Heyecanlanmak ne demektir? Açıklayayım; herhangi bir sebeple güçlü, geçici bir duygulanımdan etkilenmek, heyecana gelmek; coşmak.
Peki Kim Doyoung heyecanlanırsa ne olur? Kızarmış bir yüz değil de vücut, ter bezlerinin aşırı salgı üretmesi ve sinemadaki aksiyon sahnesinin sesini dahi bastırabilecek kalp atışları... Bunların sebebi ise benim elimi yanlışlıkla Jaehyun'un elinin üstüne koyduktan sonra onun elimi avucunun içine alıp, parmaklarımızı sıkıca kenetlemesiydi.
Kızaran yüzümün sinemada olduğumuz için görünmemesini fırsat bilip kafamı ona çevirdiğimde tüm dikkatini filme verip izlediğini gördüm. Bana bakmıyordu ama elini gevşetmek yerine sıkışını güçlendiriyordu. Ve ter bezlerim bu duruma dayanamaz hale gelmişti, şimdiden elimizin ter olduğuna emindim. Ama o inatla filmin sonuna kadar elimi bırakmamıştı.
Filme odaklanmak yerine, içimden aşık kız nidaları atıyordum. Ne zaman film bitti ve ışıklar açıldı, işte o aman Jaehyun elimi bırakmıştı. Vücudumun verdiği tepkiler yavaş yavaş son bulmuştu ama ben daha fazlasını istiyordum.
Filmden çıkmıştık. Ten ve Yuta film
hakkında sohbet ediyor ve arada Jaehyun da onlara katılıyordu. Ben ise... Bilirsiniz, ben film yerine Jaegyun'u izlemiştim.Saat gece yarısına yaklaştığı için evi sinemaya daha yakın olan Ten'i evine bırakmıştık. Daha sonra bizim sokaklara doğru yürümeye başladık. Jaehyun'un evi alt sokaktaydı o tek kalmasın diye onu bırakacaktık.
Jaehyun'ların evinin önüne geldiğimizde Jaehyun bize dönüp gülümsemişti. "Yuta hyung ve Doyoung hyung çok sağ olun. Gerçekten, uzun bir süreden sonra ilk defa böyle eğlendim. İyi geceler size." Hyung demediği zaman onu öpebilirdim, cidden. Sabrımı zorluyordu artık. "Sana da iyi geceler Jaehyun-ah. Rahat uyu."
Yuta ile kendi sokağımıza geldiğimizde kısa bir görüşürüz seremonisinden sonra yan yana olan evlerimize dağılmıştık. Annem bu yılki kavga ve eve geç gelme kotamı doldurduğumla ilgili uyarılarını sayarken ikimiz de bunların son olmadığını çok iyi biliyorduk.
Kendimi banyoya atıp kısa bir duş aldım. Tek başıma kaldığımdan beri Jaehyun aklımdan çıkmıyordu. Gene onun yüzünden duygu karmaşası yaşıyordum ve bu hiç adil değildi. O orada filmini izlerken, elimi tutarak tüm dikkatimi dağıtması hiç adil değildi. Üstümü değiştirip kendimi yatağa attım. Jaehyun'u hayal etmeyi düşündüm ama daha sonra çok hayal edersem yüzü eskir diye uyuma kararı almıştım.
Tam uyku pozisyonumu aldığım sırada komidinin üstünde duran telefonum gelen bildirim ile titremişti. Telefona uzanıp, açtım.
Gamzeli: Hyung, uyudun mu?
-Hayır Jaehyun. Ne oldu?
Gamzeli: Aslında uyuyacaktım ama sana bir şey söylemeliyim.
-?
Gamzeli: Bugün elini tutmak çok iyi hissettirdi. 'Keşke daha fazla tutsaydım.' diye vicdan yapmadan duramıyorum.
Rahatsız olmamışsındır umarım.Yorgun yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. Madem dürüst oluyorduk, devam ettirecektim.
-Jaehyun-ah, rahatsız olsaydım böyle hissetmezdim.
Daha fazla tutmanı istiyorum.Gamzeli: Bunu istemek artık fazla bencilce mi kaçar bilmiyorum ama on dakikaya aşağıya iner misin hyung?
Tüm açıklamalar bayram ile ilgili olmuş nxjdbjdbdjdbdhd güzel bayram zamanları olarak hatırlayacağım
Neyse ben bunu atıyorum ama umarım seversiniz.
Grşrz