Bana dönüp "Çok güzel olmuşsuuuuun," diye carlayan Melis ve "Her zaman ki halin bebeğim." diyen Elis'e karşı yüzümü buruşturup 'bir an önce bitsin şu çile artık' dercesine bakışlar attım.
Balo günü bugündü ve bizi kuaförden almaya Atakan, Çağlar ve Emre gelecekti.
Kuzey? Ah doğru, size anlatmadım değil mi? Kuzey'le olan arkadaşlığımız, dostluğumuz ve aramızdaki her türlü bağ anlam veremediğim bir şekilde Kuzey tarafından kesilmişti. Atakan'la hiçbir şekilde konuşmuyordu, Çağlar, Emre, Elis ve Melis'le de öyle.
Garip davranıyordu, ne olduğunu anlamadığımız bir şekilde aramıza duvar örmüştü ve saçma sapan bir kişiliğe bürünmüştü. Kuzey, tanıdığım Kuzey değildi. Ve ben her ne kadar kabul etmek istemesem de ondan yavaş yavaş soğuyordum.
Bir sevgilisi vardı. Yarın ondan ayrılıp başka bir tane yapması çok alışılmış bir durumdu. Çarşamba günü büyük ihtimalle Burcu'yla çıkar, Perşembe günü Başak'la ve bu liste uzar da gider.
Baloya Çağla ile gelecekti. Çağla. Okulumuzun en gözde kızı, herkesin elinden geçmiş olan... Neyse.
Çağlar, Atakan ve Emre'nin gelmesiyle hemen arabalara binip okula doğru gitmeye başladık.
Balo okul bahçesinde olacaktı. 5 dakikada okula vardığımızda arabayı park eden Atakan kapımı açıp koluma girdi.
"Çok güzel olmuşsun Güneş. Adın gibi, ışık saçıyorsun."
Utanarak gülümsedim. Atakan'ın flörtöz tavırlarının farkındaydım ve hoşuma gittiğini söyleyemezdim.
"Teşekkür ederim Atakan." dedikten sonra "Keşke asıl ışık saçtıklarım inatla ışıklarımı kırmasa." diye duyamayacağı şekilde mırıldandım.
Okul bahçesinin ortasına geldiğimizde ortada dönen renk cümbüşü gözlerimi acıtmıştı. Ve Kuzey... Onu gören kalbim olduğundan daha hızlı atmaya başlayınca sinirle gerildim.
Bana bakıyordu. Kolundaki Çağla'yla bana tiksinircesine bakıyordu. Asıl tiksinilmesi gereken o'ydu, tavırları çok saçmaydı.
Bakışlarımı kolumda hissettiğim yumuşak elin sahibine çevirdim. Atakan... Hafif bir ritimde çalan dans müziğini işaret ederek "Dans etmek ister misiniz Güneş hanım," diyerek sempatik bir şekilde sordu. Okul bahçesine baktığımda bunun eş değişmeli bir dans olduğunu anlayıp isteksizce kabul ettim. Ne yapayım, Atakandan kurtulmak için verilen savaşta her yol mübahtır.
Atakan'la ve onun bir türlü omuzlarımda sabit kalamayan elleriyle -ki zira şu an kalçalarıma doğru yol aldığını söyleyip, sinir katsayılarımı tavana çıkarmayı hiç istemiyorum- dans etmeye başlayalı 5 saniye olmuştu. 6.saniyede kendimi bir başkasının kollarında bulmam beni mutlu etse de bu kokunun sahibini tanıyordum.
Kuzey...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim | texting
Historia CortaEn yakın arkadaşınıza aşık olmayın, evet. Çünkü ben oldum. Çünkü o bunu bilmiyor ve asla bilmeyecek de.