Bayram'ı internetsiz ve bilgisayarsız geçirdiğim için bir süredir yeni bölüm çıkaramamıştım ama hep hazırdı. İnternetime ve bilgisayarıma kavuştuğuma göre, işte karşınbızda yeni bölüm. İyi okumalar.
Emily'den gelen arama ve mesajlar beni oldukça endişelendirmişti. Ona yapabileceğim pek bir açıklama yoktu. Gerçeği söylesem olayların en başından beri yalan olduğunu anlardı. Yalan söylesem... Ne söyleyebilirdim ki? En sonunda doğaçlama yapmaya karar verdim ve Emily'i aradım.
Emily: Hele şükür be kızım, nerelerdesin sen? İnsan bir haber verir. Neredeydin, ne yaptın bu saate kadar?
Hailey: Çok üzgünüm, haklısın. Şuan otele girdim. 5 dakika içerisinde odada olurum ve herşeyi detaylıca anlatırım. Anlaştık mı?
Emily: Anlaştık küçük cadı. Ama önemli bir şeyler olmuş olsa iyi olur.
Bu harika doğaçlamamın ardından kapıya doğru yürüdüm ve herkesle vedalaşmaya karar verdim.
Hailey: Hey millet, ben gidiyorum. Hepiniz kendinize iyi bakın.
Bunu söylememin ardından herkes kapının önüne, yanıma geldi. Hala adlarını bilmediğim 2 adam, adını bilmediğim striptizci kız ve Alaska el salladı. Nash, boş gözlerle bana bakıyordu. Gözleri ağlamak üzereymiş gibi duruyordu. Göz gçze geldiğimizde kafasını çevirdi. Sessizliği bozarak Matt yanıma geldi ve sarıldı.
Matthew: Herşey için teşekkürler. Başka bir zaman daha düzgün görüşmek üzere.
Görüşemeyeceğimizi biliyordum. Ama ağzımdan ne bir "Hayır.", ne de bir "Görüşemeyiz."çıktı. Neden bilmiyorum... Matthew'dan ayrıldıktan sonra, yanıma Carter geldi. O da geldi ve kulağıma fısıldadı.
Carter: İlk tanışmamız böyle olduğu için üzgünüm güzelim. Ama emin ol, bunu telafi edeceğim. Görüşürüz!
Görüşürüz derken bağırmıştı, kullağım patlar gibi olduktan sonra "Güzelim" kısmına takılıp kaldım. Ve yine "Görüşemeyiz" diyemedim. Sanırım veda etmekte pek de iyi sayılmam, ama sizde zor olduğunu kabul etmelisiniz... En son durdum, Nash'in yanıma gelmesini bekliyordum. Gelmedi. Orada duruyordu. Ne yapacağımı bilemedim.
Hailey: Kendinize iyi bakın. Seni de özliyeceğim Nash. Hem de çok.
NASH'İN AĞZINDAN:
Nash: GÖRÜŞEMİYECEKSİNİZ!
Bunu söylerken bağırmıştım. Sinirliydim evet. Birden herkes durdu ve bana döndü. "Neler oluyor?" bakışlarıydı bu.
Matthew: Dostum sakin ol!
Carter: Neden? Neler oluyor?
Nash: O gidiyor. Tanrım, ilk defa gerçekten bir kızla "arkadaşça" vakit geçirebilmişken, o da gidiyor. Herkes gibi o da gidiyor. Beni burada bırakıyor. Birkaç günde herkesi kendine bağlıyor ve sonra hiçbir şey olmamış gibi gidiyor.
Sinirlerim iyice gerilmişti. Gözümden akan yaşa engel olamadım. Ama ben herkes gibi değilim, duvara yumruk atmam yani. İnsanlar sinirlenip duvara yumruk atınca çoksinir oluyorum, sonra bir de hissetmedim diyorlar ya... "Nesini hissetmedin be duvar yıkıldı, elin kanıyor, sen hala kuul olmaya çalışıyorsun." demek geliyor içimden. Ama konumuz bu değil. Ben hala Hailey'e sinirliyim.
HAILEY'NIN AĞZINDAN:
Kapıyı açtım, bir kez daha arkama baktım ve kendi odama doğru ilerledim. Kapının çalmamla, açılması bir oldu. Emily kapının başında b ekliyordu herhalde. Haklı tabi.
Birkaç gün sonra:
Taksi bizi hava alanına doğru götürürken hiç duygulanmadım desem yalan olur. Emily ile geçirdiğimiz harika günler, Nash... Özlenecek çok şey var. Havaalanına vardık ve Emily'nin biletleri almasını beklemeye başladım. Dediğine göre internetten ayırtmış ama... Umarım bir aksilik çıkmaz. Bir koltuğa oturup Emily'i beklemeye başladım.
Nash: BÖ!
Arkamdan gelip "Bö!" dediğinde hafif sıçradım ve gülmeye başladım. Sesinden ve kokusundan tanımıştım, bu Nash'ti.
NASH'İN AĞZINDAN:
Hailey'nin yanına giderken tek bir sebebim vardı... Ona sıkıca sarılmak istiyordum. Sarılmak ve bir daha sonsuza kadar bırakmamak... (MULTİMEDİA)
Hailey: Heyy! Burada ne yapıyorsun.
Nash: Seni son bir kez daha görmek istedim. Hatırlarsan son seferinde veda edememiştim.
Hailey: Hatırlıyorum... Ama vedalaşmak istemiyorum.
Nash: Pekala en azından son bir kez sarıls-
Bir kızın "Aman tanrım! Nash Grier buradaa" diye bağırmasıyla, bütün çığlıklarla Nash'e doğru koşmaya başladırlar. Bize doğru koşan kalabalığı görünce, aralarından çekildim ve Emily'nin yanına gittim. Nash'i görmemişti. Bu nedenle sakince uçağımıza binebildik. Yaklaşık 20 dakikalık bir beklmenin ardından uçak havalanmaya başladı. İşte geri dönüyorduk. Hoşçakal New York! Seni özleyeceğim. Seni de özleyeceğim Nash Grier...
Biraz geçiş bölümü gibi oldu sanırım, üzgünüm. Daha iyisini yazacağım, emin olun. Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkürler. Benden bu kadar, görüşmek üzere, öpüldünüz.
![](https://img.wattpad.com/cover/19105899-288-k891041.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
True Love Story (A Magcon Fan Fiction)
FanficHerkes en mutlu olduğumu düşünürken, ben aslında en incinmiş olandım...