Kollarını omzumun altından, iki kolumun üzerinden bedenime sardığında yüzüm direkt boyun girintisine gömüldü. Burnuma elmalı duş jelinin ve sıktığı parfümün keskin, hoş kokusu gelirken ben de kollarımı belinden sırtına sardım.
"Eee, kucaklaşma partisi mi?"
Sorduğum soruyla güldü. "Hayır, aptal. Sadece sonunda eyfel kulesi kılıklıdan vazgeçtiğin için mutluyum."
"Pekâlâ," dedim ve bir şey demesini bekledim. Fakat demedi. "Ama neden?"
Buna da cevap vermedi.
"Hava soğuyor, artık eve gidelim." Mark kollarını bedenimden ayırdığında başımı salladım. Beraber piknik masasından kalktık. Kollarımı göğsümün aşağısında kavuşturdum ve yürümeye başladık.
"Bu arada," dedi evimin önüne vardığımızda. "Haftaya maçım var. Yani okulca."
"Mork Lee'nin maçı mı var?"
"Adım Mark."
"Her neyse," dedim bahçeye ilerlerken. "Gelirim tabii ki. Hangi kız sevgilisinin maçına gitmez ki?"
Mark'ın gülümsediğini gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
➱ INSTAGRAM SERIES ⋆ 1 marklee: gerçekten aptal eyfel kulesi kılıklıdan mı hoşlanıyorsun? yüzünü görebildiğine emin misin sen? marklee: yah, park seoneul. marklee: çocuk senin iki katın! parkseo yazıyor... parkseo: herkesin iki katı. parkseo: ve dos...