6. bölüm

185 103 15
                                    

Şu klişe sözler vardır ya ;
"BİR GÜLÜŞÜ VAR KELEBEK GÖRSE ÖMRÜ UZAR" Diye. Ben asla klişe olmadım. Çünkü öyle bir gülüşü vardı ki; Bir şair olsam ve bir kere görsem tüm ömrün boyunca milyonlarca şiir yazardım o gülüşüne. Ölüm döşeğinde bir hasta olsam azimle savaşıp iyileşirdim o gülüşü tekrar görmek için.

Öyle gülüşü vardı ki....
Her tebessümünde titreşen o uzun sık kiprikleri olmak için nelerini vermezdi insan yada o an kısılan kahvenin en güzel tonu olan güzelim gözleri.......


Bana ne olmuştu? En son hatırladığım şey Alaz' ın bir kıza güldüğü ve yerin ayağımın altından kayışı. Gözlerimi açmaya korkuyordum. Burnuma gelen kokudan hastanede olduğumuzu anlamıştım o an. Artık kaçmanın bir manası yoktu. Yavaş ve korkakça araladım gözlerimi.
" Sonunda uyandın!" Bu kesinlikle Merveydi. Ona doğru çevirdim bakışlarımı.
Beyaz tenindeki kızarmış burnu ve kan oturmuş ela gözleri dikkatimi çekti. Çok korkmuştu ve çok ağlamıştı. Gözlerindeki endişe parıltılarıyla bir cevap bekler gibi bana bakıyordu.
Bir kaç kere öksürdüm ve sesimin düzeldiğine emin olduktan sonra "Merve ne oldu? Ne oldu bana en son hatırladığım şey...."
Dilim bile varmıyordu o an gözümün önüne gelmişti. Kendime gelmek ister gibi salladım kafamı. Merve bana baktı ve iyi olmamı ister gibi bir hali vardı. Sanki benim ona bir şey söylememi bekliyordu. Hayır hayır öğrenmiş olamazdı değil mi? Bir kaç dakika daha bekledi ve derin bir nefes aldı. İşte şimdi korkmalıydım. O anın verdiği tedirginlikle gözlerimi kaçırdım. Çünkü söze başlamaya hazırlanıyor ama bir şey diyemiyordu. Gözlerindeki derin acıyı görmeye yüreğim dayanmamıştı.
" Daha ne kadar saklamayı düşünüyordun? Eğer bayılmasaydın ve buraya gelmeseydik ne zaman söylecektin!? Bu benden sakladığın kaçıncı acın?! Kaçıncı sırrın?!"
Bir anda haykırmıştı donup kaldım o an evet öğrenmişti. İnanmak istemiyor gibi salladı kafasını
" HAYIR , HAYIR! YANLIŞTIR! YALAN DESENE! TESTLER KARIŞTI DE BİR ŞEY SÖYLE YALVARIRIM BİR ŞEY SÖYLE ! " Bağırmak mecali kalmamıştı ama susmadı bu sefer acı acı gözlerinden akan yaşlarla tam gözlerimin içine bakarak konuştun.
" Bir şey söyle yeter ki bana söylediğin şey bu gün öğrendiğim şeyi unuttursun. Ne olursun Alya" Artık dayanmadı ve gelip bana sarılıp ağlamaya başladı. Ağzından tek cümle döküldü ;
" Yalandır, ölemezsin." Artık kendimi tutamıyordum. Merve 'ye sarıldım ve bende ağlamaya başladım.
Evet yıllar önce bir kas hastalıklığım ortaya çıkmıştı. Fakat onu yenmiştim. Bu illet hastalığımı bir sır gibi saklıyordum. Sürekli olan ağrılarımın geceleri yaşadığım uykusuzlukların nedeni bu hastalıktan kalma bir şey zannediyordı. Ama hayır yenmiştim. Tabi o bir kaç ay rahat uyumuştum. Taaki 3 ay öncesine kadar. Bir süre sonra bu sefer nefes darlığı, böbreklerimdeki sancılar uyutmuyordu bir türlü beni sürekli gücüm çekiliyor gibi hissediyordum. O gün evden kampüse diye çıkıp hastaneye gitmiştim. En fazla üşütmüştüm veya kansızlık vardır. Diye düşünmüştüm. Tüm testleri yaptırmış beklerken doktor testlerler beraber girdi odasına. İşte acı gerçeği o an öğrenmiştim..
Kas hastalığım için kullandığım ilaçlar kaslarımda ki hastalıkla savaşırken her iki böbreğimi de çürümüş ve buda kalbime zara vermişti. Evet hastalığım ileri derecede KALP YETMEZLİĞİydi....
Zar zor toparladım kendimi. Merve' den ayrılıp acı bir tebessümle " Özür dilerim canımın köşesi seni üzmek istemedim. Evet o hastalığı yendim ama ben......
Ben öl ö-lüyorum Merve. "
Bu sözcüğü söylemek ne kadarda zordu. Evet Alaz beni her gün öldürüyordu. Fakat bu bambaşka bir acıydı. Kalbim ne Alaz' ı nede ona olan aşkımı kaldıramıyordu artık. Çünkü kalbimin beni bile yaşatacak gücü kalmamıştı....


DİLHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin