Öncelikle merhaba diyeyim.
Bu sefer YN (: yazar notu) kısmını bölüm sonuna saklamak yerine başa koymak istedim. Özür dileyerek başlıyorum. Çünkü çok geciktirdim. Birçok kişi, twitter üzerinden birebir konuştuğum için, gecikme sebebini biliyor. Fakat bilmeyenler için bu gecikmenin sebebini tüm içtenliğimle tekrar açıklamak istiyorum. Yazdığım yerleri beğenmedim! Aslında planlamaya uygun gittiği halde üslup mu, içerik mi tam olarak anlayamadığım bir sebepten dolayı yazdığım kısımları hiç sevmedim. Hal böyle olunca kendimi biraz çıkmazda hissettim. Bu da hikayeden soğumam ve askıya almam ile sonuçlandı ne yazık ki. 1,5 aylık gecikmenin sebebi işte bu.
Olabildiğince kendimi düzelttim, toparlandım ve tekrar Nymphin Simyası evrenine geri döndüm. İyi ki de dönmüşüm! Çünkü özlemişim! Bu süreçte de ilginiz, desteğiniz ve sabrınız için çok teşekkür ederim!
Lafı fazla uzatmadan önceki bölümü biraz anımsayarak yeni bölüme başlayalım mı artık? Ha, başlamadan önce bir soru! Peki ama kim haklı?
Mavi bir buğu ile geldiği bu yerde her yerin sonsuzluktan oluştuğu gözüne çarptı. Zaman da yoktu burada, mekan da. Bunu kızlardan duymuştu. Baktığı her yerden tahtında oturan Zeus görünebiliyordu. Heyecanlansa da kendini teskin ederek ileri doğru bir adım attı. Yürümeye devam ediyordu ki hemen yanında bir buğunun daha belirdiğini fark etti.
Sarı ile açık kahverengi karışımı buğu duraksadığında, Hilalis çok yakından tanıdığı bir çift kehribar göz ile karşılaştı. Doğru mu görüyordu? Mavi gözleri irileşti. Şaşkınlığı, kendini ikna etmeye çalışırcasına söylediği bir isimle boyut atladı.
"Leon?"
"Hilalis?"
Heyecanla gözleri büyüdü Leon'un. Şaşkınlıktan ağzı açıldı. Endişeden elleri titredi. Basbayağı karşısındaydı Hilalis. Anlık etkilerden çabuk çıkan Leon Hilalis'e yaklaşıp sarıldı. Elleri kızın uzun saçlarını, boynunu, zayıf sırtını hızla okşadı. Sımsıkı sarıldı. Bir daha asla bırakmak istemiyor gibi. Bırakırsa ona zarar gelecek gibi.
"Ah Hilalis! Ah sevgilim! Öyle çok korktum ki sana bir şey olacak diye."
Hilalis şoktaydı. Bildiklerini kafasında bir yere koymaya çalışıyordu. Ama oturmuyordu. Bu da demektir ki bilmedikleri vardı. Şu an kendine sarılan, her zaman güven veren adama sarılmak istedi. Ama yapamadı. Kolları kalkıp da Leon'a dolanamadı.
Leon, güzel sevgilisinin olduğu yerde kalakaldığını, tepki vermediğini fark etti. Hatta nefes bile almadığını. Geri çekilip iki omuzundan hafifçe sarstı. Kısık bir sesle sordu.
"Hilalis? İyi misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nymph'in Simyası
ParanormalAntik Yunan'ın daha önce duyulmamış efsanevî aşkı gün yüzüne çıkıyor...