Sabah kalkınca iliklerime kadar mutlu olduğumu hissettim. Nedeni belki tam belli değil benim için ama sonuçta bugün doğum günüm. Ve dün gerçekten eğlendim. Ama elbette ki Meriç ve Baran hakkında hala şüphelerim var. Ne işler çevirdiklerini mutlaka öğreneceğim. Meriç 'in doğum günümü erkenden kutlaması ve bilekliğimi hediye olarak yepyeni bir şekilde vermesi hoşuma gitmedi değil. Ama hemen ısınmamalıyım ona. Sonra tabii bir de Baran var. O da iyi biri. Ama babaannesi tuhaf. Bir şey saklıyor gibi. Mmmm... Emin değilim. Bir yanım onları seviyor, bir yanım da sövüyor desem yeridir.
Bir saniye.... Aşağıdan sesler geliyor. Bu curcuna da ne böyle?" Ya bırakın şu balonlarla oynamayı. Kızı uyandıracaksınız..... Lan oğlum salak mısınız? Bırakın dedim."
" Çocuklaaar. Kızımı uyandıracaksınız gerçekten de. Bakın ben çıkıyorum. Evi size emanet ettiğime pişman ettirmeyin."
" Tabii. Ev bizde Lale Teyze. Gözün arkada kalmasın. " ardından bir kapının kapanma sesi geldi. Sonra da fısıltılar ve ayak sesleri beraberinde...
Anlaşılan aşağıda bir şeyler oluyor. Hem de baya bir sesli." Ayy yemin ederim çok güzel oldu. Bayıldım. Tabii kız eli değince böyle oluyor. " dedi tanıdık bir kız sesi.
" Hemen de ego kasıyorsun kızım sen de."
" Ne egosu ya. Oğlum bir öğrenemedin şunu. Kız eli değen her şey güzel olur. Siz beceriksizseniz ben ne yapabilirim pardon da yani. "
Neler oluyor aşağıda. Vallaha dayanamayacağım ineceğim. Üzerimdeki pijamaları bile çıkartmadan iniverdim aşağıya. Gördüğüm manzara karşısında şaşırmıştım. Onlar benden daha fazla tabii. Hepsi canavar görmüş gibi bakıyordu suratıma." Se- sen ne zaman uyandın. Uyanmaman lazımdı. Plan bozuldu yaa."
" Çocuklar neler oluyor burada?" dedim. Karşımda Kumsal, Berke, Ateş, Meriç ve Baran vardı. Şöyle izah edeyim : Kumsal Kıbrıs ' ta oturan kuzenim üniversite öğrencisi, Berke de onun abisi o da doktor.
" Al abi yaa. Kızı uyandırdık. Ama pijama seçimin güzelmiş kanka " dedi Ateş.
" Günaydın Sarı Kız." diye sırıttı Meriç.
" Günaydın Çağla. Fazla ses yapmış olabiliriz özür diliyoruz." dedi Baran.
" Ben size demedim mi oğlum bırakın şu balonlarla oynamayı diye." hemen babalık yaptı Berke.
" Ya daha makyajımı bile yapamadım. Paspal paspal geziyorum. Beni böyle görmemeliydin Çağla ya. " diye feryat etti Kumsal.
Anlaşıldı herkes farklı telden bir şey söylüyor. Ve anladığım kadarıyla sürpriz doğum günü yapılacaktı. Pek sürpriz olmadı ama olsun..
" Çocuklar beni çok mutlu ettiniz şu an. İnanın düşünmeniz yeterli. Kumsal, Berke... Ah canım kuzenlerim sizi çok özlemişim gelin buraya." dedim kollarımı açarak. İkiside gelip kocaman sarıldılar. Onların yanında biraz kısa kalıyor olsam da onlara sarılmak çok güzel.
" Çağla yeni bir rimel aldım. Kirpikleri aşırı güzel yapıyor. Ha bir de şey var. Yüz maskesi. Aman Allah'ım o kadar harika ki. Hemen denemelisin. Senin için de bir tane getirdim."
" Ya kızım Bir sus ya. Azıcık hasret giderelim. Doğum gününü kutlayalım diyoruz sen ne diyorsun. "
" Abi sen ne anlarsın ki. Karışma. Kız kıza muhabbet edeceğiz tabii. "
" Kumsal hiç değişmemişsin hep aynı güzelliktesin. Berke abi sen de baya bir yakışıklı olmuşsun. Hastan çoktur kesin. " dedim bıyık altından gülerken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEMLİ KÜTÜPHANE #Wattys2020
Novela JuvenilBaşta her şey güzeldi. Çocukluğu, yapılan şakalar, okunan kitaplar... Omzunda oyunlar dışında bir yük yoktu. Zaten oyunlara da yük denemezdi ya! " Sonra ne oldu peki ? " " Yüzleştik." " Ondan sonrasını soruyorum." " Karanlık." ...