14.Bölüm

184 22 12
                                    

Diğer sabah...

Ten uyandığında Taeyong'un yerinde olmadığını fark etti.

Hızla yatakta doğruldu ve gözlerini avuşturdu.Sonra ayaklarını yataktan aşağıya sarkıttı ve birazda olsa ayılmaya çalıştı.

Tam o sırada Ten yatak odasının kapısının açıldığını fark etti.

Yaşadıklarının etkisinde kalmış olacak ki büyük bir korkuyla oturduğu yataktan kalktı.

Kapı açıldığında içeri Taeyong girdi.
Bunu gören Ten rahatlamış olacak ki rahatlıkla nefes verdi.

Taeyong Ten'in korku dolu halini anlamış olacak ki merakla Ten'e baktı:

-Bir sorun mu var?
-Hayır,hayır.Bir sorun yok

Dedi Ten aceleci bir şekilde.Sonra elini ensesine koydu:

-Bir yere mi gittin?
-Ah,evet.Senin arabanı getirdim

Ten kaşlarını çattı:

-Ben hallederim dediğimi hatırlıyorum Taeyong

Taeyong kıkırdayarak üstündeki ceketi çıkarttı:

-Bende ben senin yerine alırım dediğimi hatırlıyorum Ten

Taeyong Ten'in önünde dikildi.

Genelde buna benzer konuşmaların ardından Taeyong Ten'i dayanamayarak öperdi.

Fakat şimdi öyle olmamıştı.

Taeyong gülümsedi:

-Kahvaltı hazırlayacağım,sende işlerini halledip gel

Ten onaylarcasına kafasını salladı ve dudaklarını yaladı.

Taeyong bunun üzerine odadan çıktığında Ten derin bir nefes aldı ve kafasını geriye yasladı.

Konuşmalarına rağmen hala birbirlerine soğuk davranıyorlardı ve bu durum Ten'in çökmüş olan moralinin daha da çökmesine neden oluyordu.

O tecavüze uğramıştı.Taeyong bunu bilseydi ve ona destek olsaydı belki de Ten güç kazanabilirdi.Ama şimdi Taeyong yoktu.

Sadece kendisi ve kaderi vardı...

***

Beraber edilen kahvaltının ardından Ten yatak odasına geçti.

Tam üstündeki tişörtü çıkartıcakken odaya Taeyong girdi.Ten'in üstünü değiştireceğini anlayan Taeyong eliyle gözlerini kapattı:

-Özür dilerim,hemen çıkıyorum

Ten güldü:

-Gelebilirsin,sorun yok

Taeyong ellerini gözlerinin üstünden yavaşça çekti ve tereddütlü bir şekilde odaya girdi.Sonra yavaşça Ten'e yaklaştı.Ten:

-Bugün gideceğim
-Bugün mü?

Dedi Taeyong şaşkın bir şekilde.Ten:

-Evet,bugün

Dedi kendinden emin bir şekilde.
Taeyong burnunu çekti:

-Hemen şimdi mi?
-Evet

Dedi Ten üstündeki tişörtü çıkartırken.

Taeyong bunun üzerine hızla arkasını döndü ve gözlerini kapattı:

-Arkamı dönmemi söyleyebilirdin

Ten bir şey demeden hızla üstünü değiştirdi.Pantolonunuda giydikten sonra tamamdı.Taeyong hala arkası dönük durmaya devam ederken Ten bu durumdan faydalanmaya karar verdi.Günlerdir kokusuna hasret kaldığı eşinin kokusunu bir kere içine çekse sorun olmazdı,değil mi?

Yavaşça Taeyong'un boynuna doğru eğildi ve onun kokusunu bir daha koklayamayacakmış gibi kokladı.

Tam bu sırada Taeyong arkasını döndü.Şuan ikisi burun burunaydılar.

Taeyong Ten'in dudaklarına baktı.
Onu deliler gibi öpmek istiyordu fakat yapamazdı.

Hızla bir iki adım geriledi ve yutkundu.

Bu durum Ten'in hoşuna gitmiş olacak ki Ten gülümsedi ve dudaklarını ısırdı.Sonra konuştu:

-Gitsem iyi olur

Taeyong dudaklarını birbirine bastırdı:

-Peki

Dedi sessiz bir şekilde.

Ten siyah ceketini giydi ve yavaş bir şekilde odadan çıktı.Taeyong'ta o sırada peşinden geliyordu

Akşam 21.34...

Ten şuan annesinden ona kalan evindeydi.Seul bölgesinde olan ormanlardan birinde bulunuyordu evi.

Ten Taeyong'un evine yakın olan evde kalmamakta karar kılmıştı çünkü onu görmek istemiyordu.Yani ona bakacak yüzü kalmamıştı.Bu yüzden riske girmemek onun için en iyisiydi.

Ten'in kaldığı ev büyük,iki katlı bir evdi.Ahşap yapımı,geniş tavanlıydı.

Evin içi döşenmiş olduğu için Ten'in eve bir şey eklemesine gerek yoktu.

Kıyafetleride kendi odasında hazır bulunuyordu.Alışverişinide eve gelmeden önce yaptığı için istediği yiyecekleri ve kıyafetleri almıştı.

Ten eve geldiğinde ilk önce duş aldı, sonra da yemek yedi ve biraz evini temizledi.

Şimdi de yatağında oturmuş kitap okuyordu,ne kadar morali olmasa bile belki bir nebze olsun işe yarardı.

Bir zaman sonra...

Ten bıkkınlıkla okuduğu kitabın kapağını kapattı ve bir kenara koydu.

Sonra telefonunu eline aldı ve saate baktı;22.45

Telefonunu yanındaki sehpaya koyduktan sonra sırtının üstüne yattı ve yavaşça büyük yatağında gerindi. Yalnızlık sıkıcıydı.

Neredeyse on gündür işe gidemiyordu Ten.Çalıştığı yerde müdür olarak görev yapsa bile kendini mahçup hissediyordu.

Ten'in aklına birden Taeyong geldi.
Acaba ona mesaj atmalı mıydı?
Hayır,tabiikide atmamalıydı.
Zaten bu eve ondan uzaklaşmak için gelmişti.Artık o kendi yoluna,kendisi kendi yoluna...

Dendiği kadar kolay olmasa bile bunu yapmak zorundaydı.

Ten bu düşüncelerden sıyrılmak için kafasını sağa sola salladı.Sonra da yatak örtüsünün altına girdi ve uykuya dalmak için yavaşça gözlerini kapattı...

TAETEN:LOSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin