Eylül sıçrayarak kalktı olduğu yerden. Duyduğu ses ile irkildi.
Ali: Eylül!
Ali Eylül'ün yanına koştu. Yanaklarını öptü nazikçe. Elleriyle yanaklarını avuçladı.
Ali: Sonunda uyandın.
Eylül: A-annem gelmişti.
Ali: Ne annesi Eylül.
Eylül: B-bana noldu?
Ali: Eve birkaçtane hırsız girmiş sonrada, işte hepimiz bayılıp kalınca...tabi bunlarda mafya olunca sana bir ilaç vermişler. Ama şuan gayet iyisin. Hiçbir sorun yok.
Eylül Ali'nin ellerini tuttu. Yavaşça indirdi ve Ali'ye sıkıca sarıldı. Ali ilk başta şaşırsada oda karşılık verdi.
Eylüliçses: Of ama ne güzel sevgiliydik biz ya.
Aliçses: Oha oğlum bu kız sana aşık bak bak sarılıyo bide!
Eylül yavaşça geri çekildi.
•°•°•°•°•°•°•°•°•°•
Eylül camın kenarına usulca oturmuş cama hızlıca damlayan yağmur damlalarını seyrediyordu. Ansızın gözlerinin dolduğunu hissetti. Gerçektende annesinin ölmemiş olabilmesi yalan gibi geliyordu ona. Ölmemiş ise neden bu zamana kadar hiç karşısına çıkmamıştı? Annesinden ona kalan tek bir şey vardı...
Oturduğu yerden kalktı. Aynanın karşısına geçti. Üstünde olan hastane kıyafetine baktı. Yüzünü buruşturup dolaptan en sevdiği kıyafetlerini aldı. Giyindi. Montunu hızlıca üstüne geçirdi.Koltukta uyuya kalmış Ali'ye baktı. Yanına gitti. Yavaşça yanağına bir öpücük kondurdu. Ve ses yapmamaya dikkat ederek hastaneden uzaklaştı...Sahil kenarında sadece düşüncelerle birlikte yürüyordu. Bir evin önüne geldi. Annesinin evi. Kapıya tıkladı. Doğru ya burada kimse yaşamıyor. Hemen arka tarafa yürüdü. Arka kapıya doğru yürüdü. Toprağa kazmış olduğu anahtarı çıkardı. Kapının deliğine sokup yavaşça çevirdi. Kapıyı hızlıca açıp, içeri geçti. Kapıyı kapattı ve duyduğu seslere anlam vermeye çalıştı.
Leyla: Onu ben terketmedim! Her şey senin yüzünden oldu.
Kim du bu? Kim olabilirdi?
Eylül sesin yukarıdan geldiğini anlayınca sessizce çıkmaya başladı.
Yavaşça kapıya yaklaştı.Vedat: Seni yolda görse tanımaz!
Leyla: Tanıyıcak! Herşeyi anlatıcam ona!
Leyla tam kapıdan çıkacakken Vedat sertçe kolunu tuttu.
Eylül olanları şaşkınlıkla izliyordu. Babası neden bu kadına böyle davranıyor olabilirdi.
Vedat: Anlatmıycaksın. Anlatırsan seni öldürürüm!
Leyla: Hadi ya! Öldürsene! Ama Birsen'i öldürdüğün gibi öldürme. Silahı daya kafama sık gitsin!
Vedat sinirle soludu. Kapıdan çıkacakken Eylül hızlıca evden uzaklaştı.
Koşarak hastaneye yol aldı...Odasına nefes nefese girdiğinde karşısında Ali'yi görmesiyle nefes alıp vermesi çok daha hızlandı.
Ali: Neredeydin sen?
Eylül: Hiç.
Ali: Eylül neredeydin?!
Eylül: Bağırma bana!
Ali: Eylül soruma cevap ver!
Eylül: Ya sadece dışarıya çıktım ya! Neden bu kadar merak ediyorsun!
Ali: Dışarıda o kadar çok babanın düşmanı var ki! Emin ol sana bişey yapmaları an meselesi!
Eylül Ali'ye yaklaştı.
Eylül: Ben kendimi koruyabilirim. Kimseye ihtiyacım yok!
Ali: Her zaman koruyamassın!
Eylül: Seninle uğraşamıycam ben eve gidiyorum.
Ali: Babana sordun mu?
Eylül: Her şey için babamdan izin almama gerek yok!
Ali: İyi ben söylerim o zaman!
Ali telefonu çıkardığı an Eylül Ali'nin telefonunu çekti.
Eylül: Söyleme lütfen!
Ali: Eylül telefonumu verir misin?
Eylül yavaşça telefonu uzattı. Üzüldüğü belli oluyordu.
Eylül: Ali benim annem yaşıyor mu?
Ali: Annen sen küçükken ölmedi mi?
Eylül: Bilmiyorum. Yani evet öldüğü söyledi babam. Ama...Ali ben dışarıya annemin evine gittim. O eve ne zaman gitsem hiç kimse olmazdı. Ama gittiğinde babam ve bir kadın kavga ediyordu.
Eylül Ali'ye herşeyi anlatmıştı. Ali de Eylül gibi şoktaydı.
Ali: B-birsen benim annem!
Eylül: N-ne?!
______________
Herkese selamlarr.
Bölüm kötü oldu ve ayrıca kısa bundan dolayı özür dilerim. Ama dediğim gibi bu aralar kendimi iyi hissetmiyorum. Olabildiğince bölüm atmaya çalışıcam. Sizleri seviyorum!
Sınır:
30 oy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Emir Verme!
DiversosNeden sürekli beni korumak zorunda? Babasından nefret eden bir insan neden onu korumak için herşeyi yapabilir ki?