Hilalis için hazırlanan odada yaşıt üç güzel tanrıça oturmuş kafa yormaya çalışıyordu.
Artemis, "Kehanet senin için geldiğine göre... Kimi kurtardın Hilalis? İyi düşün," dedi."Nasıl birini kurtarabilirim? Ben zaten esirdim, kurtarıldım. Biliyorsunuz," dedi Hilalis.
"İlk önce 'ikisi birleştirince kaderi' diyor, ikincisinde 'artık kaderi birleşti' diyor. Kaderinin birleştiği biri yok mu?"
Hilalis cevap vermeden baktı Artemis'e. Artemis soruyu biraz daha açtı. "Yola çıktığından beri yeni biriyle tanıştın mı yani?"
"Leonidas... Tabii ya!" Hilalis, "Şey, evet. Bilerek tanışmadım aslında. Tamamen denk geldi," dedi.
"Tamam işte! Kader! Bu kader! Peki kim o?"
Hilalis cevap vermeden önce, o ana kadar suskunluğunu koruyan Athena yanıtladı. "Aslında kehanet çok açık," dedi ikisine de bakmadan.
"Söyle o zaman. Zeus'un kafasından doğan sensin. Bu yüzden en mantıklı olan da sensin."
"İkide bir söyleme şunu diyorum Artemis. Zeus'un başından doğmayı ben seçmedim."
"Güya tanrısalız ama hiçbirimiz kendi seçtiğimiz gibi doğup, yaşamıyoruz," dedi Hilalis. "Neyse, sen devam et Athena."
"Tamam. Tek tek gidiyorum. Hazır mısınız? Seni buraya getiren adam. Bir ölümlüye göre çok güçlü ve iri biri. İlk kehanetteki kişiye uyuyor, bu bir. Seni Agememnon'un adamlarından kurtardığını söyledin. E yardım da etmiş. Yine tuttu, iki. Ama 'sürekli' dediğine göre, seni üzmek istemem ama riskli durumlar devam edecek. Yine de için rahat olsun bence. O adam seni hep kurtaracak. 'Ayırmaya yetmeyecek güçleri' burası da risklerin güçlü kişiler tarafından geleceğinin göstergesi, üç. Bir şekilde birlikte olacaksınız anlaşılan. Son olarak da safiyane safiyane kimseyi kurtarmadım diyorsun Hilalis. Çıldırıyorum. Sen bu adamı binlerce gözün önünde arena meydanında kurtarmadın mı zaten?" nefes nefese kalan Athena kısa bir soluk alıp, "O seni kurtardı, sen de onu. 'Kurtaracaklar birbirlerini' dediğine göre, e riskler de devam edeceğine göre bir bakmışsın o seni, bir bakmışsın sen onu kurtaracaksınız her durumda. Bu da dört etti," dedi.
Hilalis duyduklarını düşüncelerinde tartıyordu. Kendi kehanetinde bahsedilen diğer kişi Leonidas olabilir miydi gerçekten? Adamın kehribar gözleri, buğday teni, kumral saçları gözünün önüne geldi. Tatlı bir sıcak bastı Hilalis'i. Ayağa kalkıp odanın içinde gezinmeye başladı. Elini kendine yelpaze yapıp sallarken Athena'nın söylediklerini düşündü. Mantıklıydı. Ama nasıl bundan emin olabilirdi ki?
Artemis'in heyecanlı sesiyle yeniden kendine geldi. "O halde birbirinizden ayrılmayacaksınız? Hilalis bu çok güzel! Kehanetle Eros'un tezi de tutuyor. Aşk kurtarmıştı seni, değil mi? O halde bu adam o adam! Aşkını buldun! Ay harika bir mitos bu."
Hilalis'in dudaklarında tebessüm oluştu. Ne diyeceğini bilemeyip parmaklarıyla oynamaya başladı. Ellerine bakınca gece boyu el ele hatta biraz daha fazlası adamın göğsünde sarmaş dolaş yattığını hatırlayınca gülümsemesi arttı. Hem Eros'un bahsettiği aşkının hem de kehanette ki bahsi geçen kurtarıcının Leonidas olmasını çok istediğini fark etti o an.
"Şuna bak şuna! Nasıl da gülüyor. Ne oldu, çok mu hoşuna gitti?" Athena bile ciddi tavrının dışına çıkıp Hilalis ile eğleniyordu.
Artemis ise çizgiyi çoktan aşmıştı. "Şimdi siz gece boyu ormanda yalnızdınız?"
"Evet."
"E anlatsana. Ne oldu aranızda? Bir şey olmadı deme, yemem."
"Saçmalama Artemis. Tabii ki olmadı. Uyuduk, uyandık, geldik işte."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nymph'in Simyası
ParanormalAntik Yunan'ın daha önce duyulmamış efsanevî aşkı gün yüzüne çıkıyor...