Harrison'la tanışın!
O bir baba, aşık ve seri katil... Bunlardan birini seçmesi gerekebilir.
Hayat onu seçimler yapmaya yönlendirmişken Harrison hep yanlış seçimler yapmış bir adamdır. Yıllar sonra gelen bir misafir ise tüm bu seçimleri ona düzeltm...
Her insan farklıdır. Yalnızca giyimleriyle değil kültürleri, zevkleri, ahlak anlayışları ve düşünceleriyle... Dünyayı bu kadar çeşitli yapan şey de zaten bu farklılıklar değil midir? Farklılıklar olmasa hepimiz bir distopyanın umutsuz kahramanlarından başka ne olabiliriz ki? Bizi biz yapan şeydir farklılıklarımız. Böyle bir dünya da iki insanın birbirlerinin kusurlarını severek anlaşabilmeleri biz insanların her gün düşlediği kadar kolay değildir aslında. Bu yüzden düğünler yapılır. İki insanın birbirlerini bulmasını kutlamak için... Çünkü onlar şanslı olanlardır. Hayatlarını sürdürebilecek ilişkiyi kurabilmişlerdir. Harrison Lockhart'ta ilişkiler konusunda uzman bir adamdı. Yürütülemeyen ilişkiler konusunda...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şimdi koltukta yüzünde anlaşılmaz mimiksiz bir ifade ile oturuyor, babası eski asker James Lockhart'ın kucağında kendi ayağını ağzına sokabileceğini düşünen bir bebeğe bakıyordu. Evin kalabalıklığı, ikili konuşmalarla birleştiğinde bir uğultuya neden olmuştu. Aile olmanın önemini biliyordu Harrison. Sorumlulukların az gelerek çocuk sahibi olmak isteyen yaşıtlarını gerçekten anlıyordu. Ama ne yazık ki kendisini bu resmin içinde, kadrajın arkasında, çevresinde bile göremiyordu.
"Harrison?" diye seslendi annesi Megan. Oğlunun kendisini kaybedecek kadar korktuğunu ve muhtemel bir öfke nöbeti geçirebileceğini bildiğinden yavaşça yanına yaklaşmış, sırtını okşamıştı. Gözlerine baktığında onu sokakta su satarken bulduğu günkü gibi bakarken görünce hafifçe sarıldı ona.
"Biraz yalnız kalmak ister misin?"
Harrison başını annesine bakmak için kaldırdığında. Colin'in ikizi Valerie yeni bir polemikle oraya atıldı. "DNA testi yaptıracak mısın, Harrison?" İkiz kardeş olmalarına rağmen Colin ile benzeyen tek özellikleri göz renkleriydi. Harrison ikisini iki farklı yapbozun parçaları gibi tanımlardı. İkisiyle de iyi geçinirdi ta ki Londra yolculuğuna kadar. Ailesini bırakıp üniversiteye gitmesini Valerie bir ihanet gibi algılamıştı. Çünkü biliyordu ki bu sadece bir üniversite yolculuğu değildi. Harrison, onlardan kaçıyordu. Geri dönmesi bile aralarındaki bu soğuk duvarları yıkmalarına izin vermemişti. Valerie, zorunda kalmadıkça Harrison'la konuşmazdı bile. Ama konu tüm aileyi etkileyebilecek sürpriz bir bebek olunca Valerie Howard bile yorum yapmıştı.
