelim''
''Ne zaman''
''Bir zaman'' diyor yixing kaşınan yüzünü yastığına sürdüğü için sesi boğuk. Herkesin uykusu kaçtı.
''Tamam. Fotoğraf makinesi almamız lazım''
Başıyla onaylıyor. ''Bir fotoğrafımız olsun'' sırt üstü yatıp karavanın tavanına bakan junmyeon'u izliyor. Tüm vücuduyla. Ona dönük. Kirpikleri, diz kapaklı, omuzları. Hepsi sohbete dahil. Sessiz bir iç çekiyor, ''Sen bir gün benim hayatımdan çıkacaksın. Bir fotoğrafımız olsun''
''Sen istediğin için çıkacağım''
Yixing cevap vermiyor.
''Neyse. Açma tekrar aynı konuyu. Ben yine güney amerika diyeceğim. Bir yere varamıyoruz'' o da sessiz bir iç çekiyor. ''Seninle bir yere varamıyoruz. Genel''
''Geldin''
''Geleceğimi biliyodun. Şaşırdım diyemezsin''
''Çok heyecanlandım''
Yüzünü kaşıyıp devam ediyor, ''Tereddüt ettin mi''
''Hiç''
''Etmedin mi'' kısık.
''Etmedim. Yerini öğrendikten sonra buraya gelene kadar dinlenmedim bile. Mesela sahile adımlarken hiç duraksamadım. Sanki evin içinde yürüyorum''
Biraz durdu yixing, ''Benim için çabaladın''
Biraz durdu junmyeon, ''Çünkü. Çabalamak istedim''
Yastığa yüzünü kaşıyıp gülmeye devam ediyor. Junmyeon sağına dönüyor şimdi, ''Ne oldu yüzüne senin'' parmağıyla çöp iter gibi çeviriyor yüzünü. ''Sinek ısırdı'' diyor yixing. Gülüşünü silmeden. Silemez.
''Çok sinek var burda. Başka yere sür istersen''
''Bakarız''
''Çok da sıcak''
''Beni nasıl buldun''
''Konuştuk ya bunları''
''Bir daha anlat''
''Çok fazla uzaklaşmayacağını tahmin ettim. Geleceğimi bilirsin...'' yixing'e dönüyor, ''...beklersin diye. Yoksa bulamazdım. Uzaklaşsaydın imkanı yoktu yani. Civardaki tüm benzinliklere karavanı tarif ettim. Zor olmadı. Sadece yordu''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dünyanın en sert 15'lik delikanlısı // sulay
Fanficekmeğin üstüne önce fıstık ezmesi sonra reçel sürülür ana kuzusu, ve senin nehirlerin asla durmaz