0.7

3.1K 169 28
                                    

Kuzey neden böyle davranıyordu, bilmiyordum. Onu engellemiştim. Bunca zaman karşılıksız sevmek zor olmuştu ama buna rağmen sevmiştim, karşılıksız sevmek hala zor değildi benim için. Zor olan onun bu kadar kaba olmasıydı. Zor olan ve beni kıran karşısındaki kişinin bir kalbi olduğunu unutmasıydı.

Kalbim kırılmıştı. Hep kırıktı. Buna rağmen gülümsüyordum.

Bizimkiler her zamanki çardağımızda otururken yanlarına yavaşça adımladım. Bugün taktığım maskenin düşmemesi için ekstra bir çaba sarf etmek beni yoruyordu. Yıpranıyordum ve kimse fark etmiyordu.

Bana değişik şekilde bakan Atakan'a gözlerimi devirme isteğimi yok sayarak Kuzey'in yanına adımladım. Bu aralar pek keyfi yok gibiydi, nedenini merak ediyordum. En yakın arkadaşıyım sonuçta, değil mi ama?

Kolumu omzuna atıp "Neyin var senin Kuzey?" diye mırıldandım. Yaptığım dostçaydı, buram buram dostluk kokuyordu.

Kuzey beklemediğim bir anda kolumu omzundan itti ve alayla hahladı. Ne olduğunu anlamadan beni kolumdan tutup "Sen gelsene benimle bir dakika," deyip peşinden sürüklerken hala ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu.

"Ne yapıyorsun sen Kuzey, kendine gel Allah aşkına ya."

"Ben bir şey yapmıyorum ama sen kendi yaptıklarına biraz dikkat etsen iyi olur. Hani yanımda Atakan'la flörtleşmesen diyorum, bunca zamanın hatrına dostluğumuza saygı duy bari." diye adeta bağırıp beni orada bırakmıştı.

İlk olarak fazla tepki veriyordu.

İkinci olarak Atakan'la flörtleşmiyordum.

Ve son olarak yine kırılan ben olmuştum.

Anonim | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin