"Kaage uyan artık . Kalkmalısın Addeline geliyor !" Gözlerimi açmaya çalışırken karnıma gelen darbeyle yataktan yuvarlandım . Yetimhanenin pis zemininden suratımı kaldırmaya çalışırken Addeline ensemden tutarak beni kendisine çevirdi . Cırlak bir sesle "Seni şerefsiz ! Yetimhanenin kurallarına uymayacaksan annenin babanın yanına git !" Konuşurken ağzından yayılan ekşi koku başımı döndürüyordu . Addaline gülümseyerek yüzüme daha fazla yaklaştı ve bana "Doğru ! Nasıl unuturum . Senin annen ve babanı tanıyan yok . Kim bilir hangi baronun piçisin . " Addaline 190 boyların iri yarı , yaşlı , yüzünde gram nur kalmamış , çirkin , topal , içki bağımlısı yatakhane görevlimiz . Addaline etrafa bakınarak "Eğer yetimhanedeki kurallara uymazsanız başınıza bunlar gelecek..." Beni yere fırlatıp yürürken kullandığı sopayla sırtıma vurmaya başladı . Acıdan yerde bir tırtıl misali kıvranıyordum . Kapıya doğru sürünüyordum ama nafile , 12 yaşındaki bedenim artık sınırına ulaşmıştı . Etrafımdaki kız ve erkek arkadaşlarım izlemekten başka bir şey yapamıyordu , yapamazlardı . Yatakhanenin kapısı açıldı ve içeriye müdür Acker girdi . Cılız 170 boylarında kafasının ortası kel , gözlüklü , siyah kıyafetler giymiş şerefsizin önde gideni biri . Arkasından kapıyı yavaşca kapatarak "Görevli Addaline bu kadar yeter ." Addaline sopayla bana vurmayı bırakıp müdüre döndü "Efendim problem çıkaran bir yetimi cezalandırıyordum ..."müdür Acker görevli Addaline'nın sözünü keserek "Bu kadar konuşma yeter ! Yapacak işlerimiz var." dedi .
Bana vurması umurunda değildi . Sikik herif. Addaline elindeki sopadan destek alarak sendeleye sendeleye kapıdan çıkan müdürü takip etti . Ayağa kalkmaya çalışırken . Yanıma koşarak gelen Akane ağlayarak bana sarıldı "Ka-age . Özür dilerim ! Hepsi benim yüzümden oldu ." ağlamaktan gözleri kan çanağı olan Akanenin göz yaşlarını silerken "Bana gök gürültüsünden korktuğunu söyledin . Bir erkek olarak seni korumalıydım." acım yüzümden belli oluyordu ki Akane bana baktıkça daha fazla ağlıyordu . Göz yaşlarını silerken bana "Sen çok aptalsın Kaage ! Çok aptal !" Yavaş yavaş yerden kalkmaya başladım dizlerimin üstünde dururken Akaneye sarıldım "Ben her zaman seni koruyacağım." dedim . Ayağa kalktım , yerde bana bakan Akaneye elimi uzattım . Akane büyük yeşil gözleriyle bana bakıyordu , gözlerinden akan göz yaşları kumral teninde izler bırakmıştı .
Elimden tutarak ayağa kalktı . Etrafımızda kimseler yoktu diğer yetimler kahvaltı için yemek haneye gitmiş olmalıydı . Akane arkama geçerek sırtımı açtı , Addaline gevura vurur gibi vurmuştu sırtım zonkluyordu . Akane sırtıma baktıktan sonra bana dönerek "Bunak Addaline yaşlı olmasa seni bastonuyla parçalara ayırırmış ." Yüzümü ekşiterek "Yani?"dedim . Akane yanaklarını şişirerek "Offffff Kaage yaşayacaksın birkaç haftaya morluklar iner . O zamana kadar dayak yememeye çalış ."diye söylendi . Akane benden daha çok korkmuş gibi gözüküyordu ki siyah saçını parmağına dolayıp duruyordu . O kadar dayak yedikten sonra Karnımda bi hayli acıkmıştı . Akaneye"Hadi yemekhaneye gidelim " dediğimde bana oldu canım der gibi bir bakış attı ve "Oldu canım bide zehirlenmediğimiz kalmıştı" dedi . Düşününce yemek haneye gidelim demem garipti çünkü her yıl yetimhanede çocuklar yemekler yüzünden zehirlenip ölüyordu . Bunu ülkenin savaşta olması ve fakir kesimi azaltmak için yaptıklarını düşünüyorum .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hakikat
FantasyKimsenin tanımadığı bir anne ve babadan doğma bir çocuk . Savaş'ın ve sefaletin egemen olduğu bir dünya . Sefillik içerisinde ihanetle ve akıl almaz olaylarla biten bir yaşam . Ardından açılan bir kapı .