4.Bölüm

225 114 42
                                    

On beş dakikadır Merve karşıma oturmuş bir cevap beklercesine suratıma bakıyordu.
Sonunda köşeye sıkıştığımın artık bir kaçışımın olmadığının farkına vararak yenilgiyle omuzlarımı düşürdüm.
Derin bir nefes aldım. Belki de bu anlatacaklarım için binlerce derin nefes almam gerekti. Fakat ben yanlızca bir derin nefes alabilmiştim.
"Lütfen aramızda bir şey geçtiğinin düşünüp yanlış düşüncelere kapılma lütfen Merve". Bu dediğime hafif bir tebessüm ile karışıklık verdi. Bu beni cok azda olsa rahatlatmıştı yada ben böyle düşünmeye kendimi zorluyordum.

Tatmin olmamış bir halde tek kaşını kaldırdı ve " Peki bu bakışların ne Alya. Tam bir aşık gibi hatta aşık kelimesi az bile kalır senin bu bakışlarına isim vermek için." Bu söylediği ile hemen gözlerimi kaçırdım şokla bana döndü
"Nasıl?!"
"Alya inanamıyorum sana sen ciddisin bu zamana kadar hiç bir erkekle ilgilenmezsin peşinde pervane olanlara göz ucuyla bile bakmazsın."

Biraz daha kafası karışık halde etrafa bakındı ve bozguna uğramış şekilde gözleri beni buldu.
"Allah'ım herşeyi şimdi anlıyorum Alya sen başından beri Alaz'a aşıktın." diye bir çığlık atıyordu ki son anda ağzını kapatıp ona uyarı dolu bakışlar attım bunca zaman sakladığım sırrım Merve'nin sayesinde az önce tüm kafeterya duymak üzereydi neredeyse.
Özür diler bi bakışın ardından gözlerine hüzün çöktü bir anda  kalkıp şaşkınlığımdan yararlanıp benide kendisiyle sürüklemeye başladı.
"Merve neler oluyor bir dursana."
Hiç bir şey demeden beni çekiştiriyordu yalnızca beni kampüsün arka tarafındaki sakin olan kamelyalarının birine getirdi.
Sakin bir şekilde oturdu benide kendiyle birlikte oturttu.
Gerginlik içinde ne diyeceğini beklerken o bir anda bana sarıldı. Ne olduğu anlayamadan gözlerimden dökülmeye başlamıştı içimde yıllardır biriktirdiğim acılarım.
"Ağla Alya ağla canm arkadaşım. Her zaman gözlerindeki acının nedenini merak ederdim. Canım benim hiç aklımdan geçmezdi.İlk önce ağla rahatla biraz sonra tek tek dinleyecem senden bunu."
Gözlerim bu sözcüğü bekliyordu sanki bir anda bir damla düştü sol gözümden tabi onu sildim ama inatla yenileri geliyordu. Bir anda bir hıçkırık kaçtı dudaklarımdan..
                          

Merve ile biraz daha oturmuştuk. Daha doğrusu ben ağlamıştım oda bana sarılmış daha sonra dayanamamış oda ağlamıştı. Canım arkadaşım benim yüzümden onunda üzmüştüm. Daha sonra onu daha da çok üzmemek adına işim var deyip alel acele  kalkmıştım. Tabiki işim yoktu. Fakat hem Merve' yi daha çok üzmek istemiyordum hemde en başından herşeyi anlatamazdım zaten zar zor bir itiraftan sonra bununda yapamazdım. Uyumalıydım  evet evet uyumalıydım. Aslında yorganımın altına saklanıp biraz daha saklanıp ağlamalıydım. Saklanmak...
Benim şu zamana kadar en usta şekilde yaptığım  şey değil miydi zaten? Sarsak adımlarla kampüsten dışarı attım kendimi . Dışarısı tam yüreğimdeki yaranın kanaması gibiydi belki de. Öyle bir yağmur vardı ki..
İnce ince yağıyordu yağmur insanlar aldırmıyordu ıslatmaz diye. Fakat en çok bu yağmur değil miydi bizi ıslatan? Kanayan yaramı bu yüzden benzetmiştim. Aldırmıyorum ama en çok bu kanayan yara değil miydi beni öldüren?
Yağmura dalmış gelen otobüse son anda yetişip evin yolunu tutmuştum...

Eve varınca direkt üzerimi bile değiştirmeden attım kendimi yatağa. Annem gelip ağlamaktan kızaran gözlerimi görürse direkt soruya çekecekti. Şu an anneme hesab vermeyi bırak ağzımı  oynatacak halim bile kalmamıştı. Kulaklığımı takıp zihnimi biraz dağıtmasına izin verdim bir damla yaş daha sonsuzluğa ulaşmak için gözlerimdeki darağacından bıraktı kendini..

Korkunç bir gök gürültüsü ile fırladım yataktan. Pekala yağmuru seviyordum ama gök gürültüsü ve şimşek bana göre değildi fazlasıyla ürkütüyordu. Elimi yastığımın alına attım ve telefonuma baktım telefonun ışığının acımasızca  gözlerimi sallanmasına  izin verdim.04.00 aman ne hoş ne çok uyumuştum bu bir rekordu ilk defa korkunç kabuslarla boğuşmadan uyumuştum, fakat bu seferde gökgürültüsü izin vermemişti. Bu saatte en çok yaptığım şeyi yapacaktım....
Yazacaktım...
Bıkmadan usanmadan sevdiğimi yazacaktım....
Belki de tek tesellim buydu eğer bir gün ayrı düşersek bunları okuyup onunla ilgili en ufak ayrıntıyı bile unutma ihtimalini ortadan kaldıracaktım...
Ah sevgilim yüreğimin derdide sensin dermanı da ben ne yapacaktım..
Elime giren kramplara dayanamaz oldum ve yazmayı bıraktım. Okurdum bende eski yazdıklarımı en başa geldim gözüme ilk çarpan şey büyük puntoyla yazdığım başlık oldu tabi. Buruk bir tebessümle gözlerimi gezdirdim ; Hayallerimde Sakladım Seni....

Gözlerim yine dalıp kaldı uzaklara bir başlığa bakıyordum fakat bu başlıkta ne acılar, ne gözyaşları, ne sessiz çığlıklar gizliydi kimse göremezdi herkes okuyup geçerdi. Yalnızca yüreğinde derin yaralar derin sevdalar taşıyan insanlar anlardı hissederdi....
Peki ben daha ne kadar dayanabilecektim? Daha ne kadar hayallerimde saklı tutup bu sevdanın ağırlığının altında ezilecektim?..

DİLHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin