Kapıya doğru korkarak gözlerimi çevirdiğimde yine aynı olayları yaşayacağımızı anladım. Ben yaşananları düşünürken gözleri gözlerimi buldu. Tam o anda vücudumu bir titreme ele geçirdi. Bu benim kontrolümün dışında olmuştu. Gözlerimi ondan zor da olsa alıp Poseidon'uma çevirebilmiştim. Tanrım , yüzü kaslatı kesilmiş , keskin hatlarında yalnızca sinirlendiği zaman çıkan alnındaki en az onun kadar seksi olan damarı çıkmıştı bile. Elimi tutan eli daha sıkı tutmaya başlamış , diğer elini de yumruk yapmış beyazlayıncaya kadar sıkıyordu. Onu bu halde görünce çoktan panik olmuştum bile. Gözlerimi tekrar ona kaydırınca onun da karşı atağa hazır bir şekilde beklediğini gördüğüm anda Tolgar'ın elinin gevşemesiyle yavaşça avuçlarımdan ayrılması bir olmuştu. Yine aynı şey olucaktı. Yine kavga edicekler , yumrukları birbirine girecekti. O an panik olarak yerinden kalkmaya yeltenen sevgilimin dizine bıraktığı elimi koydum ve gözlerimi gözlerine sabitleyerek olabildiğince sakinleşmesini sağlamaya çalıştım. Dudaklarımdan sessiz bir yapma dökülmüştü kulaklarına doğru. Bir an sakinleştiğini hissettim. Gözleri yumuşamış bana şevkatle bakar olmuştu ama sonrasında gözlerini gözlerimden alıp ona sabitlediğinde aynı öfkesininin geri geldiğini hatta hiç gitmediğini anladım. Böyleydi işte benim sevgilim. Herkese asi bakan gözleri bende yumuşardı.
Bir an sonra Tolgar'ın ayaklandığunı ve ona doğru gittiğini kavrayabişmiştim. Durdurmaya çalışsam bile siniri bütün vücudunu ele geçirmişti ve tıpkı eskisi gibi görünüyordu. Sinirli , asi , öfkeli ve vahşi... Durdurmak umuduyla onların olduğu tarafa doğru koşar adım yürümeye başlamıştım ki ayaklarımın dibine düşen onu görmem bir olmuştu. Gördüklerim karşısında sersemlemiş , bakakalmıştım. Şokun etkisiyle gözlerim onda sabitlenmişti. Onun da bana baktığını anladım. Gözleri hala bana bunlara senin için katlanıyorum dercesine bakıyordu. Bu bakışı görmeye daha fazla katlanamayacağım için gözlerimi Tolgar ' a çevirdiğimde dört kişi tarafından zor zaptedildiğini gördüm. Tanrım onu Tanrılara benzetmemin nedenini birkez daha anlamıştım. Bakışları , duruşu herşeyiyle tanrılara benziyordu. Karanlık tanrılar... Ona baktığınızda kötü çocuktan başka birşey göremezdiniz , asilikten başka birşey... Ama bakmak değil görmek gerekir. Dış görünüşüne aldanıp kalbini göremezler genellikle. Ama asıl seviceğiniz yer kalbidir yüzü yerine. İşte o sol yanı aşık olunasıdır onun. Kendini şeytanlar mahzenine hapsetmiş bir melektir o kurtarılmayı bekleyen.
O artık ayaklanmış hiç karşılık bile vermeden bana son bir bakış atıp sınıftan çıkmıştı bile. Biliyordum. Bu böyle bitmezdi , intikamını alırdı o.
Şimdilik derin bir nefes alarak Poseidon'umun yanına gittim. Yüzünü avuçlarımın içine alıp kısa bir öpücük verdikten sonra omzuna başımı koydum ve huzursuzluğumu sert omuzlarında yoketmeye çalıştım.
Okul sabahki olaydan sonra vukuatsız geçmişti ve nihayet okul bitiş zili çalmıştı. Tolgar'la her zamanki gibi arabanın olduğu yere doğru yürüdük. Bu sefer elimi tutan güçlü eli belimdeydi ve bu bana güven veriyordu. Bu şekilde arabaya yürüdükten sonra sıradan bir şekilde arabaya bindik ve coldplay'den True Love adlı parçayı açıp gitmeye başladık. Başım sevgilimin omzundaydı ve bu oldukça huzur vericiydi. Gülümsediğini hissedebiliyordum. Bir süre sonra bir arabanın hızla bize doğru yaklaştığını gördüm dikiz aynasından. Önce anlam veremeyip acelesi olan biri olarak düşündüm fakat araba bize daha çok yaklaşınca arabanın sahibinin kim olduğunu anladım.
Arkadaşlar ilginiz için teşekkürler :) vote lerinizi ve yorumlarınızı eksik etmeyin bizim için önemli :) bu arada hikaye kurgusu KandemirZeynep2 arkadaşıma aittir. Ben kurguyu yazıya döküp anlatmaya çalışıyorum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşıkların Oyunu
RomanceO melekleri kıskandıracak kadar yakışıklı , şeytanları kendine dost edinecek kadar asiydi.