Seçtiğim Yol

19 3 2
                                    

    Yılanın zincire dönüşüp parçalanmasıyla irkildim . Kendimi hiç hissetmediğim kadar iyi hissediyordum . Sanki bu dünyaya geldiğimden beri ben , ben olmuşum gibi hissettim . Bedenimin her yerinde hareketlenmeler ve her nefes alış verişimde artan bir ısı hissediyordum . Ellerimle yerden destek alarak ayağa kalkmaya başlamıştım . Yaralarımdan akan kanlar durmuştu . Etrafımda beni kucaklayan siyah bir aura yayılıyordu . Ayağa kalktığımda arkamda duran haydut korkmuş olmalıydı ki arkadaşına doğru koşmaya başlamıştı . Gözlerimle haydut 'un ayaklarında bi değişiklik fark ettim . Kılıcında kullandığı büyünün küçük ve seri versiyonun ayaklarının tabanında kullanarak ser bir biçimde hareket edebiliyordu . Haydut yanımdan geçerken hızlı düşünüp sol elimle gırtlağına yapıştım . Gırtlağını kavrayarak haydu'tu havaya kaldırdım . Nefes almak için sol eliyle onu tutan elime vuruyor , diğer elinde tuttuğu kılıçla kolumu koparmaya çalışıyordu . Kılıcı etimi kesip delse de vücudumdaki tüm yaralar kendini hızla yenilenmekteydi . İçimde büyüyen vahşi ve hırçın öldürme arzusunun sesi kafamda yankılanıyordu . "Sen seçtin ! Bunu sen seçtin ! Öldür onu ! Parçalara ayır ! Katlet ! " arzuma boyun eğmiştim . Gülümseyerek haydut 'un gırtlağını sıkarak soluk borusu ezmiştim . Nefes almak için elindeki kılıcı bırakıp iki eliyle benden kurtulmaya parmaklarım arasında ufak bir boşluk açarak nefes almaya çalışıyordu . Sağ elimle kollarını teker teker kopardım . Kollarını yere atarak güldüm "Hahıhahaha hahıhahah ." Soluk borusunu parçalara ayırdım . Ağzından ve parçaladığım bedeninden akan açık renkli sıcak kanlar sol elimden tüm bedenime yayılmıştı . Ölü bedenini kopardığım kollarının yanına fırlattım . Atar atmaz gözlerimin önünde beliren devasa balyoz kafamı ezdi . Balyozun şiddetiyle geriye fırladım . Yerde sürüklendikten sonra , kafama giren balyozu ellerimle çıkardım . Balyozun kafama giren yüzüne baktığımda , parçalanmış dişlerimi ve kafamdan çıkan kemikleri gördüm . Balyozu sapından tutarak sola fırlattım . Elimle düşlerime dokundum , çenem ve dişlerimin çoğu parçalanmıştı . Burnum ezilmiş , kafa tasım ise parçalara ayrılmıştı . Olanların hiçbiri canımı acıtmamıştı aksine beni eğlendirmişti . Delirmiş gibi kahkaha attım "Ahahahahah ! Daha fazla eğlence ! Daha fazla ! . Yaralarımın yenilenirken aynı zamanda değiştiğini hissedebiliyordum . Damarlarımda akan kan çok hızlanmıştı .

Kendimle ilgilenirken haydutlardan diğerinin yaşadığını tamamen unutmuştum . Dibime kadar girdiğini fark edemeyecek kadar kendimden geçmiştim . Haydut iki eliyle de yere vurdu . Ayağımın altındaki toprak çekilmişti . Büyük bir çukur açıldı , içinde binlerde taştan mızrak vardı . Aşağı doğru düşerken ben gülmeye devam ediyordum . Bedenimin her yerini delip geçen binlerce irili ufaklı mızrağı hissediyordum . Kafa tasımın parçalanışıtı . Gözlerimin arkasından giren taştan mızraklar gözlerimi delip geçerek beni karanlıkta bıraktı . Delik değiş olmuşken gülmeye devam etmeme dayamayan haydut boğazıma mızraklar atıp gırtlağımı parçalara ayırmıştı . Bedenim iyileşmeye devam ederken değişmeye de devam ediyor gibiydi . İçimde büyümeye devam eden vahşi his bedenimi ele geçirmişti . Mızraklardan kurtulmak için kendimi savurmaya başladım . Yerden çıkan taştan mızrakların saplarını kırmıştım ama haydut yenilerini çıkarıp duruyordu . Bedenimin delinmeyen yer ve kopmayan uzvum kalmamıştı ama haydut sınırına gelmişti . Uzuvlarım hızla yenilenirken son bir kez daha bedenimi savurarak taştan mızrakların saplarını kırdım . Yerde yatmış bir şekilde duruyordum . Bedenimi hareket ettirmek çok zordu . Sağ avucumun içindeki mızrakları parçalara ayırdım . Sırasıyla vücuduma girmiş tüm mızrakları çıkardım . Son olarak gözlerimi delip geçen mızrakları aynı anda tutup çıkardım . Bedenim büyük bir hızla yenilendiğini hissedebiliyordum . Gözlerim yavaş yavaş görmeye başladı . Ellerime bakarken şaşırmıştım çünkü ten rengim koyu kırmızıydı ve ellerimle ayaklarımın şekilleri değişmişti . Tırnaklarım siyah renkli ve sivriydi . Ellerime ve ayaklarıma bakarken kafamda bir ağırlık hissetmiştim . Elimle yüzümü incelerken dişlerimin öncekinden daha sivri ve büyük olduğunu hissettim . Ellerimi saçlarımın arasında gezdirirken kafamdan saçlarıma doğru kıvrılan ve gittikçe daralarak yukarı doğru sivrilen sert iki kemiği elliyordum . Bedenim tamamen değişmişti ama kafam başka yerdeydi . Öldürmek istiyordum . Daha fazla kan istiyordum . Ayağa kalkıp yukarıya baktım . Çukurun yanından bana bakan haydut gördüklerinden baya bi korkmuş olmalıydı ki kafamı yukarı kaldırır kaldırmaz koşarak kaçmaya başlamıştı . İçinde bulunduğum çukur taş çatlasa 5 metreydi . Çukurun duvarına ellerimi ve ayaklarımı geçirerek tırmanmaya başladım . Kendimi kötü hissetmeye ve aşırı derecede terlemeye başladım . Çukurdan çıktıktan sonra ormana doğru koşan haydut 'un peşine düştüm . Arkasına bakmadan ormanın içine dalan haydut . Korkudan bağırarak "Bırak beni lanetli yaratık ! Bırak beni !" diye haykırıyordu . Ormanın içine arkasından dalmış olmama rağmen görüş alanımdan çıkmıştı . Sesini de duyamıyordum . "Ahhhh bırak beni seni koca domuz " diye bağıran bir kız sesi duydum . Bu kaçmaya yardım eden kızdı . İşte şimdi sinirlenmiştim , sinirden köpürüyordum . Sesin geldiği yere doğru ağır ağır yürümeye başladım . Yürürken tırnaklarımı yanından geçtiğim ağaçların gövdesine sürterken " Geeeliiiyooorummm . Kızın teline zarar verdiysen seni yavaş yavaş parçalara ayıracağım piç kurusu ! " Her adımımda yer sarsılıyordu , etrafımdan yayılan aura devasa boyutlara ulaşmıştı . Bir kaç adım sonra şişkoyu kızı saçlarından kaldırmış " Uz~ak dur . Yo~yoksa kız ö~lür " diye konuşurken haydut 'un yanında belirdim . Elimi sırtına sokarak kalbini kavradım ve söküp çıkardım . Kız haydutun elinden kurtulup en yanın ağacın arkasına saklandı . Vücudum yanıyormuş gibi acımaya başladı . Midem bulanmaya başlamıştı . "Öğhhhhhh . Öğgggggh . " Etrafa kusmaya başladım . Başım dönüyordu . Dengemi kaybedip dizlerimin üstüne düştüm . Gözlerim kapanmaya başlamıştı . Kustuğum yere bakınca çıkarttıklarım parça parça organlar ve ne olduğunu anlayamadığım şeylerdi . Acıya daha fazla katlanamıyordum . Kendimi arkaya bıraktım , yerde acıdan kıvranırken saniyeler sonra acıya dayanamayıp bilincimi kaybettim . Son gördüğüm şey Ağaçların yapraklarının savruluşu ve bana Yeşil gözleriyle ağlayarak bakan ufak kızdı . Bana bakıp " Abi ölme ! Adım Hiroko ! Dayan seni kurtaracağım ! Pes etme ! " ...

HakikatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin