3.bölüm

282 123 24
                                    

Anneeee!Çizim dosyamı bulamıyorum neredeee? Ervaa! Beremi yine sen mi aldın bulamıyorum?Babaaa! Geç kaldım beni sen bırakabilir misin? Tüm çığlıklarımla evi inletiyordum resmen.Tüm gece heyecandan uyuyamamış haliyle geç kalmıştım. Alaz'la çalışma heyecanı ve aynı ortamda olmanın stresi bir yana birde dört bir yanımı geç kalma korkusu sarmıştı. Çalışacağımız yere Alaz'dan önce gidip orada heyecanımı dindirmeye çalışmam gerekiyordu.Tüm aksiliklere rağmen çalışacağımız çizim odasındaydım.Çizim yapmadan önce 6 aylık bir plan yapmamız gerekiyordu.Bununla birlikte gün gün düzenli bir şekilde proje hazırlayacaktık. Ben bunları kafamda kurgularken kahverengi botları kot pantolonu grili siyahli sweatshirtü ve kırmızı kapşonlu hırkası ile belirdi kapıda ne giyse böyle bu kadar çok yakışırmıydı bi insana bana doğru gelmeye başladı."Tamam Alya sakin ol" diyerek heyecanımı azaltmaya çalıştığım sırada karşımdaki sandalyeyi çekti ve oturdu. Başıyla selam verip bi yandanda hafif tebessümle " Selam" dedikten sonra derin nefes alıp " Çok beklenmedim değil mi" diye sordu ve bunu sorarken bir yandanda kordonunda siyahlar olan metal saatinden saate baktı. Bu saati nerde görsem tanırdım çünkü Daniel Klein'a ait bir saatti. Bana cevap bekler gibi baktığını fark ettim. Salak kafam tabi cevap bekler soru sormuştu çünkü.Alaz la ayni ortamda olmak bana hic iyi gelmiyordu. Daha çok aptallaşıyordum. Düşünmeyi bırak hafif tebessümle "  Yok önemli değil bende yeni gelmiştim zaten " deyiverdim geleli bir saate yakın olmasına rağmen. Memnun olmuşçasına bir tebessüm etti ve"Bu gün sanırım çalışma programını hazırlayacaktık değil mi? "Diye bir soru yöneltti. Yalnızca "Evet" demeyi tercih ettim.Bunu dememi bekliyormuş gibi turuncu kareli defterini açtı. Cebinden kırmızı siyahlı bir uçlu kalem ile tükenmez kalem çıkarttı. Tükenmez kalemle "ALTI AYLIK ÇALIŞMA PLANI"  diye bir başlık attı. Yazısını görünce bozguna uğramış gibi hissetmiştim resmen. Çünkü çizimi bu kadar güzel olan birinin nasıl olurda yazısı çizimlerine nazaran bu kadar küçük olabilirdi?Bi anda bana dönünce hazırlıksız yakalandım tepkimi görmüş olacakki "Ne oldu "dedi yalnızca "Hiç " dedim yüzüm yanaklarım hazırlıksız yakalanmanın verdiği utançla alev almıştı resmen.  "Hiç çizimin bu kadar güzelken  yazının böyle olacağını tahmin edemedim " diyemedim tabiki de. Uğraş verdiğimiz 2 saat sonunda çalışma programı hazırlamış  yarın başlamak için sözleşmiştik ve otobüsle şu an eve dönüyordum. Ona ilk defa bu kadar yakın olduğum için ilk fark ettiğim yazarken  sağ elinin işaret parmağında ve ayni elinde iki tane beni vardı.Tırnak şeklinden fark ettiğim kadarıyla tırnaklarını yiyordu sanırım ve normalde pek hoşlanmadığım olan bir durum olmasına rağmen bunu bile sevmiştim.
Eve dönerken uzun yoldan giden otobüsü seçmiştim çünkü hava yağmurluydu ve ben bu havada müzik dinleyerek gezmeyi çok severdim.Elimde imkan olarak yanlızca otobüs olduğu için bunu neden değerlendirmeyeyim ki?
Kulaklığımı takıp cama döndüğümde çarpan yağmur damlalarının birer birer akıp gitmesini izledim bi süre ve her zaman olduğu gibi Alaz'ın güzel yüzü geldi gözlerimin önüne.Her gülüşünde birbirine giren uzun kirpikleri, kısılıp minicik kalan gözleri ve inci misali dişleri...
Bir gamzesi olup olmadığını bilmiyorum ama o kadar güzel gülüyordu ki insan gülüşünün güzelliğinden bir gamze arayışına bile girmiyordu. Yüzünde çok fazla beni vardı ve bir gün fırsatını bulduğum zaman onları saymayı kafamın bi köşesine not etmeyi de ihmal etmedim.Bir dakika bu gün kafamı kurcalayan en büyük şey ise neden gözleri kızarmıştı ki? Oturduğumuz süre boyunca sormak istemiştim ve asla buna cesaret edip soramamıştım.
Ben düşüncelere dalıp gittiğim için otobüsü bizim duraktan birkaç durak ileride  inebilmiştim.Mecbur ıslanacaktım bu benim için hiç sorun değildi aksine çok severdim ıslanmayı.Sakin adımlarla eve ilerledim kapıyı açıp içeri attım kendimi.Hızlıca kahve için ısıtıcıya su koyup sıcak duşa attım kendimi.Çıktıktan sonra kahvemi aldım ve dikildim penceremin önüne .İlk defa şansm işlemiş ve ıslak halimi annem görmemişti.Bu konuda üzerime çok düşüyordu. Islanmam ve soğuk görmem yasaktı.Bu da ayrı bir konu ya. Pencereme çarpan yağmur damlaları ile bir anda aklım bundan 6 yıl öncesine gitti......

DİLHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin