11. " Merhaba, Harrison Lockhart "

27 1 6
                                    

Yeni Bölüm

Akşamdan kalma olmanın en kötü yanlarını şiddetli baş ağrısıydı. Eve nasıl geldiğini hatırlıyordu elbette. Ve gelmeden hemen önce öldürdüğü adamı da... Karanlık bu sırrı ikisinin arasında tutmuş mu yoksa birazdan polisler kapısını mı çalacaktı bilmiyordu. Yine de içinde bir heyecan yoktu. Banyoya gidip ellerini yeniden yıkadı. Ve yüzündeki kanların geçtiğinden emin olur gibi aynaya dikkatlice baktı. Bu adamı sevmiyorum.. diye geçirdi içinden. Bir amacı olmayan Harrison, Avcı ile birleştiğinde eski bir filmin kötü adamından başka bir şey olmuyorlardı. Yine de kendisini tekrar aynı mutlu motivasyona bağlayacak idealleri göremiyordu şu an... İnsanın hayatına giren şeyler bir duvardaki bir tablo gibiydi. Duvar boşken sorun olmamasına rağmen, tabloyu astıktan ve bir kaç gün alışkanlığa dönüştükten sonra kaldırıldığında sanki kendisinden bir şeyler çalınmış gibi hissetme durumundaki gibi... Garip. Son birkaç aydır hayatındaki olayları anlatan en güzel kelime buydu... Yüzünü yıkadıktan sonra bitmiş diş macununun yenisini ararken açtığı dolapta Exton'a banyo yaparken oyalanması için aldığı küçük ördeği fark etti. Bu az önceki tablonun asılı olduğu çivi gibiydi. Eskiden orada olduğunu ama artık olmadığını hatırlatıyordu. Yani yaşananlar gerçekti. Onun hayal gücünden ibaret değildi. Derin bir nefes aldı. Kafasında hala uğuldayan bir ses olduğunu seziyordu. Nedense bu ses salona girdiğinde daha da arttı. Ve Harrison bu sesin kafasından değil -Tanrıya şükür- paltosunun altında kalan telefonundan geldiğini fark etti. Colin bir çok kez aramıştı. Yine önemli bir şeyler oluyor olmalıydı. Yeniden aradı Colin'i ve sesi dışarıya vererek mutfağa gitti. Kahve makinesinin filtresini yenilerken telefon açıldı. "Harrison, tanrı aşkına neredesin?" dedi Colin. Sesi oldukça kötü geliyordu. "Evdeyim, Col. Ne oldu?" Derin bir nefes verdi, telefondaki asistan. "Buraya gelmen lazım. Olağanüstü bir durum var." Harrison bunu duymasına rağmen, yavaşça karşı çıktı. "Sedna'ya gideceğim. Evde yokken Exton'u görmek ve eşyalarını vermek istiyorum." 

"Dostum." dedi Colin. "Oldukça ciddi... Yeni bir cinayet oldu. Yunan Katiline ait. Ama emniyetten biri bunu FastNews'taki Gabriel Kiss'e sızdırmış. Gabriel yazını taklit etmiş dostum." Harrison, Colin'in ona anlattıklarına onun şaşırdığı kadar şaşırmamıştı. Laura'nın karakterini az çok tanımıştı. Harrison onun canını yanmıştı ve şimdi sıra onun kendisininkini yakmasıydı. Kendisine ulaşamadığında arama izni çıkartabilen bir kadın için bu çokta zor olmasa gerekti. Colin'in kendisinden cevap bekleyen homurtularına mırıldandı. "Tamam geliyorum." Kahve makinesini ve telefonu kapatarak odaya hazırlanmaya gitti. Ama evden çıkmadan önce toparlaması gereken şeyler vardı. 

&

Daily Rednews gazetesinden içeriye girdiğinde gülümseme alışkanlığı kazandırdığı güvenlik görevlisinin tebessümüne boş gözlerle baktı ve yanından geçti. Kimseyi görmek veya konuşmak istemiyordu. Şu an istediği şey nerede olduğunu bilmediği huzurdu. Ve dün gece yaşanan tehlikeli plansız olaydan sonra bunu kendisine vermeye kararlıydı. Asansörle kendi katına çıktığında odasına ilerledi. Yanından ona 'iyi günler' dileyerek geçen birkaç asistanın arkasından baktı. Aslında onları durdurup 'Hangi iyi günler?" demek istiyordu. Odasından içeri girdiğinde onu bekleyen tek kişinin asistanı Colin Howard olmadığını fark etti baş editörde masasında onu bekliyordu. İçeri girdiğinde ceketini astı ve kendi masasının önündeki koltuğa oturdu.  Tessa, tam karşısında oturan adamın ne kadar değiştiğini düşünüyordu. Onu işe aldığındaki zeki, enerjik adam gitmiş, yerine oldukça yorgun biri gelmişti. Tessa, ona bakarak konuşmaya başladı. "Bana bir Yunan Katili hikayesi vadettin... Şimdi elimizde olanı da kaybettik. Colin rica etsem Gabriel Kiss'in yazısını okur musun?"  Colin, bunu yapmak istemiyordu ama Harrison'un gözleri onaylayan bir bakış atınca okumaya başladı. 

LockhartHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin