Kapak fotoğrafı Tuğberk Sev ' e aittir. Kendisine teşekkürlerimizi sunarız.
Tolgar , Poseidon'um , Phoebus ' um , kalbinde aydınlık bulduğum gerçek aşkım. Kendi karanlığında Tanrısı olduğu güneşiyle beni saranım. Deniz kadar engin bakan aşkım.
Sanırım bu cümleler bende onu tanımlayan cümleler.
" Biraz daha çabuk hazırlansan olmuyor mu sanki bebeğim. Kütükleştim seni beklerken."
" Aman sanki çok bekledin. Geldim işte hadi çıkalım."
Tolgar kapıyı açıp tıpkı bir uşak gibi kolunu sallayarak eğildi ve geçmem için kolunu çıkışa yöneltti. Bu hareketi her seferinde beni çok güldürüyordu. Arabaya kadar koluna girerek yürüdüm. Ve şehir içinde kullandığı son model BMW 520d ye binerek evden uzaklaştık. İkimiz de hiç konuşmuyorduk. Okulun ilk günüydü ve moralimiz herkesinki gibi sıfırlanmıştı. Ortamı biraz yumuşatmak için kendi oluşturduğum çalma listesini açtım ve en sevdiğim gruplar arasında olan oasis den slide away i çalmaya başladım. Bu ikimizin de en sevdiği ortak şarkılar arasındaydı. Şarkıya cırtlak seslerimizle en az onlar kadar bağırarak eşlik etmeye başladık. Bir yandan gülüyor bir yandan şarkıya eşlik etme çalışıyorduk. Gözlerimi Tolgar'dan alıp yola çevirdiğimde biricik okulumuz Çağlar Koleji'ne geldiğimizi anladım. Görünce anlamıştım okulumu gerçekten özlemiştim. Arkadaşlarımı , sınıfımı , herşeyi özlemiştim kısacası. En çok da Tolgar' la yaptığımız sonrasında bütün sınıfın katıldığı tebeşir savaşlarını. Bunları düşünmekten kendimi alıp gözlerimi Tolgar' a çevirdiğimde beni izlediğini gördüm. Gözlerim gözlerinden kayıp bir an dudaklarına gitti. O da bunu farketmiş olucak ki bana doğru yaklaşıp sanki beni hiç bırakmayacakmış gibi öptü.
Sonunda okul başlamıştı. Arabadan inip Tolgar'la el ele tutuştuk tüm gözler bizi izlerken. Okula girme vakti gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşıkların Oyunu
RomanceO melekleri kıskandıracak kadar yakışıklı , şeytanları kendine dost edinecek kadar asiydi.