KALPTE MAHZEN

Bölüm: 1 "Yüreklerin Gümbürtüsü."

"Zehrini tattım bir kere, artık ne ben bu hastalıktan kurtulabilirim ne de sen; celladım olmaktan kaçabilirsin..."

Multimedia;

Billie Eilish - Lovely.

1. BÖLÜM: "Yüreklerin Gümbürtüsü."

🕸

Gözlerimin oluğuna yansıyan güzel bir adam var.

Saçları güneşin en parlak hâlini almış. Güneş kadar sıcak ve bedenime; güneş kadar gerekli...

Beyaz yastığa dökülen sarı tutamları, gözlerime renkli bir şölen sunduğunda derin bir iç çekişle yanan ciğerlerimi söndürmeye uğraştım. Buğday teni, yastığımıza gömülmüş ve huzurlu uykusunun derinliğini bana kanıtlamıştı. Dudaklarım, her iki yana da kıvrılıp mutluluğumu gözler önüne serdi. Bu sırada ela renkli hârelerim, gözlerinin güzelliğine milyonuncu kez şahitlik etmek istemişti.

Güzel bir adamdı.

Benim adamım...

Parmaklarım, tenine dokunmak için sızladığında güdülerime itaat edip avuç içlerimi yanağına kaldırdım. Aynı anda kalbim de ona yuvarlanmıştı. Parmak uçlarım ürkek bir ceylan edasıyla çehresine savruldu, tenine dokunduğum an; kavurucu bir isteğin eteklerini avuçladığımdan bir haberdim. Parmaklarım, tenini incitmekten korkarcasına dolaştı yüzünün her bir oluğunda.

Ah, sevgilim...

Yüreğim nasılda tapıyordu sana. Tenim, nasılda tepiniyordu tenini hissettiğim anlarda.

Çehresinde dolaşan parmaklarım, bir an onu uykusundan uyandırmak istemişti. Uyanmasını ve benimle ilgilenmesini istiyordum.

Mesela;

Denize girerdik; onunla birlikte yüzmeyi seviyordum. Onun sırtında yüzmeyi ise daha çok!Ya da benim gibi kimsesiz, çimenlere uzanıp sessizliğe ses olurduk, sesimizin içinde kaybolurduk.

Onun göğsünün tam üzerinde uyuklamakta güzel fikirdi. Kokusunu ciğerlerime çeke çeke...

Ama saniyelerin dakikalara devrildiği bu tanımsız sıralarda, vaz geçmiştim bu isteğimden.

Uyusundu.

Onu uyurken izlemeyi, en az benimle ilgilenmesini istediğim kadar istiyordum.

Göz hapsime küçük, parlak ve çok değerli bir cisim yansıdığında kalbimin tekmelendiğini hissetmiştim. Küçük ve tatlı bir tekme, kalp kapakcığımdan içeri savrulup huzurlu nefeslerimi kafesledi.

Yüzük parmağımı çevreleyen bu cisim onun bana verdiği en değerli armağandı,

Nişan yüzüğüm.

Onunla aramızdaki bağın ilk adımı...

Heyecanla çarpan yüreğim, onunla her daim mutlu olabilmeyi temenni ediyordu.

Belki de hayttaki tek temennim buydu.

Yüzüğümü sevesim gelmişti, yüzüğümü sevmek güzel fikirdi. Bir nevi onu sevmek gibi... Dudaklarım tekrardan kıvrıldığında sabahın pak ışığından yararlanak gözlerimi tekrardan ona çıkarttım.

Bu sırada kalbimi durduracak bir şey olmuştu.

Onu; uyanmış ve az önceki saçma hareketlerimi izlerken bulmuştum.

Yosun yeşili hâreleri, elalarıma çarpıp beni soluksuz bırakmıştı. Bu utanç vericiydi. Dudaklarımdaki gülümseme yavaş yavaş solduğunda, yosunları bu sefer solmakta olan gülüşüme indi.

Ah! Nasılda çarpıyordu kalbim.

Onun için.

"O çukurda ölmek istiyorum." dedi birden bire.

Sarf ettiği cümle, zihnime bir tokmak misali indiğinde sadece yutkunmakla yetinmiştim.

Ben;

Bu adama ölebilirdim.

Parmaklarımı hareketlendirip saçlarına tutundum. Sağ yanağımdaki gamzemden bahsediyordu. Dudaklarım hızını alamayıp tekrar kıvrıldığında parmak boğumlarımı o öpülesi saç tutamlarının arasından geçirmeye başladım. "O çukur senin yuvan," dedim nâif, biraz da uykulu bir sesle. "Mezarın değil..."

Güldü ve saçlarında gezinen parmaklarımı, avuç içlerine hapsedip beni hızla göğsüne yasladı.

Benim yuvamsa tam da burasıydı.

Onun yüreği.

Başımı yasladığım sol göğsü...

BÖLÜM SONU.

🕸