Bir başka bölümle daha karşınızdayım. Unutmuşsunuzdur diye Multimedia'ya Hailey'i koyuyorum. İyi okumalar.
Nash bana doğru koşuyordu. Neler olacağını merakla beklerken birden karşımda durdu. Gözlerimin içine baktı. Belki sadece 1 dakikaydı, ama 1 yılmış gibi hissettiriyordu. En sonunda gözlerinin dolduğunu gördüm ve hızlı adımlarla ilerlemeye devam etti. Birkaç adım sonra hızlandı ve koşarak uzaklaşmaya devam etti.
Carter: Olamaz...
Bunu nedenini anlamadığım bir şekilde, fısıldayarak söylemişti. Ve elini alnına vurmuştu.
Hailey: Ne? Ne oldu?
Carter: Genelde böyle olduğunda, kayalığa gider, sinirine göre 1 saat ile 1 gün arasında orada kalır. Ve yanına gidecek olursan... Gitme. Sana söylemek istediklerinin zıttını söyler. Kalbini kırmakta yeni bir çığır falan açabilir. Açar.
Hailey: Beni oraya götür, sadece biraz kalbi kırıldı diye, benden kaçamaz. Hem sanki ben bir şey hissetmiyorum.
Carter: Seni oraya falan götürmüyorum! Oradaki farklı bir Nash...
Hailey: Birkaç küçük lafı kaldırabilirim Carter! Gidiyoruz.
Carter: Hailey anlatamıyorum galiba...
Hailey: Sen mi götürüyorsun? Kendim mi arıyıp bulayım?
Carter: Tamam yanlız kalmamanız daha iyi olur. Bin arabaya.
Yol boyunca hiç konuşmadık. Carter yola odaklanmıştı, bende camdan dışarısını izliyordum. Yaklaşık yarım saatlik bir yolculuğun ardından, Carter arabayı durdurdu. Hala konuşmuyorduk. İkimiz de arabadan indik. Ve Carter sessizliği bozmadan eliyle Nash'i işaret etti. Bende konuşmadan Nash'in yanına doğru yürümeye başladım. Ayakları denize değer bir şekilde, kumda otururuyordu. Yavaşça yanına oturdum.
NASH'İN AĞZINDAN:
İnsanların beni ağlarken görmesinden hoşlanmazdım. Ve genelde ağlarken aynı zamanda çok da sinirli olurdum. Bu yüzden ne zaman ağlayacak gibi olsam buraya gelirdim. Denizi izlerken, düşünmeye devam ediyordum ki yanımda bir gölge gördüm. Dönüp baktığımda Hailey yanımda oturuyordu. Konuşmamalıydım. Ona kötü şeyler söylemek istemiyordum.
Hailey: Neden buradasın?
Cevap vermemiştim.
Hailey: Demek şimdi de cevap vermiyorsun...
Yine cevap vermedim. Versem daha kötü olacağını biliyordum...
Hailey: Cevap versene!
Nash: Ne var?
Hailey: Nedenkaçıp gidiyorsun? Daha konuşacaklarımız var.
Nash: Konuşacak bir şey kalmadı bana kalırsa.
Hailey: Ne yani? Arkadaşlığımız buraya kadar mıydı?
Nash: Beni 3 yıl boyunca bir kere bile görmeye gelmeyen insanlara arkadaşım demiyorum, üzgünüm.
Hailey: Pardon ama, bu kadar özlediysen sen geleydin. Hemen bana laf çarpma.
Nash: Sence vaktim vardi da ben mi gelmedim?
Hailey: Yine de söyleyebilirdin.
Nash: Git buradan.
Hailey: Anlamadım?
Nash: Şuan iyi olmadığımı biliyorsun, üzgün ve kızgınım. Saçma tepkilerimi görme.
Hailey: Nash anlatamıyorum galiba?...
Nash: Neyi?
Hailey: Bir düşün bakalım. Bir kız düşün. Seninle arkadaşlığını kesmemek için götünü yırtmış. Sonra sadece onu hatırlamadın diye saatlerce ağlamış. Seninle konuşmaya çalışmış. Senin gitmene rağmen peşinden gelmiş.
Nash: Seni seviyorum. En başından beri sevdim. En sonun kadar seveceğim.
Hailey: Bende öyle.
HAILEY'NIN AĞZINDAN:
Gözümden bir yaş ile ancak neler oluğunun farkına varabilmiştim. Nash ayağa kalkıp elini uzattı. Bende eline uzanıp ayağa kalktım. Ve bana sıkıca sarılmasıyla, kafamı omzuna gömdüm. İşte son yılların en güzel dakikaları.
CARTER'IN AĞZINDAN:
Hailey'i buraya getirmenin çok iyi bir fikir olmadığını düşünüyordum. Ama yanlarına da gitmek istememiştim. Biraz yanlız kalmaları daha iyi olur diye. Onları uzaktan izliyordum. Bir bağırış, çağırış falan olmayınca, oldukça şaşırmıştım doğrusu. Kızgın Nash'i böyle görmek hayal gibiydi. En son ayağa kalktığında, yanlarına gitmeye hazırlndım. Yanlarına doğru yürürken sarıldıklarını gördüm. Çok tatlı gözüküyorlardı. Zaten ikisinin de birbirini sevdiğini biliyordum. Ama onları böyle görmek.... Kıskandım.
Carter: Az öncesine kadar kavga ediyordunuz ve şimdi ise çıkıyor musunuz? Hayır kıskanmadım.
Nash: Sanırım ben bile bizi kıskanıyorum.
Nash ile ben biraz güldükten sonra Hailey'nin ciddi olmaya çalışan ama gülmekten bunu beceremeyen yüzüyle karşılaştık.
HAİLEY'NİN AĞZINDAN:
Hailey: Aslında henüz kimse bana bir tekifte bulunmadı.
Nash ve Carter birden bana baktı. Onları böyle görmek komikti. Ama asıl komik olan Nash'in dizlerinin üzerine çökmesiydi. Gülmemeye çalışarak ona baktım.
Nash: Seni seviyorum Hailey. Hep sevdim ve hep seveceğim. Sonsuza kadar senin yanında olacağım. Ve anlarsın ya bunu yanlız yapmak istemiyorum. Sonsuza kadar benimle olur musun?
İlk önce kıkırdadım ve elinden tutup ayağa kalkmasına yardım ettim ve sıkıca sarılıp kulağına fısıldadım.
Hailey: Harika bir plana benziyor.
İkimizde güldük ve sarılmaya devam ettik. Birkaç dakika sonra ayrıldığımızda, Carter hala kendine sarılıyordu. Bizim kahkahalarımızla ellerini kendinden çekti.
Carter: Kıskanmadım demiştim.
Bütün hikayede, bu bölümün sonu ,yazdığım en romantik cümlelerden oluşuyor sanırım, evet. Devamı gelir merak etmeyin. Destekleriniz için herpinize teşekkür ederim. Benden bu kadar, görüşmek üzere, öpüldünüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
True Love Story (A Magcon Fan Fiction)
FanficHerkes en mutlu olduğumu düşünürken, ben aslında en incinmiş olandım...