Kadın çantasından bir dal sigara çıkardı ve dudaklarının arasına aldı. Diğer eli ile de çakmağını arıyor ama bulamıyordu. Odada loş ışık hakimdi bu da ortamı daha rahatlatıcı kılıyordu. Artık çantasının içerisini daha dikkatli arıyor elleriyle içini karıştırıyordu. Az sonra, oda bir ateş misali parladı. Kadın, kafasını kaldırdığında onu karşılayan ona yakın erkeğin kendi önünde yarı eğri bir şekilde çakmak çaktığını gördü. Al dudakları hafifçe kıvrıldı ve gözleri bir yakıcı aradı. Birkaç saniye sonra çakmağı gözlerini onlardan ayırmadan çıkardı ve sigarasını yaktı. Tek bir çekişten sonra dumanı hepsinin yüzlerine üfledi. Onların bu kadar aciz olması kadını mutlu ediyordu. Biraz sonra dağıldılar. Kadın, ağzından sigarayı çıkarmadan ''Patron nerede ?'' dedi. Karşıdaki tabloyu inceleyen Alphan gözlerini ayırmadan cevap verdi. ''Birazdan gelir.'' Kadın bu kadar dikkatli bir şekilde tabloyu süzen gözlerin altında yatan sebebi merak etti. ''Ne görüyorsun ?'' Alphan'ın dudakları kıvrıldı. ''Renkler görüyorum tıpkı senin gibi parlıyorlar.'' Kadın bir kuğu gibi süzüldü ve sigarasından bir nefes daha çekti ardından odaya doğru üfledi. ''Kendimi yorgun hissediyorum. Bir an önce bu toplantı bitmeli.'' ''İstersen masaj yapabilirim.'' Kadın cümlenin sahibine,Orçun'a, döndü ve umursamaz bir şekilde ''İstemez.''dedi. Cümlesini söylerken ölü insan portresine bakıyordu. O kadar dikkatli bakıyordu ki birden tablodaki ölü bedenin canlandığını hissetti sanki kadına bakarak yerden doğruluyor kanını önce tablodan aşağı ardından duvara akıtıyordu. Kadın, birden irkti ve tekrardan koltuğa oturdu.
Sonunda kapı açıldığında bütün adamlar sıraya dizildiler ve ve başlarını hafifçe eğdiler. Patron içeri girerken kadın ayağa kalkmıştı. Adam birkaç saniye kapıdaki sürüyü izledi daha sonra kadına döndü. ''Aybüke Yula.''
Kadın gülümsedi. ''Patron.''
Adam kadına oturması için işaret etti. Kadın tekrardan oturdu ve sigarasını sürünün önüne doğru fırlattı. Biraz sert fırlatmıştı bu yüzden sigara ilk önce içlerinden birisinin alnına ardından yere düşmüştü. ''Seni dinliyorum'' dedi patron, ''Bana her şeyi anlat.''
''Sandığımdan daha kolay oldu.''
Patron sigarasından derin bir nefes verdi ve başını koltuğuna yasladı. ''Bana neler olduğunu anlat.''
Kadın oturur pozisyondan patronuna doğru döndü. ''İşlek bir caddede yeni açılmış bir kafeye girdiğini gördüm biraz tedirgin biraz da ürkektim ama görevime sadıktım. Tekti ama tek olmadığını ben hariç kimse bilmiyordu. Kafede camın yanında rahat bir şekilde oturup kahvesini içen adamlar ve Akman Hancı'ya eşlik eden tedirgin gözleri, ancak dikkatli bir insan anlardı. Tabi birde bu işlerin içerisine karışmış bir kadınsan sezgilerinle çözemeyeceğin şifre yoktur. Adam oldukça mutsuzdu ama bakışları tam erkeğe yakışır şekildeydi: Kararlıydı.
İlk önce karşı masasına oturdum ve garsona el işaret ettim. ''Sütlü kahve.'' Adam ince tin sesime bakışlarını çevirdi. Ona kibar bir şekilde gülümsedim ve sandalyemi oturduğum yerden iterek ayağa kalktım. Yanına doğru yaklaştıkça daha da yumuşuyordu. ''Merhaba.'' Uzattığım elimi nazikçe sıktı. ''Oturabilir miyim?'' Bir an tedirgin oldu ama etrafımızda bizi bir tiyatro oyunu gibi izleyen o kadar insanı belki de şaşırtmamak için eliyle oturmamı işaret etti. Gülümseyerek oturdum. Az sonra garson yanımızda belirdi ve kahvemi önüme koydu. ''Teşekkürler.'' Dedim kahvemden bir yudum alarak. Adam kahvesini içmeye devam ederken bir yandan da dışarıyı izliyordu. ''Ben Aybüke.''
''Memnun oldum.''
Kahvemden bir yudum daha aldım. ''Ben de memnun olmak isterdim tabi adınızı bilmediğim için pek memnun kalamadım.'' Adam gülümsedi. ''Her şey herkese söylenmez.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYBALA
Teen Fiction''Bir fikrim yoktu ya da vardı. Aslında belirsizdi. Sürekli konuşan insanlar ve bana yöneltilen, manasını bilmediğim bakışlar... Hepsi bir köşede beni izliyor, zaman zaman beni seyrediyor hatta dinliyordu.''