Mezarlık.
Bana verdiği adres bir mezarlık...
UNKNOW: Arabadan in.
Hayır! Kim olduğunu, ne istediğini bilmiyorum.
Neler yapabileceğini bilmiyorum.
Mantıklı değil. Kesinlikle değil.
Park ettiğim arabamı tekrardan çalıştırmak için kontakta ki anahtarı çevirdim.
Arabanın motor sesine karışan bir ses.. kulaklarımı tırmalayan.
Oldukça güçlü, tiz bir çığlık.
Tek düşündüğüm; lanet bu yere hiç gelmemeliydim.
Dona kalmış bedenimi kendine getiren mesaj sesi,
UNKNOW: Sana in dedim!
Manyak. Ruh hastası. Psikopat.
Nereden geldim ben bu duruma, nasıl oldu?
Lanet olsun neyi sorguluyorum ben, şuradan defolup gitmeliyim.
Direksiyonu sağa kırıp gazı kökledim. Ne o çığlık umurumda nede mesaj atan ruh hastası.
Sadece gitmeliyim.
Direksiyonu deli gibi sıktığımı bileğime giren kramptan anladım.
Şuan 200 'de gidiyorum.
Lanet.
Kırmızı ışığı gördüğümde derin bir nefesle birlikte yavaşladım.
Şuan sadece evime gitmek istiyorum. Bu gece nasıl uyuyacağım ben?
Kalbim bozuk ritimlerle atmaya devam ederken çoktan evimin bahçesine girdim.
Çantamda ki anahtarı çıkarıp deliğe sokmaya çalışıyordum, fakat sadece çalışıyordum.
Çünkü titreyen ellerim buna izin vermiyordu.
Çabaladıkça daha da zorlaşıyordu sanki. Bir anlık sinirle anahtarı sertçe yere fırlattım.
Ellerimi dizlerime koyup domalırken, maraton koşucusu gibi nefes nefeseydim.
'Sakin ol. Sakin ol. Birisi seninle bok gibi şakalaşıyor ve onu bulduğun da onu gerçek bir boka çevireceksin kızım sakin ol sadece.'
Eğilip anahtarı aldım ve derin bir nefesi, bütün korkumu dışarı atarcasına verdim.
Tekte soktuğum anahtarı üç kez çevirdim ve kendimi adeta içeri attım.
Ardından kapıyı, tekrar üç kez kilitledim.
Salonun ve diğer her yerin ışıklarını açtıktan sonra çalışma odama girdim ve kapısını bir kez kilitledim.
Bunu o şakacı kaçıktan korktuğum için değil genel olarak hep yapardım zaten.
Çalışırsam kafam dağılır umuduyla kocaman olan masamın üzerinde ki dağınık kağıtları düzenlemekle işe koyuldum.
Esnemekten nerdeyse yırtılacak olan ağızımı elimle kapatma gereği duymadım.
Saat gece yarısı olmuş, benim yarın ki programımı eksiksiz tamamlamam için iki tane daha benden olması gerekirken ben hala uykuya direniyorum.
Rem uykusu.
Her ne haltsa onu hiç bilmiyorum. Şuan gözlerim uykusuzluktan diken gibi batıyor sanki göz kapaklarıma.
Saat: 05:46.
14 dakika içinde evden çıkmış olmam lazım.
Ve ben hiç uyumadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİG GAME
Mystery / ThrillerBURADA ALIŞILAGELMİŞLİKLER YOK. 3 SEZONDA BİR HAYAT. 3 SEZONLUK BİR HAYAL DÜNYASI. 3 SEZONLUK BİR MACERA. FARKLILIK İSTEYENLER BURAYA!