Her günüm, her anım, her dakikam ve her saniyem.... O kadar rutin geçiyor ki! Sabah kalk, Ateş'in evinin yolunu tut, okula git, ders çalış, okuldaki iki saçma çocukla uğraş didin dur. Herhalde tüm bu rutinlik arasında günüme anlam katan tek şey Tarık Amca' nın kütüphanesi ve benim de kitap okuma alışkanlığımı kazandıran tek yer. Kütüphaneye ilk adımlarımı attığım zaman o bilindik huzur... Belki size bu anlattıklarım fazlasıyla deli saçması gibi geliyor ama inanın bana orası çok hoş bir yer. Benim 8 yıldır her zerresine kadar aşina olduğum, kitapların içindeki yazı karakterlerine kadar en ince ayrıntısını ezbere bildiğim yer.
Yolda yürüyordum. Ve sabah rutinimin ilk aşamasını gerçekleştirmek için Ateşlerin evine gidiyordum. Şimdi Ateş deyince bir kız ismi gibi gelebilir ama Ateş bir erkek. En yakın arkadaşım. Şunu iddia edebilirim ki Ateş dünyanın en üşengeç insanı ve tam bir pijama hastası. ( Hele ki o pandalı olanları saymıyorum ki onlar en favorisi)
Bense kendi halinde bir kızım. Kendim hakkında anlatabileğim yalnızca bu. Derkeeen..... Ateşlerin evine gelmiş bulunuyorum. Ve Ateş ise uykulu bir şekilde pijamalarını çantasına tepiyor.
'' Ohooo hadisene Ateş ya! Senin yüzünden okula geç kalacağız. ''
'' Bi sakin olsana Çağla çantamı hazırlıyorum. ''
Ateş her zamanki gibi çantasını hazırlıyordu. Ama onun çantasında hiçbir zaman defter kitap olmaz. Ne mi koyuyor çantasına? PİJAMA!!! Zaten okulda yaptığı tek şey uyumak.Ateş erkek olmasına karşın o çok sevdiği pijamaları pandalı!! Devamlı ' Pandaların soyu tükeniyor onlara sahip çıkmamız lazım.' diyor.'' Ben hazırııım''
'' Tamam hadi çabuk gidelim artık '' derken montundan çekiştiriyordum.
'' Kızım hayırdır ya ne bu acele? ''
'' Bak Ateş gerçekten seni bir kaşık suda değil bir leğenle boğarım. Geç kaldık ya geç kal-dık!! '' bunu söylerken tepiniyordum. "Ben dakik bir insanım geç kalmaya tahammülüm yok. Bunu en iyi sen biliyorsun."
'' Üff ne yapacaksak okulda uyu gitsin işte ya. Hem okul kabus gibi ben sevmem kabusları. '' dedi sanki önüne iğrenerek anne zoruyla yenen bir yemeği görmüş gibi.
'' Ateş kaşınma hadi diyorum! Bak şimdi ben senin kabusun olacağım. ''
Neyse ki uzatmadı da yürümeye başladık.
'' Okul çıkışı kütüphaneye gideceğim. Tarık Amca ile uzun zamandır konuşmuyoruz. Hem bir kaç iş vardı onları halledeceğim. Gelmek ister misin? ''
'' Kızım ne kütüphanesi ya. Ben diyorum sana uyku sen diyorsun kütüphane. Yok yok olmaz sen git ben evde yatacağım ''
'' Ay beter ol Ateş ya. İyi ne yaparsan yap. ''
Yolda bana gece gördüğü rüyayı anlatıp durdu. Kalsik Ateş işte. Okuldan sonra her zaman gittiğim kütüphaneye gidecektim. Bir kaç araştırma ödevimi bitirmem gerekiyordu. Henüz 9 yaşındayken gitmiştim oraya. Ve şu an 17 yaşındayım fakat hala aynı kütüphaneye gidiyorum. Bilmiyorum bir şeyler beni oraya çekiyor sanki. Neden acaba ya? Kafamdaki düşünceleri bir kenara ittim hemen. Aptal mısın Çağla ne olacak normal bir kütüphane işte.
Kafamda bir soru yanımda da boş boş konuşan Ateş. Yolda yan yana sessizce yürüdük.
ÇAĞLAATEŞ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEMLİ KÜTÜPHANE #Wattys2020
Novela JuvenilBaşta her şey güzeldi. Çocukluğu, yapılan şakalar, okunan kitaplar... Omzunda oyunlar dışında bir yük yoktu. Zaten oyunlara da yük denemezdi ya! " Sonra ne oldu peki ? " " Yüzleştik." " Ondan sonrasını soruyorum." " Karanlık." ...