Yenilmezler kayıplar vermiş olsalar bile Ragnarok'u engellemişler ve yaralarını sarmaya başlamışlardı. Bucky'nin doğum günü gelip çattığında, bu gün başka bir şeyin daha doğumuna şahitlik edecekti.
***Dikkat bu bölüm 18 yaşın altındaki okuyucular için olumsuz örnek teşkil edecek ögeler içermektedir.***
Yazar Notu: Bu bölüm hikaye içerisinde geçen tek bir geceyi konu almakla birlikte, hikayenin gidişatı, olay örgüsü veya düzenini değiştirecek hiçbir öge içermemektedir. Bölümde kullanılan dil, geçen olaylar 18 yaşın altındaki okuyucularımız için uygun olmadığından, bölümü okumak ya da atlamak okuyucunun kanaatine bırakılmıştır.
***
"Yirminci ikinci bölüm"
Mart 2017 (Günümüzden 14 ay öncesi)
Akşam olduğunda Steve, tüm ekiple birlikle Bucky'nin doğum günü için dışarı çıkmayı teklif etti. Herkes pür neşe teklifi kabul ederken, Tony işleri olduğunu ve çalışması gerektiğini söyleyerek teklifi reddetti. Steve biraz bozulmuştu, ama Tony'i ikna edememişti. Esmer adam inatçıydı ve karargahta kalacaktı.
Bütün gece boyunca gençler çok eğlenmişlerdi. Steve ise onları gözetmekten başka bir şey yapamamıştı. Tamam, belki birkaç şişe bira içmiş olabilirdi ama yıllar önce vücuduna yerleştirilen serum sağolsun, sarhoş olması imkansızdı, tabii sarhoş olmak istediği de pek söylenemezdi ya. Sadece evde Tony ile yaşadığı ufak çaplı tartışmayı aklından atmak istiyordu.
Yenilmezler, karargaha dönmüşlerdi. Ancak dışarıdan baktıklarında, karargahın kapkaranlık olduğunu gördüler. Giderken tüm ışıkların yandığı karargah, şimdi gece kadar karanlıktı. Steve bir şeylerin yolunda gitmediğinden şüphelenmiş olsa da, sonunda bunun Tony'nin Bucky'ye yaptığı bir sürpriz parti olduğu ortaya çıkmıştı.
Gecenin sonunda Steve, günün erken saatlerinde Tony'nin dudağına ufak bir buse kondururken hissettiği gücü yine içinde toplamayı başardığında, Tony ile ertesi gün için randevulaşmıştı. Ve bu randevunun, yaşadıkları o mükemmel akşamdan aşağısı olabileceğine ihtimal bile vermemişti Steve. Tony'nin kendisini etkilemeye çalıştığı apaçık ortadaydı.
Gittikleri aşırı lüks ve doğal olarak pahalı restoranın tek müşterileriydi onlar. Tony, "Güvenlik açısından," demiş olsa da Steve, başbaşa yemek yemek istediğini biliyor, ses etmedi.
Hazır kıta bekleyen garsonlar, ikiliye tüm gece boyunca hizmette kusur etmemişti. Birlikte uzun uzun yemek yiyen ve sohbet eden Steve ve Tony'nin uyumu görülmeye değerdi.
Gece yarısına yakın bir saatte karargaha dönmüşlerdi. Herkes uyuyordu ve Tony, Steve'in odasının önüne kadar gelmişti.
"Çok naziksin," dedi Steve, gülümseyerek. "beni kapıma kadar bırakıyorsun."
"Aslında amacım seni burada bırakmak değildi." diye düzeltti Tony. Steve ona dümdüz bakmaya devam ederken, daha fazla açıklama yapması gerektiğini hissetti. "Belki içeri bir kahve içmeye falan davet edersin?"
Steve derin bir nefes aldı. Evet, Tony'nin yanındayken evdeymiş gibi hissediyordu. Onunla birlikte olmak istiyordu. Ama şu anda onun teklif ettiği şeye hazır mıydı, bilmiyordu.
Tony Stark hayatı boyunca hiçbir zaman bunun için beklemek zorunda kalmamıştı. Hatta beklemek değil, bunu teklif etmek zorunda bile kalmamıştı. Steve Rogers, onun için bilinmeyen topraklardı, ama aynı anda bir o kadar da tanıdıktı. Karşısındaki erkeğin elini tuttuğunda, Steve'in gülümsediğini gördü. Bu 'içeri gelebilirsin,' demek miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masters of Infinity (stony)
FanfictionOdin dünyada kim olduğunu hatırlamadan yaşarken, Thor, Loki ile dünyaya dönmüş, Doctor Strange'in de yardımıyla babasını aramaya koyulmuşken; öte yandan Tony tüm arkadaşlarını geri kazanmak için bir plan yapmıştır bile. Kabul etmese de kazanmaya çal...