1.4

2.5K 134 79
                                    

Anonim olarak Kuzey'e yazdığım hesapların bir anda ortadan kalkması Kuzey'in dikkatini çekebilirdi. Ama ona artık yazmak istemiyordum. Her seferinde kalbi kırılan kişi olmaktan sıkılmıştım.

Okula doğru adımlarken aklımda olan düşünceler beynimi sulandırmaktan başka bir işe yaramıyordu. Dalgınlığımı yüzüme vuran şey bir arabanın ani fren yapmasıyla beni son anda ezilmekten alıkoyması olmuştu. Arabadan telaşla inen çocuk yanıma gelip "İyi misin?" diye sorduğunda olayların yeni farkına varıyordum.

Gri saçları, griye yakın buz mavisi gözleri olan çocuğa bakıp "İyiyim." diye mırıldansam da sarıya kaçan tenim ve boş bakışlarımın aksini iddia ettiğinden emindim. Çocuk ısrarla beni gideceğim yere bırakmayı ya da hastaneye götürmeyi teklif etse de reddetmiş ve yoluma devam etmiştim.

Bahçeye girdiğimde bizim tayfanın ve Kuzey'in aynı çardakta oturduğunu görmek beni bir miktar şaşırtsa da adımlarımın yönünü değiştirmedim. Çardakta daha önce görmediğim bir kızın suretini görmek kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. Kız Kuzey'in yanında oturuyordu.

"Selam." diyerek çardakta boş bulduğum bir yere oturdum. Elis "Hoş geldin Güneş. Okulumuza yeni bir nakil öğrenci gelmiş, biz de onunla tanışıyorduk." dedi. Kızdan nedensiz bir şekilde hoşlanmamıştım. Oysa ki dışarıdan gören herkesin ısınacağı, sevimli bir suratı vardı.

Tatlı bir gülümsemeyle "Selam, ben Umut. Çok memnun oldum." dedi. İsmi nedensizce gerilmeme sebep olmuştu. Kuzeye yazdığım anonim hesabımın adını en son "hopefornorth" yani "Kuzey için umut" yapmam mıydı bu gerginliğimin sebebi, kızın Kuzey'e gereksiz yakınlığı ve Kuzey'in gülüşü mü bilemiyordum. Hoşlanmamıştım kısaca.

"Memnun oldum." diyerek silikçe mırıldandım. Memnun falan olmamıştım. Kuzey "Biz Umut'la internetten tanışıyoruz aslında. Belki ileride anlatabileceğimiz tatlı bir hikaye." diyince kaşlarım çatılmıştı.

Bu konunun üzerinde fazla durulmadan zil çalınca herkes sınıflara doğru yöneldi. Kız bizimle aynı sınıftaydı, bu arada fark etmemiştim ama Atakanın da esamesi okunmuyordu. Çardakta da yoktu, okulda da.  Elis koluma girerek "Atakan okul değiştirmiş." dedi. Şaşırsam da umursamaz tavrımı korudum. Atakanın gittiğine üzülecek bir halim yoktu.

İlk dersin Kimya olması Kuzey'le eş olduğumuzu hatırlamama sebep oldu. Fakat Kuzey benim yanımda olmak yerine Umutun yanına gitmişti. Kuzey'in yanına gidip "Benimle eş olmuştun Kuzey" dediğimde soğuk sesiyle "Eş değişikliği için hocayla konuştum, Umut yeni geldiği için onunla çalışacağım." dedi. Gerçekten çok bozulmuştum. Bugün daha ne kadar kötü olabilir diye düşünmeden edemiyordum.

Laboratuvardaki boş yerlerden birine oturup bakışlarımı yere diktiğimde labaratuvarın kapısı açılmış ve hoca içeri girmişti. Hoca "Arkadaşlar aramıza yeni bir nakil öğrenci daha katıldı. Ege, kendini tabıtabilirsin." diyene kadar bir yeni öğrencinin daha geldiğini fark etmemiştim.

Tanıdık bir ses "Selam ben Ege. Sadece Ege. Umarım iyi anlaşırız." dediğinde kafamı kaldırmam ve göz göze gelmemiz bir olmuştu. Gri saçlar, gri gözler, bu o'ydu. Bir anda "Aaa az kalsın ezeceğim kız da mı orada. Selam dalgın kız." deyip salak gülümsemesi ile beni işaret ettiğinde kafamı duvarlara sürtmeme ramak kalmıştı.

Bu çocuk salaktı.

"Selam Ege, hoş geldin." diye mırıldandıktan sonra sınıftakiler odağını tekrar benden Ege'ye çevirmişti. Ege kimseyi umursamadan gelip yanıma oturduğunda yeni laboratuvar eşim de belli olmuştu.

"Adın ne senin dalgın kız?" diye soran Egeye "Güneş." diye cevap verdim. Ders başlayana kadar benimle konuşmuş ve en sonunda beni güldürmeyi başarmıştı.

Ege "Güneş güneş, oldum sana Kimyada eş." dediğinde yaptığı 827382. salak esprisi olduğu için kendimi gülmekten alıkoyamamıştım. "Ha şöyle ya, o güzel yüze somurtmak yakışmıyo."

"İnan ben de gülümsemek istiyorum." dediğimde "Senin ilacın bende yavrum." deyip gür bir kahkaha atmıştı. Kimyacı "Ege ve Güneş. Sohbet etmek istiyorsanız dersten çıkın." dediğinde Ege ile aynı şeyi düşünüyormuşuz gibi eşyalarımızı alıp sınıfın dışına doğru yol almıştık.

"Hocam sizi mi kıracağız, gidelim biz." diyen Ege ile sınıfın dışına çıkınca yumruklarımızı tokuşturup kahkaha atmıştık. Ege cidden iyi bir çocuğa benziyordu.

Bahçeye adımlarken bekçinin yerinde olmadığını görmem aklıma yeni bir plan sokmuşken Ege benden önce davranıp "Hadi kaçalım." dedi. "Sen kesinlikle benim klonum olmalısın Ege." diye bağırdıktan sonra koşmaya başlayıp kendimizi okulun dışına atmıştık.

Yakınlarda bir kafeye gidip oturduğumuzda Ege bana dönüp "Neden moralinin bozuk olduğunu anlatacak mısın?" diye sordu. "Belki sonra" diye geçiştirici bir cevap verince  "O zaman ben biraz kendimden bahsedeyim." diyip bir sır verecek gibi bana yaklaştı.

"Çok ünlü bir hacker grubunun kurucusuyum." dediğinde inanmazca kahkaha attım. "Saçmalama." dediğimde yüz ifadesinin ciddileşmesi korkmamı sağlamıştı.

"Kanıtlamak için hesabını çalmamı ister misin?" dediğinde ciddi olduğunu anlamıştım. "Sakın böyle bir şey yapma." deyip ona baktığımda salak gülüşü geri gelmişti.

"Bu okula gelmemin bir amacı da bu. Bu okulda yapmam gereken şeyler var." dediğinde merakım iyice doruklara çıkmıştı. Tam ona daha fazla soru soracakken telefonumdan gelen bildirimle gözüm telefonuma döndü.

hopefornorth hesabı için şifre değiştirme talebiniz onaylanmıştır. Diğer cihazlardaki tüm oturumlarınız kapatılmıştır.

Telaşla gelen bildirimi okuyup şifremi değiştirmediğimi düşünürken hesaba giriş yapamadığımı fark ettim.

"Sana hesaplarımı çalma demiştim Ege." diye bağırdığımda "Hey sakin ol, ben hiç bir şey yapmadım." dedi.

Ege çalmadıysa, kim, ne için benim hesabımı çalmıştı?

Gerçekten neler oluyordu?

Ege mi?
Kuzey mi?

Anonim | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin