BİG GAME

UNKNOW (BİLİNMEYEN) 3.BÖLÜM

Maillerimi kontrol ederken gelen kutuma yeni bir mail düştü.

@Byun-Seok

'' Ekteki dosyayı kontrol edebilir misin? Ayrıca bu güne tamamlanması gerekiyor.''

+++

Göz devirerek açtığım ses dosyası Taeyeon'un yeni albümü için hazırlanan çıkış parçasının demo kaydıydı.

Bu kadına hastayım.

 Ciddi anlamda. 

Gerçi şirketteki birçok kişinin hayranı sayılırım.

Ama Tae, gördüğüm ve de sanırım görebileceğim en güçlü insanlardan biri.

Bu, beni oldukça etkileyen özelliklerinden sadece biri.

Sesi eşsiz ama kayıtta beğenmediğim birkaç nokta vardı.

Bu kadının sesi daha iyisini hak ediyor.

Düzenlemeleri tamamlayınca dosyayı tekrardan Byun-Seok 'a gönderdim.

Kendisi benden daha iyi bir besteci fakat sürekli benden bir şeyler düzenlememi istiyor.

İşini üzerime mi yığıyor yoksa gerçekten de dediği gibi her seferinde kör noktaları bir ben mi fark ediyorum bilmiyorum ama artık gına geldi.

Yaklaşık 5 saattir Taeyeon'un yeni albümüne koyulacak şarkıların besteleri ile boğuşuyordum.

Odanın stüdyo kısmındaki büyük alanı kaplayan, koca siyah çalışma masamın üzerindeki kağıtlardan artık masanın yüzeyi görünmez hale gelmiş.

Ellerimi masaya vurup ayaklandım.

 Anlık kalkışımdan ötürü başımın dönmesiyle tekrar yerime oturdum.

Etrafı bulanık görüyor olmam çok çalıştığımın bir kanıtıydı işte.

 De bunu bir tek ben biliyorum, kimsenin umurunda değil tabii.

 Hep bir yetersiziz.

Affedersiniz de kıçınızı yırtsanız da kıçınızla kuş tutsanız da işin sonucunda övgüyü hep sahnede ki alıyor. 

Her şey neredeyse hazır, altın tabakta önlerine sunuluyor.

 Bunu hazırlayan kim? 

Yok.

 Besteleyen kim?

 Yok. 

Şirketin imajı , idolün kariyeri... Önemli olan bunlar. 

İşte, işi bırakmak istememin bir sebebi daha.

Yine lanet olası iki yılı daha olan sözleşmeye sövmekle kendimi sakinleştiriyorum.

Kafeteryadan çıkmış asansöre yönelirken, etraftakilerin elimde ki çilekli milkshake'e tuhafça bakmalarını anlıyorum. 

Dışarısı 5 derece.

Terasa çıkmak için en son katın numarasını tuşladım.

Kış mevsimi en sevdiğim.

Deri ceketimin üzerine attığım şalı daha sıkı kavrayarak korkuluklara yaslandım.

Elimdeki milkshake'i yudumlarken vücuduma yayılan soğukla titredim.