Bölüm 25

4.4K 416 41
                                    

MERHABA 24 VE 25. BOLUMLERI ARKA ARKAYA ATTIM.....24 U OLUMADAN GECMEYIN DERIM.....🖤

Tolga güvertede oturmuş şehrin ışıklarının suyun üstünde oynamasına görmeyen gözlerle bakıyordu.Beyni durmuyor geçmişe takılıp kalıyor yaptığı hataların boyutunun   büyüklüğü karşısında umutsuzluğa kapılıyordu.
Ne kadarda cesurdu bu şehre gelmeden ..Ne büyük ama  içi boş bir  ozguvenmis diye geçirdi aklından.
Amerikaya Elgiz e ve Eren e kızarak geri döndükten sonra üstünde durmak istemediği duygularını sarıp sarmalayıp rafa kaldırmıştı.ilk yıllarda yaptığı yatırımların olumlu yanıtları ne cok simartmis beni dedi iç sesi.
bir adım geride alkışlayan hep bir Karen bulmuştun ne oldu . Ne iyi bir kadındı Tolga ve Elgiz icin çok emek vermişti değil mi....Pehh diye tısladı..

O gece de yine bir kutlamadan döndüklerinde Joel sevgilisi ile başbaşa kalmayı tercih edip Karen in kahve teklifini reddetmişti.
Karen herzamanki gibi şevkatle Tolga yi dinlemiş yine en çok ona hakvermisti .Karenin gözlerindeki şevkati ve sevgiyi görmüştü genç adam. Bu kadın mutlu olmayı herkesten çok hakediyordu işte.Karen yavaş yavaş yürüyüp genç adamın elini avuçlarının içine alıp ayağa kaldırdı.fonda çalan müziğe eşlik etmesini dileyen gözlerle bakıyordu Tolgaya.Tolga bir an küçük bir an tereddüt yaşadı sonrasında Karenin gözleri ile kesişirdi gözlerini.Ikili hüzünle müziğe eşlik ederken Tolga icindeki öfkenin dalgakıraninin Karen olmasına müsade ettiğini biliyordu.
Sonraki süreçte Karen Tolgaya adeta tapmıştı değil mi.Bazen Karen in kendisini bu denli sevmesi karşısında genç adam sucluluk duyuyordu.
Içi sıkılan Tolga kupestedeki demir parmaklıklara tutundu.Karen tarafından kandirilmak ve karşısında bir muhatap bulamamak daha çok acı veriyordu genç adama.
Elgiz ve çocukları ile nasıl ilişkilerini onaracaktı...Bir Karen kadar olamıyorum yazıklar olsun bana diye gür bir kahkaha atti.
Kadın beğendi uygun gördü istedi ve aldı....ya sen ne yapıyorsun Tolga ...ayni şeyleri yapıp farklı sonuçlar bekliyorsun diyen iç sesi bile onunla dalga geçiyordu....
Genç adam son şansı olduğunu düşündüğü çocuklara daha yakın olma projesini lehine kullanma kararı verdi.Bir gülümseme yerleşti dudaklarına herşey bambaşka olsaydı hayali bile içini güldürüyordu.sahi en son ne zaman dolu dolu gülümsemişti. 17 yaşındaki o kız çocuğu en çok onunla gulmemismiydi.
Yarin pazar günüydü poğacalari ile o kız çocuğunun yeniden kalbini kazanmak icin erken kalkmalıydı...kamarasina doğru ilerleyip büyük yatağa kendini artı.gozunu kapadığında Elgiz ve çocuklardan bir kare gözünün onune geldi.Burukca gülümseyip kendini uykunun kollarına bıraktı.
.......
Elgiz ancak fırsat bulup Murat Arslanoglunu 'na dönebilmişti.
Dudaklarını ısıran genç kadın telefonu üç kezden fazla asla caldırmazdı. Üçüncü sinyalden sonra telefona kapa emrini verdi.
Telefonu tam komidinin üstün e bırakacağı sırada Murat Arslanoğlu arıyor yazan telefonunu eline aldı.
''Elgiz...."
"Efendim"
"Kusura bakma havuzdaydım  çıkıp gelene kadar arama sonlanmisti."
Elgiz genç adamı havuz basında anlattığı  şekild hayal etti ve kikirdadi.
"Elgiz ?"
"Yo yok bişey.....eeee Ben şey icin yani yemek teklifin geçerliyse olur demek icin aradim"
"Eeee super bir yanıt verdiniz Elgiz hanım.Birazdan soracagim soruyada evet dersen şanslı adledecegim kendimi."
"Neymiş o
"Bu güne ne dersin ve yemeği kahvaltıya çevirmeye ...ben birazdan kulüpten cikacagim...seni gelip alabilirim.."
"Immmm çocuklar...."
"Heyyy dur bir dakika onlarida getir kulüpte onlar icin çok fazla etkinlik var...hem de onlarla tanışmayı çok isterim."
Elgiz düşündü bir sure  ..bu adamı merak ediyordu .... bir iki saniye sonra "tamamdir" dedi.
"Siz kahvaltı ettiniz mi ...?"
Çocuklar henüz uyanmadi...
"Dur bir dakika Elgiz ben yola çıkıyorum.simdi kahvaltı etmeyin...gordugun en güzel kahvaltıya götürüyorum sizi.."
"Ona da peki Murat Arslanoglu "
Elgiz çocukları hazırlamıştı ki kapı çaldı Murat gülen bir yüzle "selam "dedi...
Iki çift göz genç adama bakarken tanistirilmayi bekliyordu.
"Çocuklar Murat bey benim iş arkadaşlarımdan biri.."
"Murat bu arkadaş Atlas ve bu arkadaşta Kerem"
Murat boyunu çocuklar eşitlemek adına dizleri uzerine coktu.
"Merhaba" diyerek elini önce Atlasa uzattı.Atlas elini bu kocaman  adamın avuçlarına bıraktı.
Murat Kereme de aynı şekilde elini uzattı.
Kerem elini sıkıp "Anneme sakın aşık olma dedi"
"Keremmmm...."diye uyardı Elgiz onu sert bir ses tonuyla.
Kerem omuz silkip sırt çantasını omuzuna takip bahçeye doğru çıkmıştı.Atlasta Keremi takip etti.Elgiz çocuklarının arkasından şaşkınca baka kalmıştı."Lutfen kusura bakma Murat bu aralar ikisininde kafasını karıştıracak çok olay oldu."
"Lütfen rahat ol Elgiz benimde senin gibi bir annem olsaydı kimseyle paylaşmak istemezdim..cikalim mi"
Elgiz kapıyı çekip kilitledikten sonra Murati takip etti.
"Keşke bu kadar ısrar etmeseydin Murat biz  kendimizde gelebilirdik."
"Hadi bu konuyu hallettik dimi telefonda...simdi geç kalmadan şu kahvaltıya kavuşalım...acliktan oluyorum....siz acıkmadınız mi."
"Immm sanırım biz biraz atıştırdık" dedi Elgiz
Yol boyunca çocuklar arkada fısıldaşıp durdular..
Elgiz ise normalde asla kabul etmeyeceği bu tur anlık programları neden Murata karşı kullanmadığını sorguluyordu.cevapsiz kalan bu duruma daha fazla kafa yormak istemedi ve çocukların kendi aralarındaki konuşmalarına kulak kabarttı.

Elgiz ve çocuklar pazar kahvaltısı daveti icin yola koyulup sokağın köşesinden ana yola doğru ilerlerken Tolga elinde fırından yeni çıkmış pogacalarla Elgizin kapısını çalıyordu.
Suratındaki tebessüm açılmayan kapı ile yavaş yavaş yok oldu.

AYRILAN YOLLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin