5.Bölüm
En korkunç canavarlar ruhlarımızda gizlenenlerdir.
Yaşam gittikçe acımasızlaşıyordu. Sanki tanrı verdiği hayatın bedelini ödetmek istiyordu. Kendisi bile hoşnut değildi belki yarattığı şeyden. İnsanlar bir kez ölürdü fakat eğer ruhunuz, kalbiniz, sizi siz yapan tüm duygular yok olmuşsa ölüm sizin için bir kez gerçekleşip yaşamı sona erdiren bir şey değildi. Ölüm böylelerini her gün sırtından bıçaklardı. Bıkmadan, usanmadan her gün ruhunuzdan bir parça koparırdı. Sizi yok ederken imzasını da beyninize kazımayı asla ihmal etmezdi. Sizi delirtir, içinize hapseder ve sizi kendi içinizdeki karanlıkla bitirirdi. Revon bu insanlardan olmaya başladığını hissetti. Bundan kurtulabilir miydi? İçindeki bu hissi söküp atabilir miydi?
Elindeki eşyalara ve üstünde kıyafete bakıp her şeyin tamamlandığını gördükten sonra derin bir nefes aldı ve evin en aydınlık kısmına, bahçesine koştu. Gitmeden önce içkiden birkaç yudum da kendisi alsa fena olmayacaktı. Aslında bir yazarın mezarına içki koymayı zaten doğru bulmuyordu fakat bunu sadece aile geleneği olduğu için devam ettiriyordu. Konyağın kapağını açtı ve bir yudum aldı. İçki içmeyeli uzun bir zaman olmuştu ve dayanıklılığını kaybetmiş gibi hissediyordu. Yine de kendini biraz rahatlatmak için içmek istiyordu. Çünkü aklı başındayken ve bütün bu duygu karmaşasını yaşarken oraya gidip ne yapacağını bilmiyordu.
***
Gece yarısı kapıya dayanmıştı yani vakit geliyordu. Mezara yürüyerek gitmeyi tercih etti ve evin bütün ışıklarını söndürdükten sonra bir olaya daha tanık olmamak için aklına hiçbir şey getirmeden evden çıktı. Her ne kadar kızı merak etse de bir yanı onu görmek istemiyordu. Kızı hiç tanımıyordu, elinde gerçek olduğu bile belli olmayan bir adı vardı sadece fakat hakkında hiçbir şey bilmediği bu kızı kaybederse bir çöküş daha yaşayabilirdi. Bu kadar kayıp fazla gelmeye başlıyordu. Ölüm bazen bize sormadan sevdiklerimizi alıp götürüyordu fakat ya onların seçimleri doğrultusunda bizden gitmeleri? Bir erkek olarak fazla duygusal olabilirdi ama hep taş kalplilik yerine ince düşünceyi tercih ederdi. İnsan denen varlık hassastı. Onca şeytanlığa, barbarlığa ve yalana rağmen içinde bir yerde kırılgandı. Belki de kötülük bizim için bir savunma mekanizmasıydı. Belki sorunlardan kaçmak, savaşmamak kolayımıza geliyordu. Ve belki de en korkunç canavarlar ruhlarımızda gizlenenlerdi.
Not : Bölümdeki tüm karanlık hisleri yaşayarak ve o psikolojinin içinde yaşarken yazdım malesef. Uzun zamandır yoktum. Zor günler geçirdim... Ama bunun kalemime etki etmesine izin vermek istemedim. İyi okumalar. :) Yorumlarınızı bekliyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Revon'un Mezar Günlükleri
Mystery / ThrillerÜnlü amerikan gotik yazar Edgar Allan Poe'nun gizemli ölümünden sonra bir hayranın her yıldönümünde mezarı ziyaret etmesi ile esrarengiz olaylar başlar ve bu bir aile geleneğine dönüşür. Bu geleneği devam ettiren Revon Powell'ın içine düştüğü karams...