ηεω яuℓεs | 14

1.9K 177 105
                                    

~

Jaemin'in ağzından.

Asla değişmeyecektim. Kimse değişmezdi ki, siz aniden değişebilir miydiniz? Ya da değişmeye neden ihtiyaç duyardınız? Sizi seven insanlar gerçekten seviyorlarsa sizi değiştirmeye çalışmak yerine kendi değişmeliydi.
Ama Isseul öyle yapmıyordu. O kötü kişiliğime alışmak yerine beni değiştirmeye çalışıyordu,  bunu kıskandırmaya çalışarak yapması da komik ve mide bulandırıcıydı. Şişeyi kafama diktim, milyarlarca kız vardı. Neden onu eziğin tekinden kıskanacaktım ki? Saçma.

Telefonu elime alıp son mesajlara göz attım. Ona dokunma demişti. Sırf öyle dedi diye bütün yüzünü darmadağın etmiştim, anlamıyordum iki günlük insanı nasıl bu kadar benimseyebilirdi? Sırf o piçi bırakayım diye yaptığım her şeyi görmezden gelip beni affetmişti. İlk defa beni benim için değilde başka biri için affetmişti.

Tanıdığım kız bunu yapmazdı. Yoksa ona aşık mıydı? Kahkaha attım. Küçük sürtük yeni pezevenk mi bulmuştu?
Ayağımla masayı ittirip sendeleyerek kapıya yürüdüm, beni unutmasına izin veremezdim. Arabaya bindiğimde telefonuma uzanıp parmaklarımı hızla klavyenin üzerinde gezdirdim.

jaemin: Ne yap ne et babanı evden yolla, yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim.

Uyarımı dikkate alsa iyi olurdu. Babasının önünde becerilmek istemezdi herhalde.

Midem bulanıyordu, delicesine içmiştim. Aslında temel sorun bara gitmek yerine evde içmemdi. Neden her zamanki gibi Rus bulup eğlenmek yerine evde yas tutarmışçasına yalnızdım? Bunu Isseul yapmış olamazdı. Bu kendi tercihimdi.

Evin önünde durduğumda ne zaman geldiğimi anlayamamıştım bile. Evde ışıklar yoktu. Sırıttım. Büyük ihtimalle mesajı alıp geri gideyim diye yapmıştı. Telefonu çıkarıp aradım, illahaki açacak ve beni içeri almak zorunda kalacaktı.

Çalıyor çalıyor çalıyor.

Çağrı sonlandırıldı yazısıyla dondum. İlk defa aradığımda açmamıştı.

Bir, telefona cevap verme.
Biliyorsun ki o seni yalnız ve sarhoş olduğundan dolayı arıyor.

Sinirle arabadan çıkıp zile bastım. Çalışmıyordu. Bugün hayat tersime işliyordu sanırım. Kendime hâkim olmaya çalışarak kapıya tıktıkladım.
Bekledim, bekledim, bekledim. Kapı açıldığında görüş açıma giren beyaz elbiseli Isseul rahatlamama neden olmuştu. Kısa bir an öldü sanıp endişelenmiştim.

"Hey, mesajımı almadın mı? Konuşmamız gerek." Sesim beni şaşırtarak bencil veya kibirli çıkmak yerine gayet yumuşaktı.

"Üzgünüm görmemişim. Yarın konuşsak daha iyi olur biraz meşgulüm." Beni içeriye almıyor muydu? Cidden amacı neydi?

İki, içeri girmesine izin verme tekrar kovmak zorunda kalacaksın.

"Ne meşguliyeti?"

"Ben-"

"Izzy gel artık şu soruyu çözemiyorum! " Donghyuck'un sesini duymamla beynimden vurulmuşa döndüm. Ders mi çalışıyorlardı? Evin bütün ışıkları kapalıydı ve ders mi çalışıyorlardı? Izzy demişti. O lakabı Isseul'a ben takmıştım, normalde kimsenin öyle seslenmesine izin vermeyen kız neden şimdi hiçbir şey demiyordu? Boğazım düğümlenmişti.

"Size iyi eğlenceler. Aklında bulunsun artık arkadaş bile değiliz. "

Üç, arkadaşı olma. Sabah yatağında uyanacaksın, biliyorsun ki altındaysan onu atlatamayacaksın.

"Jaemin dur!"

Arkamdan seslenmesini umursamadan arabama binip gazı kökledim. Bana bunu nasıl yapardı? Onunla yatmış mıydı? Yol gözümde kayıyordu, midem bulanıyordu, beynimde bir sürü ses dolanıyordu. Utanmasam ağlayacaktım. Neden? Niye böyleydim. Hızımı arttırdım. Isseul'den nefret ediyordum. Donghyuck'dan daha da nefret ediyordum.

Direksiyonu kırdığımda gözüme gelen ışıktan da nefret ediyordum.

-

『ηεω яυℓεs』Na Jaemin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin