İkindi vakti hanın avlusundan sesler yükseldi. "Hancı hemen masamızı donat kurt gibi açız." Birkaç saniye sonra tavernaya Işbara girdi, Gencer ise gelen grubun atlarını ahıra yerleştiriyordu. Ataman hızlıca gelen grup hakkında Işbara'dan bilgi aldı. Beş kişiydiler ve hepsi silahlıydılar. Sonunda bekleyiş bitmiş, Ataman'ı hedefleri gelmişti anlaşılan. Sakince Işbara'nın donattığı masanın yakınlarındaki başka bir masaya oturdu.
Çok geçmeden kapı hızlıca açıldı. "Öyle değil mi Bars?" diyerek girdi kumral bir adam. Arkasından gelen iri adam edepsiz bir kahkaha patlattı. "Tabi öyle, bir kere vurdum kafası patladı şerefsizin!" diye devam etti. Arkasından üç kişi daha girdi ve Işbara'nın donattığı büyük masaya oturdular. Yemeğe başlamadan önce güvenlik amacı ile Gencer'e tüm yemekleri, içkileri denettirdiler ve yakınlardaki bir masaya oturtup beklemesini emrettiler. Ataman klasik bir Kumkar hareketi olan bu tutumu zaten beklediği için şaşırmadı ve bu yüzdende yemeklere zehir koymamıştı.
Birkaç dakika bekledikten sonra grup masadaki yemeklere aç köpekler gibi saldırdılar. Bir yandan da bağıra çağıra rahatsız edici muhabbetlerine devam ettiler. Parmaklarıyla han müşterilerini göstererek kendi aralarında dalga geçtiler. Müşteriler ise korku ile sinmişlerdi. Yaklaşık bir saat sonra yemeklerini bitirdiler. Karınlarının doymasıyla oluşan rehavetle sandalyelerine yayıldılar, sessizleştiler.
İçlerinden şişman olan, bir eli ile göbeğini ovalarken sessizliği bozdu. "Yarın ne yapacağımızı şimdiden konuşalım?" Sivri yüzlü olan "Yarın gün doğmadan yola çıkarız akşam olmadan Kara Obada oluruz dedi keyiflice. Konuşmaları devam ederken Ataman grubun bölge hakkında hemen hemen hiçbir bilgisi olmadığını anlamıştı. Bu, hedeflerine yaklaşmak için oldukça iyi bir fırsattı.
Yerinden temkinlice kalktı, masanın yanında hafifçe öksürerek grubun dikkatini çekti. "Beylerim istemeden sözlerinize kulak misafiri oldum. Anladığım kadarıyla buralara yabancısınız ve anladığım kadarıyla bölgeyi ayıran düz sazlık bataklığından haberiniz yok. Bir rehber eşliğinde yarın öğlen bataklığa girip akşama ancak çıkarsınız ve geceye ancak Kara Obaya varırsınız. Rehbersiz giderseniz ise bataklıktan çıkabileceğinizi hiç sanmıyorum."
İri Bars sinirlice söze girdi; "Demek bizi dinliyordun sefil çakal!" Düzgün yüzlü olan dur anlamında elini kaldırarak sözü aldı. "Peki, ihtiyar sen bu rehberliği yapabilir misin?" "Tabi beyim bu bölgeyi yıllardır geziyorum, avcumum içi gibi bilirim. Uygun bir ücretten bu ihtiyarı mahrum bırakmayacağınızı farz ediyorum."
"Tamam o zaman, ihtiyar geç otur anlaşalım. Ne içersin şarap mı kımız mı?" Ataman hınzırca gülümsedi ve gösterilen yere otururken "Beyim biz Bozkorlara kımız yakışır. Şarap Kumkar icadıdır. Kumkarlar gibi yumuşaktır. Bizi kesmez." Tüm grup kahkaha atarken sivri yüzlü olan sinirlenmiş ve suratını asmıştı. Büyük ihtimalle Kumkar'ın hafiyesi buydu.
Kahkahaları bitince Ataman'a kim olduğunu, nereden geldiğini sordular. Atamanda onlara tüccara anlattığının aynısını anlattı. Sonra kendisi de onlara aynı şekilde sordu. Düzgün yüzlü olan "Topal sen bizim kim olduğumuzu bilmene gerek yok. Ben bu grubun lideri Batu'yum. Bunlarda -Sırası ile göstererek- Balaman, Bukan, Bars ve Aytar." Ataman şimdi kesinlikle emin olmuştu; sivri yüzlü olan Aytar kesinlikle Kumkar hafiyesiydi. Çünkü o kadar rahatlardı ki isimlerini bile gizlememişlerdi ve Kızıl Tay boyunun tipik özelliği olarak tüm bireylerinin isimleri "B" ile başlıyordu.
Grup daha sonra Ataman ile anlaşmalarını yaptılar. Rehberlik için dolu bir kese verdiler ve Ataman'ın verdiği her bilgi için beş akçe vereceklerdi. Aytar masaya beş akçe koydu "Topal söyle bakalım şu kalpaklı kim?" eli ile tüccar Artuk'u gösteriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOZKIRIN KADİMLERİ - Gecenin Kurbanları
ActionÖncelikle şunu belirtmek istiyorum. Ben Wattpad'in mantığına biraz karşıyım. Bence bir hikaye yazılırken sonu gelmeden veya bir yerlere varmadan başını yayımlamak ucuz işçiliktir. Çünkü bir yerlerde bir hata yapmış olabilirsin ve geri dönüp bu hatay...