Eyvah annemler

412 18 0
                                    

Tuna'nın anlatımı~~~~~~
Şerefsiz herif,buz mavisi o güzelim gözleri,kıpkırmızı yapmıştı. Acaba  canını yakmış mıydı?ona pislik yapmak istemiş miydi? Neyse lan puşt herif neden İstanbul'un çıkışına kadar götürdünüz kızı ahhgg çok yavaş bu araba 360'la gidiyorum ama çok yavaş gidiyormuş gibi hissediyorum aslında kızı benim işlerime bulaştırdığım için kendime kızıyorum onun sucu yok Erdal sadece para yüzünden onu kaçırmıştı hepsi benim suçumdu aha buldum orayı işte işte karşımda idi o buz mavisi gözleri aklıma geldi geldide gelmeseydi keşke içimdeki siniri iliklerime kadar hissediyorum Erdal şerefsizini aradım.
—Nerdesin lan
—vay vay vay demek buraya geldin sesini duyuyorum sağdaki kapı parayı getirdin mi peki.
—Getirdim Allah'ın cezası getirdim çabuk bırak kızı
—tamam bırakıcağım ama önce parayı alayım
— tamam parayı vereceğim ama kızı göster önce
— peki bakalım kız burada dedi ve gözleri kan çanağına dönmüş kumral saçlarında ise bazı yerlerde kan vardı cıldırdım nedenini bilmiyorum ama cıldırdım parayı Erdal'a verip kızın yanına gittim ve ona
—Ben yanındayım güzelim,korkma geldim işte. Dedim.
Ağlamaya devam etti fakat daha şiddetli ağlıyordu.
— Şş sakin ol güzelim.
Kafasını sallamakla yetindi Erdal'a
— Aldın paranı şimdi ben gidiyorum.Dedim oda tamam dedi ve kızı çözmeleri için bir kaç adama emir verdi
Deniz'in anlatımı~~~~~~

Of bu adam bi gitmedi ya Elime aldığım cam parçasıyla arkamdaki ipleri  kesmeye çalışıyorum ama nafile bir türlü kesilmiyordu. zaten adamda yanımdan ayrılmıyordu. ben bunları düşünürken gür kahkahası kulaklarımı doldurdu. Neye gülüyordu bu Allah'ın şerefsizi. Yanıma yaklaştı ve bana
— Tuna çok güzel bir kız seçmiş yazık olacak sana.Tuna parasını çok sever emin ol senide almayacak.
— hiçte bile beni emin ol birisi kurtaracak bu Tuna olmasa bile. Aslında Tuna'nın kim olduğunu bile doğru düzgün bilmiyordum,sadece bugün ona çarptım çocuktu onu biliyordum. Şerefsiz gülmeye devam etti.
— göreceğiz hanfendi
Of Allahım ne olursun kurtulmama yardım et. Oh be sonunda gidiyor.Hemen arkamdaki ipleri kesmeye çalıştım ama bakın söylüyorum.çalıştım,çünkü hiç başarılı olduğum söylenemez. Evet sonunda ipleri mi yırttı cam parçası. Şimdi sırada beni kurtaracak olan kişiyi,beklemekte.Erdal pisliğine parayı vermeden kaçacaktık. Ama bunu beni kurtaracak olan kişi bilmiyordu neyse çok dönemli değildi.Zaten beni direk gördüğünde, ellerimin açık olduğunu gösterecektim ve kaçacaktık. Evet plan aslında düzgün giderse harikaydı. Ama ben  sakar kişiliğim bunu bozmazsa,inşallah bozmazdıda kapı birden hiddetle açıldı. İçeriye Erdal girmişti.
—Sevgilin geldi.şaşırdım doğrusu.
Ya sana kaç kere diyeceğim ben o benim sevgilim değil bir türlü anlamamıştı salak adam
— hadi gel seni bekliyor sevgilin. Dedi. Beni yavaşça adının Tuna olduğunu öğrendim çocuğun yanına götürdü. Erdal bana arkasını döndüğünde ellerimi bağlı olmadığını göstermek amacıyla bir şekilde arkami döndüm tuna bunu görmüş olacak ki gözlerini tamam anlamında kırptı. Oley be
sanırım anlamıştı beni. Erdal'a
—Al bakalım paranı da kızı ver.dedi.
Bana  gözlerini tamam anlamında kırptı. Ben de Erdal'ın kafasına kenarda duran  vazoyu geçirdim.Erdal vurdum şiddetle bayılmıştı. Bizde kaçmaya başladık. Ay çok da güzel kaçtık.
— Sen beni kurtarmaya geldin, ama beni tanımıyorsun.
— evet seni tanımıyorum ama benim yüzümden kaçırıldın. O yüzden kendimi suçlu hissediyorum.
Sadece gülmekle yetindim
— peki öyle olsun.
Biz, yavaş yavaş yürüyorduk sonra bana hadi bin  arabaya dedi. Yüzüme tatlı bir gülümseme yerleştirdim.
— hangi arabaya diye sordum.
— İşte tam karşında ki.dedi.
Vay canına,şuan karşımda,siyah bir melek vardı. Melek dediğime bakmayın, o benim hayallerimdeki arabaydı. Karşımda Audi R8 duruyordu. Bana kapımı eğilerek açtı.tam tahmin ettiğim gibiydi.kapıları, havaya doğru açılıyordu. Ben de gülümseyerek,arabaya bindim. Oda yan tarafıma oturunca
— Şeyyyy beni eve bırakır mısın?
— hayır seni evine bırakmayacağım.
Dediğinde şaşkınlıktan kalkan kaşlarımı indirmeye çalışarak
— peki nereye bırakacaksın beni?
Bana küçük bir gülümsedi. Ardından alayı der gibi sokağa bırakacağım dedi.kaşlarım iyice kalkarken...
— Şaka yaptım kızım. Dedi ve gülmeye devam etti ardından tekrar konuşmaya başladı
— kaşlarını böyle havaya kaldırma iyice sinirlerim bozuluyor, gülüyorum bu arada bizim eve götüreceğim seni.
Tamam dercesine kafamı salladım. Yaklaşık yarım saat sonra İstanbul'un içine gelmiştik.şerefsiz Erdal beni bulmaması için İstanbul'un çıkışına götürmüştü. Oh be en sonunda gelmiştik sanırım,çünkü araba durmuştu.
—Geldik mi ?
diye sorduğunda
— evet geldik güzellik.
Nedense  utanmıştım. Güldüm ve onu takip etmeye devam ettim.Of ama bu bu ev çok büyüktü. Tamam bizde zenginiz ama bu kadar büyük ev tutmamıştık. Eve giderken birden başım dönmeye başladı. Ve gözlerim kararıyordu. Tam yere düşecekken beni kurtarmıştı, 1 saat önce olduğu gibi. Ama sonrası karanlık.
Tuna'nın anlatımı~~~~
Birden yere düşecekken son anda kurtardım onu. Ve koşarak kendi yatağıma yatırdım. Allahım,çok güzel gözleri vardı, ama onları kapalı görmek istemiyordum. Bu cümleyi ben kurdum ya ben neden bir kızın gözlerine iltifat edeyim ki çok şaşırdım bir de onun hakkında konuşmamalıydım ya zaten ona gününü gösterecektim benden kurtulamazdı o tokatı atmayacaktı bana. Ben bunları düşünürken yatağım da hareketlilik olduğunu fark ettim.  çok tatlı bir şekilde bakan bir çift mavi ile karşılaştım. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu buranın neresi olduğunu anlamaya çalışıyordu, ama anlamıyordu. o kadar tatlı bakıyordu ki yanaklarını yiyesim geldi.
— hey ben neredeyim.
Dedi ve suratıma şaşkın şaşkın baktı
Deniz'in anlatımı~~~~~

Gözlerimi açtığımda, nerede olduğumu anlamaya çalıştım.ama aklıma gelen şeyle heryerim kas katı kesildi. Eyvahhhh annelere haber vermeyi unuttum.

Karanlık çocuk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin